|
Deprem ölümü hayatla hayatı ölümle bütünleştirir

Ölümden sonra dirilişi yok sayan, ölüm karşısında, susan seküler kültür, ölümü hayatın dışına atmak için, elinden geleni arkasına bırakmıyor. Seküler kültürle yoğrulan yaşama biçiminde, ölümler aile ortamından hastane ortamına taşındılar. İnsanların ölüm yokmuş gibi yaşamaları için, mezarlıklar dünyanın her yerinde, yerleşim alanlarınındışında, kimsenin görmediği alanlarda, kendilerine yer bulabiliyorlar.

*

Kültürden, sanattan ve hayattan ölümün izlerinin silinmeye çalışılması, hayatın anlamıyla birlikte yaşanırlığını da yok ediyor. Oysa ölüm hayatın, hayat ölümün birbirinden ayrılmaz iki ayrı yüzüdür. Ölüm hayatın değişmeyen gerçeğidir. Ölümü güzelleştiremeyenler, hayatı güzelleştiremezler. Nerede ve nasıl geleceği bilinmeyen ölümü güzelleştirmek için, herkesin her yerde, ölümü beklemesi gerekir.

*

Van ve Erciş''teki deprem, bütün dünyadaki depremler gibi, ölümün yalnızca Türkiye''de değil, bütün ülkelerde, hayatın ayrılmaz bir yüzü olduğunu gösterdi. Bir anda yerde bir olan şehirler, enkaz altından günler sonra sağ olarak kurtarılanlar ve depremle elindeki zenginlikleri yitirenler, dünyanın dikkatlerini üzerlerine çekerler. Çünkü depremler, kısa zamanda hayat ve ölümü bütün dünyanın gündemine taşırlar.

*

Depremler etkilerini gösterdikleri ülkelerle birlikte başka ülkeleri de sarsarlar. Depremlerde ölenler, yaşayanlara ölümün çok uzaklarda olmadığını hatırlatırlar. Bir insanın kurtarılmasının, bütün insanlığın kurtarılmasına eşdeğer olduğunun bilincine savaşlardan daha çok depremlerle varılır. Bunun için, dünyanın neresinde bir deprem olursa, bütün ülkelerin yardım kuruluşları, enkaz altından bir insanı kurtarmak için yarışırlar.

*

Depremlerdeki can kayıplarına karşı gösterilen duyarlılık, savaşlardaki yaşlı, kadın ve çocuk ölümlerine karşı da gösterilmelidir. Düzenli orduların savşalarının yerine, dağınık, örgütlü küçük grupların çatışmalarının geçtiği bir dünyada, bir insanın hayatının kurtarılması, bütün insanlığıngeleceği için, çok büyük önem taşır. Dünyadaki her ülke, deprem enkazından canı kurtarır gibi, terör estiren çatışmalardan insan kurtarmak için, bütün gücüyle yarışmalıdır.

*

Dünyada her gün savaşlarda, depremlerde ve trafik kazalarında binlerce insan hayatını yitirmektedir. İnsan hayatının ne kadar önemli olduğunu ve onun yerini hiçbir varlığın dolduramayacağını anlamak ve anlatmak için, bütün insanlık seküler kültürün değerlerinden önce kutsal kültürün değerlerine sarılmalıdır.

*

Ölümü hayatın dışına alan seküler kültürde, ölümün anlamlı kılınması ve doğallığını koruması oldukça zordur.

*

Ölümden uzaklaşan kültürler, hayattan uzaklaşırlar.

*

Ölümü yok saymak, hayatı yok saymaktır.

*

Ölüm bir bitiş değil, bir başlangıçtır.

*

Hayat ölümle anlam kazanır.

12 yıl önce
Deprem ölümü hayatla hayatı ölümle bütünleştirir
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’