|
Nihayet güvenilir bir "inceleme raporu"

Hatay"ın Reyhanlı ilçesinde çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan patlamalara ilişkin medyada yer alan haber ve açıklamalardan mazbut nitelikte bir bilgi edinmek neredeyse imkansız. Haberciler/yorumcular ve açıklama sahiplerinin her biri kendi meşreplerine göre olan biteni bize anlatmaya çalışıyor. (Yeri gelmişken, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş"ın şu önemli ve değerli açıklamasını unutmayalım: "Suriye"de iç savaş başladığından beri hükümetin tavrı ve politikasının doğru olmadığını belirtiyoruz. Türkiye"de bu tür saldırılara karşı birlik olma zamanıdır. Bu dönemde özellikle sivil yurttaşlarımızı hedef alan saldırılar karşısında hükümeti sorumlu tutmak ve eleştirmek yerine birlik içerisinde hareket etmek zorundayız.") Dolayısıyla bu büyük katliam hakkında -öncesinde ve sonrasında yaşananlarla birlikte- kamuoyunda herkesçe paylaşılan bir kanaat oluşmamış durumda. Tamam, katliamın Esad"la bağlantısı olduğuna ilişkin ortak bir kanaat yok değil, ama olaya ilişkin diğer gelişmelere ilişkin bilgiler?

Söylediğim gibi resmi açıklamalar yetersiz, haber ve yorumların pek çoğu "kafa karıştırıcı" nitelikte. Bu durumda ben de birçoğunuz gibi "Reyhanlı"da neler oluyor?" sorusuna ilişkin merakımızı giderecek doğru dürüst bir açıklama bekliyorken karşıma MAZLUMDER"in "Hatay/ Reyhanlı Ön İnceleme Raporu" başlıklı metin çıktı. MAZLUMDER"in benzer gelişmelere ilişkin benzer raporlarının –özellikle bir dönem- sadık okuyucusu olarak önüme koyduğum bu raporu da okumaya başladım. Bu rapora özel bir önem atfetmem, bu tür gelişmeler söz konusu olduğunda asıl olarak MAZLUMDER gibi tarafsız kuruluşlara kulak vermenin en doğru yol olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor.

Tamamını –kolaylıkla ulaşarak- okumanızı önerdiğim bu rapordan "Tespitler ve Öneriler" başlığı altında yer alan bölümden birkaç paragrafı aktararak sözü MAZLUMDER"e bırakmak en doğru seçim olsa gerek:

13 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen patlama sonrasında, kışkırtıcı ve tahrik edici Reyhanlılı bir grup oluşmuş, her gördükleri Suriyeliye saldıran darp edip linç girişiminde bulunan ve Suriye plakalı araçları tahrip eden davranışlar sergilemişlerdir. Suriyelilerin yaşadığı binalara topluca gidilmiş birçok ev yakılmaya çalışılmış, ele geçirilen kişiler darp edilmişlerdir. Aşırı milliyetçi/ulusalcı eğilimlere sahip partilere mensup fanatiklerinden olduğu söylenen ve her geçen gün sayıları artmakta olan bu gurup, yaşanan gelişmelerden Suriyelileri sorumlu tutmakta, Reyhanlı ilçe merkezinde devriye gezerek sıklıkla yol kesmekte, Suriyeli veya Suriye vatandaşı olduğunu zannettikleri kişileri linç etmeye çalışmaktadırlar. Patlama sonrasında, Reyhanlı ilçe merkezinde yüzlerce çevik kuvvet, özel hareket elemanları dikkat çekmekte, ancak bu süreçler, onların tanıklığında gerçekleşmekte, polisler bu olaylara seyirci kalmaktadır. Nitekim heyetimiz olay yerine giderken, Reyhanlı girişinde bu gurup tarafından yolu kesilmiş, uzun süren ikna çabası sonucunda yola devam etmemize "izin verilmiş", orada bulunan polisler, bu olaya seyirci kalmakla yetinmişlerdir. Geçişimizden yaklaşık yarım saat sonrasında, yolumuzun kesildiği yerde, yine aynı guruplar tarafından, dilsiz olduğu için kendini ifade edemeyen Reyhanlılı bir Türkiye vatandaşı, Suriyeli sanılarak linç edilmeye çalışılmış, kendisini tanıyan vatandaşların araya girerek şahsın kimliğini belirtmeleri sonucu hastaneye kaldırılması mümkün olabilmiştir.

Yaklaşık 50 bin Suriyeli korkudan evinden çıkamamakta acil ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Hasta olanlar tedavi olmak için hastaneye gidememektedir. (…)

Reyhanlı İlçesinin mevcut 60 bin nüfusuna 100 bin Suriyeli eklenmesine rağmen, resmi kurumlarda personel sayısı arttırılmadığı gibi azaltılmış, özellikle hastanelerde oluşan aşırı yığılmalar yatak ve doktor eksikliği, Reyhanlılı vatandaşları mağdur emekte olup, aynı zamanda bu vatandaşlarda, yaşadıkları mağduriyetin nedenlerinin, Suriyelilerin varlığından kaynaklandığı kanaati oluşturmaktadır. Dolayısıyla Suriyelilere yapılan yardım veya ödemeler ise Reyhanlılı halk üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır.(…)

Olayların öncesinde Reyhanlı ilçesi ve çevresinde birçok Türkiyeli erkeğin gerek eşlerinden ayrılarak, gerekse de ikinci eş olarak seçtikleri Suriyeli kadınlarla evlenmesi, Reyhanlı halkının, özellikle de kadınların Suriyelilere yönelik olumsuz kanaatlerini pekiştirmiştir.(…)

Herkesin, herkesi Baas rejimi taraftarı, ya da karşıtı olarak yaftalayabilecekleri bir kaos ortamı söz konusu olup, il ve ilçede görev yapan bürokratların, bu durum karşısında pasif kaldıkları gözlemlenmiş, hükümetin bir an önce duruma müdahil olarak, Cilvegözü Sınır Kapısı"nda, Jandarma ve Emniyet güçlerinde, adli makamlarda, kamplarda, hastahanelerde, Kaymakamlık"ta ve Valilik"te bu meselenin ehemmiyetini kavramış amir ve memurları görevlendirmesi, böylece yaşanabilecek olayların önüne geçilmesi gerekmektedir.(…)

Reyhanlı"da yaşananların bir süre sonra Antakya merkezde veya Alevi vatandaşların yaşadığı Harbiye, Samandağı gibi beldelerde yaşanabileceği iddiaları çok sık dile getirilmekte hatta "her gün falanca yerde bomba yüklü bir araç ele geçirildi" dedikoduları özellikle sosyal medya aracılığıyla yayılmaktadır…

11 yıl önce
Nihayet güvenilir bir "inceleme raporu"
Roman neyi tamamlar?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…