|
Tarzan zor durumda

Heyecana mahal yok. Herhangi bir heyecan gösterisini mazur gösterecek bir durumla karşılaşmış değiliz. Ne pişmiş aşa su katılma ihtimali var, ne de yemeğin dibinin tutma ihtimali. Askerî müdahalelerin gölgesindeki restorasyon çabaları sonuç vermedi. Şimdi üniforma giymeksizin girişilen revizyon temrinlerinin sırasıdır. Bundan böyle Türkiye''ye ne yapılacağından söz etmek istiyorsak terimlerimizi üreticilere ve yetiştiricilere mahsus kelimelerden değil de avcılık ve toplayıcılık eylemlerine denk düşen kelimelerden seçmek zorundayız. Dünya sistemiyle Türkiye arasında olup bitenler her şey 1924 başlangıç kabul edilmek şartıyla hâlâ tek yönlü özelliğini korumaktadır. Biline ki 2001 yılında Kemal Derviş kırk sene önce 1961 Anayasası''na verilen destekten daha fazlasına kavuşamadı. Türkiye bir taraftan "kendim ettim, kendim buldum" türküsünü çığıra dursun; diğer taraftan yetkili ve etkili ağızlar hokus pokus dedikten sonra neler olacağına dikkat kesilmiştir.

Tedbirler almayı gerektiren şartlar, Kemal Derviş''in bizzat kendisi de dahil olmak üzere, alınan tedbirler dolayısıyla bir tavrı benimsemek zorunda kalan herkesi birer Tarzan konumuna getirdi. Tarzan, ABD''de doğan bu modern efsane kahramanı ormanda yetişmiştir; ama orman ahalisinden biri değildir. Giderek ne olmuşsa olmuş kendisine orman ahalisinden bir refika da verilmemiştir. Jane''nin hiç olmazsa adı itibariyle ormana uzaklığı Tarzan''ınkinden de büyüktür. Gerek "ulusal program" uygulanabilir ve başarı sağlar diyenler, gerekse diğerleri, yani ortada uygulanabilir bir ulusal program yoktur ve bu yüzden başarıdan bahsetmek abestir diyenler birer "soluk benizli" vasfı kazanmış oluyorlar.

Hepsi birer Tarzan''dır; ama her Tarzan''ın bir sarmaşık tutuşu olduğundan mı nedir başlıca üç öbek oluşturdukları gözlemleniyor. Birinci öbek hak talebine senet olacak tezi şu cümlelerle özetliyor: Ben zaten onlardan (batılılardan ve/veya batılılaşmacılardan) biriyim. Dolayısıyla "batılılaşma" yüzünden benim bir mesele çıkarmam söz konusu olamaz. Hokus pokus hiyerarşisinde en yüksek yer bana ayrılmadır. İkinci öbek şu sözleri sarf ederek karşı-ataklık gösteriyor: Bu ülkede en büyük sömürüye konu olan benim içinden çıktığım toplum kesimidir. Demek ki sömürüden en büyük payı benim almam isabetlidir. Dolar bazında irtifa kat etmedeki acemiliğiyle hiyerarşinizi başınıza çalın! Üçüncü ve sonuncu öbek konuyla ilgisi olsun veya olmasın Mülkiye marşını (cinsiyetleri ne olursa olsun, hangi yaşta olurlarsa olsunlar, Mülkiyeli olsunlar veya olmasınlar) söylüyor: Ey vatan göz yaşların dinsin, yetiştik çünkü biz! Gerçekte bu sonuncular hiçbir bakımdan yetişmiş değildir; yani yetişkin hale gelmemişlerdir. Bir yere yetişmeleri de bahse konu değildir. Tarzanlık her üç öbeği en iyi tavsif eden hususiyet olmakta berdevamdır.

Tarzanlar aynı şeyi farklı sebeplere dayandırarak istiyor. Bir kısmı medeni dünyanın kendileri için bir şeyler yapmaya mecbur olduğu inancıyla o şeyi istiyor. Diğer kısmı medeni dünyayı üç kağıda getirmenin kendi üzerine farz olduğunu düşündüğünden o şeyi kucağına düşürebileceğini umuyor. Bir başka kısmı da memlekete ne gelirse gelsin kendisi işin içine katılmaksızın paylaşılmayacağını bildiğinden o şeyin adı geçtiği her yerde ve zamanda "Gelsin! Gelsin!" diye nârâ atıyor. Medeni dünyaya mensup olanların da Tarzanların da (ailecek) dikkate değer derecede beyaz tenli olduğu dikkatlerden kaçıyor.

23 yıl önce
Tarzan zor durumda
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler