|
Kimsenin toprağında gözümüz yok ama

Estergon malûm, Macaristan’ın başşehri Budapeşte’ye arabayla bir saatlik mesafede.

Tam olarak altmış kilometre.

O kale ile geçmişten gelen bir ünsiyetimiz var.

Derin muhabbet duyarız.

Karahisar Kalesi’nden pek farkı yoktur bizim için.

Afyon, Şebin fark etmez.

Bu yüzden şarkısı da mehter eserleri arasında yer alır.

Sözleri şöyledir:

“Estergon kalası bre dilber aman
Subaşı durak aman
Kemirir gönlümü bre dilber aman
Bir sinsi firak
Gönül yâr peşinde bre dilber aman
Yâr ondan ırak aman
Akma Tuna akma bre şahin aman
Ben bir dertliyim
Yâr peşinden aman da gezer
Koşar yandım kara bahtlıyım…”

*

Barış Manço bunun girişine bazı sözler ekleme ihtiyacı duymuştur. Der ki:

“Estergon Estergon…
Yedi krala saray olan Estergon
Biz seni Nemçe illerine Allah emaneti edip verdik
Ve işte şimdi, geri almaya geldik
Serhaddin hâli böyledir
[Koro:] Yiğit başından Ali eksik olmaz
Rumeli gazileri
[Koro:] Kelle verilir, aman verilmez
[Koro:] Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…”

*

(İnternet âleminde bazı yerlerde, “Nemçe illerine” kısmının farklı yazıldığını görürüz.

Anlamamış yazanlar.

Belli ki Nemçe’den de, illerinden de haberi yok.

Şöyle demişler: “Nemşehirlerine”. Eh, yakın sayılır.)

*

Barış Manço Estergon Kalesi’ne bu girişle başlar…

Ve kimse merak edip “Arkadaş, ne diyor bu adam? Ne demiş bu adam?” diye tepki göstermez ya, işte ben buna şaşarım.

En az yüz yıldır “Kimsenin toprağında gözümüz yok” sloganı ile çelişen bir durum var burada.

İtiraz etmeyenler, o sözleri de mi yanlış anladı acaba?

Ya da anladıysa bile görmezden mi geldiler?

Estergon denilince içimde bir sızı başlar.

Viyana’dan, Plevne’den, Gazi Osman Paşa’dan bahsedilince hüzün kaplar.

*

Viyana’yı tekrar kuşatacak değiliz.

Hiç gereği yok. Elimizdekine sahip çıkalım yeter.

Bir parçamızı bizden koparmak, toprağımızı bölmek isteyenleri tepeleyelim, daha fazlasını istemeyiz.

Ama insanın yüreğindeki sızıya ve gönlündeki hüzne engel olması da kolay değil hani.

Kerkük denilince, Musul denilince, Halep’in yıkık dökük fotoğrafını görünce, Batı Trakya’da hâlâ devam eden Yunan zulmü gündeme getirilince, efkârlanmak kaçınılmaz.

En azından misak-ı millî sınırlarını bir gözden geçirmek gerekir. And içmişiz ne de olsa.

*

Barış Manço, Estergon Kalesi isimli eserinin girişine sözler eklediği gibi sonuna da birkaç mısra ilave etmiş.

Şöyle söylüyor bitirirken:

“Estergon’u aldık, bre şahin aman, vermeyiz ele aman

Akma Tuna akma, bre şahin aman, ben bir dertliyim

Yâr peşinden aman da gezer koşar, yandım kara bahtlıyım

Haydin koç yiğitler…”

#Estergon
#Macaristan
#Budapeşte
#Barış Manço
#Estergon Kalesi
#Karahisar Kalesi
3 yıl önce
Kimsenin toprağında gözümüz yok ama
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı