|
Küresel ticarette dönüşüm ve Türkiye Raporu

Sizlere bu yazımda geçtiğimiz hafta Global İlişkiler Forumu tarafından yayınlanan ve detaylı bir şekilde inceleme fırsatı bulduğum bir rapordan bahsedeceğim. Çalışma grubu direktörü Burcu Baran Türem editörlüğünde Bozkurt Aran ve Ali Tigrel tarafından kaleme alınan ve küresel sistemdeki dönüşümü anlamak açısından referans olarak değerlendirebileceğimiz rapordaki tespitler, bundan sonrası için nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiği noktasında önemli ip uçları barındırıyor.



KÜRESEL TİCARET NEREYE GİDİYOR?

Raporda oldukça dikkat çekici olan hatta küresel ticaretin izlediği gelişimi ve değişimi görmek açısından önemli satır başları var. Örneğin 1980 yılında sadece 2 trilyon Dolar olan küresel ticaret hacminin bugün 17,7 trilyon Dolar’a ulaştığını, 1995 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü’nün çok taraflı anlaşmalarla ne kadar hızlı bir şekilde dünya ticaretinin yüzde 85’ini kapsayan bir yapıya dönüştüğünü görüyorsunuz. Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ve Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı (TTIP) gibi anlaşmaların serüvenini de ilk andan itibaren bulmak mümkün. Japonya Başbakan’ı Abe’nin “21. Yüzyılın ekonomik düzeninin model anlaşması” dediği Avrupa Birliği ile Japonya arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının bir anda nasıl küresel gayrisafi hasılanın yüzde 19’una ve ihracatın ise yüzde 38’ine ulaştığını görüyorsunuz.

Tüm bunların yanı sıra dünya ticaretindeki değişimi ve dönüşümü de gözlemlemek mümkün. Zira ülkelerin artık çok taraflı anlaşmaların yerine ikili anlaşmalara yönelmeye başladığını ve bunun nedenlerini de raporda okuyabiliyorsunuz. 1985-2015 yılları arasında G7 ülkelerinin dünya üretimindeki payının yüzde 61,5’ten yüzde 46,6’ya düştüğünü görünce G20’nin son dönemdeki popülaritesinin nereden geldiğini daha iyi anlıyorsunuz.

Elbette olmazsa olmaz başlık Trump da var. Zira başkan olduğu andan itibaren TPP ve TTIP gibi anlaşmaları hızla rafa kaldırarak uyguladığı korumacı ticaret politikaları ve hatta uyguladığı yaptırımlarla “Yeni Soğuk Savaş” başlatan bir aktörün ne yaptığı küresel ticareti çok yakından ilgilendiriyor. Böylelikle tüm dünyaya yıllarca serbest ticareti öneren/dayatan ABD’nin iş kendi ekonomi güvenliği olunca neler yapabildiğini, uluslararası hukuku ve Dünya Ticaret Örgütü kurallarını nasıl hiçe saydığını daha iyi anlıyorsunuz. Bu kapsamda ABD, Çin, AB ve G20 gibi başat aktörlerin yeni dönemdeki arayışlarını da görebiliyorsunuz. Hatta korumacılıktan en çok şikayet eden ve toplantılarda serbest ticarete atıf yapan pek çok G20 ülkesinin aslında dünyada en çok korumacılık yapan ülkeler olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

TÜRKİYE İÇİN YOL
HARİTASI NE OLMALI?

Raporda, küresel ticaretteki değişim kapsamında Türkiye’nin yeri ve alabileceği role ilişkin de değerlendirmeler var. Örneğin detaylı bir şekilde güncellenmesi önerilen Gümrük Birliği konusunun neredeyse AB üyeliğinden daha etkili olacağı konusu net bir şekilde vurgulanıyor. Türkiye’nin yayılan bu korumacılık dalgasından kendisini nasıl koruması gerektiğine ilişkin öneriler de dikkat çekici. Öte yandan popülaritesi artan ikili ticaret anlaşmalarının başta Brexit süreci olmak üzere önemli fırsatlar getirdiği de vurgulanmış durumda. Bu kapsamda yeni küresel ticaret düzenini anlamak açısından pek çok bilgiye ulaşmak mümkün.

Elbette bu kadar dinamik bir süreci tam anlamı yazılı hale getirmek mümkün değil. Bu bakımdan zaman ilerledikçe rapora eklemeler ve güncellemeler yapmak gerekecek. Örneğin dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin hızlı bir şekilde Batı’dan Doğu’ya doğru hareket ettiği böyle bir dönemde sistemik kırılmaları daha iyi tahlil etmek gerekiyor. Ancak yine de zamanın ruhuna bir göz atmak açısından raporun içeriği bize zengin bir içerik sunuyor.

#Global İlişkiler Forumu
#Burcu Baran Türem
#Dünya Ticaret Örgütü
#TPP
#TTIP
5 yıl önce
Küresel ticarette dönüşüm ve Türkiye Raporu
Efendimiz’in (sav) orucu-2
Efendimiz’in (sav) Zekâtı-2
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!