Önümde bir fotoğraf duruyor.
Karede CHP milletvekilleri var.
Bir de Suriye"nin kan emici diktatörü Esed.
Bir başkası daha var.
O da Ebu Firas kod adlı bir görevli.
Reyhanlı katliamının tertipçisi bir teröristbaşı.
Bir rivayete göre Suriye istihbaratın en gözde yöneticilerinden biri.
Başkanlık sarayına rahatlıkla girebilen ve görüşmelere katılabilen biri olduğuna göre diktatör rejimin sadık muhafızlarından biri.
"Teröristbaşı"ndan kastım elbette Ebu Firas değil sadece.
Ebu Firas terörist devletin bir unsuru sadece.
Suriye tam bir terör devletidir.
Sadece bugün değil, dün de böyleydi.
Suriye"nin diktatoryal Baas rejimi yıllar yılı Türkiye"ye karşı terörü bir enstrüman olarak kullandı.
Türkiye"ye düşmanlıklarıyla maruf ne kadar örgüt varsa onların hepsine ev sahipliği yaptı.
Kendi vatandaşlarına da kan kusturdu.
Baba Esed bir gecede Hama"da 30 bin insanı gözünü kırpmadan katletti.
Oğul Esed kan dökücülükte babasını aratmıyor.
Suriye tam bir terörist devlet, düpedüz bir haydut devlet…
CHP heyetinin Esed"le görüşmesi, kelimenin tam anlamıyla bir dayanışma ziyaretidir.
CHP"nin Baas partisinin Türkiye"ye yönelik psikolojik harekatının bir unsuru haline dönüşmüş olması, Baas partisinin Türkiye hükümetine yönelik suçlamalarının aynısına dört elle sarılıyor olması CHP"nin asıl sürüklendiği Suriye bataklığında nasıl debelendiğinin ifadesidir.
Kılıçdaroğlu utanmadan-arlanmadan kendi ülkesinin Başbakanını Baasçı diktatörlerin ağzıyla suçluyor.
Kılıçdaroğlu ve CHP"liler Suriye"nin diktatör Baas rejimini meşru kabul ederken, diktatör rejime onurluca başkaldıran halkı "terörist" olarak tanımlamakta bir sakınca görmemektedirler.
Kılıçdaroğlu sanki Suriye Baas partisinin lideri gibi konuşuyor.
Başbakan Erdoğan"ı edeple bağdaşmayan bir dille "teröristbaşı" ve "katil" olarak ilan ediyor.
Kılıçdaroğlu ve CHP"liler bir yanda Che Guvera"ya övgüler dizerken öbür yanda kendi hukukları için diktatör rejime başkaldırmış bir halka "terörist" diyebiliyor. O halka yüreklice sahip çıkan Başbakan Erdoğan"ı da "teröristbaşı" olarak suçlayabiliyor.
Kılıçdaroğlu "teröristbaşı" ve "katil" arıyorsa Baasçı yoldaşı Esed"e baksın!
Kılıçdaroğlu "katil" arıyorsa Dersim katliamcılarına bir baksın!
O şerefle sahip çıktığını söylediği CHP devletinin icraatlarına baksın!
"Führer" arıyorsa partisinin tek parti dönemine baksın!
O zaman görür ki Suriye"deki Baas rejimiyle kendi partisinin rejimi arasında hiçbir fark yokmuş!
Kendi aşiretinden insanları nahak yere öldüren Dersim katliamcılarına karşı bir tek laf edemeyen Kılıçdaroğlu"nun, Suriyeli mazlumlara sahip çıkan Başbakan Erdoğan"ı "teröristbaşı" ve "katil" ilan etmesi tam bir utanç kaynağıdır. Aynı zamanda ideolojik bir yol arkadaşlığının da ifadesidir.
Ebu Firas denilen Baasçı katil kimlerin dostu?
CHP heyetini oluşturan milletvekilleri bu ismi tanımadıklarını söylüyorlar.
Oysa Başbakan"ın da açıkladığı üzere istihbarat örgütlerimiz bu ismi ve bu ismin CHP heyetinden birileriyle ilişkisini çok iyi biliyorlar.
Başbakanımız netlikle ortaya koydu:
Ebu Firas CHP heyetini alıp Lazkiye valisine, oradan da Esed"in zulüm sarayına götürüyor!
CHP yandaşı bir günlük gazetenin Hatay temsilcisi Baas rejimine bilgi ve belge sağladığı iddiasıyla şu an içerde.
CHP"nin Hatay milletvekillerinden birinin amcaoğlu Ebu Firas bağlantılı bir terör şebekesinin içinde.
CHP heyetini Suriye"ye götüren şoförlerden biri Reyhanlı katliamı soruşturması dolayısıyla içerde…
İstihbarat örgütlerimizin tespit ettiği bu kirli ilişkiler ve terörist eylemsellikler niçin Kılıçdaroğlu tarafından eleştirilmez?
Kılıçdaroğlu teröristbaşını ve katili yanlış yerde arıyor.
Suçluluk telaşı içinde edep sınırlarını aşan suçlamalarda bulunuyor.
Eli kanlı bir diktatör ile sandıktan çıkan bir lideri aynı kertede görecek kadar demokrasiden nasipsiz birine aslında söylenecek çok şey vardır.
Kılıçdaroğlu kendi celladına aşık bir Dersimli.
Ne hikmetse nerede bir diktatör Baasçı varsa ona da aşık biri.
Dün Saddam"a arka çıkıyordu, bugün ise Esed"e!
Ne de olsa her iki diktatör de kendisi gibi Baasçı!
Saddam"ın ve Esed"in Baasçı icraatlarıyla Kılıçdaroğlu"nun partisinin tek parti dönemindeki icraatlarını yan yana koyunuz, anlarsınız ne dediğimi!
