|
Birleşmede Demirel ve Yılmaz gölgesi...

Merkez Sağ''ın iki küçük partisi DYP ve Anavatan, DP çatısı altında birleşmeye karar verdiler ve bunu kamuoyuna deklare ettiler. Birleşmenin resmen açıklandığı Dedeman otelinde Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu''nun etrafında toplanan partililerin yüzünde hem heyecan, hem de endişe hakimdi.

Heyecanlıydılar, çünkü siyasette sıkıştıkları dar alandan çıkış için bu birlikteliği bir umut olarak görüyorlardı.

Endişeliydiler, çünkü bu birleşme düşünsel alt yapısı hazırlanmış, büyük kitlesel bir teveccühün sonucu olarak değil, ''baraj korkusu'' ile alelacele gerçekleştirilen bir birleşmeydi.

Alelacele gerçekleştirilen bu birleşme, ''korku''nun da ötesinde daha dramatik bir fotoğrafla örtüşüyor ki, bu görüntü iki parti açısından da talihsiz bir duruma işaret etmektedir.

Bir kere, DYP ve Anavatan cumhurbaşkanlığı seçiminde kötü bir ''demokrasi sınavı'' verdiler. Her iki parti de Meclis''e girmeyerek, ''millet iradesi''ne değil, ''mahkeme iradesi''ne itibar eden CHP''nin peşine takıldılar.

Maalesef, ''yeter söz milletindir'' diyerek büyük bir demokrasi mücadelesi veren DP''nin devamı olan DYP de, Turgut Özal gibi Türkiye''nin ''demokrasi ufku''nu açan bir liderin misyonuna sahip çıktığını iddia eden Anavatan da, kendi demokrasi mücadelelerine ihanet etmişlerdir.

Kısacası, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu, CHP''nin parlamento dışı güçlerle ittifakına destek vererek, Menderes ve Özal''ın kemiklerini sızlatacak bir ayıbın altına imza atmışlardır.

Kim hangi süslü kelimelerle ifade ederse etsin, DYP-Anavatan birleşmesine ''devlet iradesi''nin gölgesi düşmüştür. Dolayısıyla, bugün alelacele ''DP şemsiyesi'' altına sığınmak, bu iki genel başkanın ''demokrasi ayıpları''nı örtmeye yetmeyebilir…

Nitekim Aydın Menderes, her iki genel başkanın da kendi siyasi geçmişlerine ihanet ettiklerine işaret ederek şunları söylüyor:

“Sonuç vermez. DP yeter söz milletindir sloganı ile kurulmuş. Milletin gönlünde bugüne kadar yaşamış bir partidir. Fakat DYP cumhurbaşkanı seçimlerine katılmayarak ''yeter söz milletindir'' sözünü indirmiş ''yeter söz devletindir'' tabelasını asmıştır. Beraber batacaklar. Romantik bir rol biçmişlerdir. Millette karşı suçlarını örtmek için DP ismine sığınmışlardır.”

Ayrıca kimse unutmasın ki, bu birleşme projesi esas itibariyle Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz''ın ''intikam projesi''dir. Perdenin gerisinde antrenörlük yaparak, hem AK Parti''den, hem de hiçbir zaman alışamadıkları rahmetli Özal''dan intikam almak için, Ağar ve Mumcu''yu bir ''intikam'' aracı olarak kullanmışlardır.

Nitekim Yılmaz, Pazar günü gazetelerde yayınlanan açıklamasıyla ''intikam kıvılcımı''nı ateşledi bile: “Bu, Türk siyasetinin kalbi olan merkezi, işgalden kurtarma operasyonudur, herkesi bu hareketi desteklemeye çağırıyorum.”

Yılmaz çok açık bir şekilde, alelacele gerçekleştirilen DYP-Anavatan birleşmesinin bir ''operasyon'' olduğunun altını çizmektedir. Bizce de bu, bir Demirel-Yılmaz operasyonudur. Aday listeleri belirlenirken de ortaya çıkacak ki, “28 Şubat''ın A Takımı” maalesef Menderes''in DP''sinin çatısı altına sokulmaya çalışılacaktır.

Kuşkusuz, bu senaryoda en ''dramatik rol'' Erkan Mumcu''ya verilmiştir. Ne yazık ki, bugüne kadar Demirel ve Yılmaz''ın çok isteyip de bir türlü başaramadıkları, “Özal''ın mirasını silme” işi Mumcu''ya icra ettirilmiştir…

17 yıl önce
Birleşmede Demirel ve Yılmaz gölgesi...
Orta gelirli konut kampanyasından yararlanabilir mi?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!