|
Kudüs kentlerin ufkudur

İnsanlığın atalarının yitirdiği Cennet''i dünyada bulabilmesi, seküler kültürün gökdelen ormanı kentlerinden önce, kutsal kültürün kutlu kentlerine dönmesine bağlıdır. İnsanlar, ''Beş ülke'' liderinin, bir Cehennem''e dönüştürdüğü dünyayı, Cennet''e dönüştürmeyi, ülkelerin ellerinde silah taşıyan siyasal liderlerinden değil, kutsal kültürün ellerinde gül taşıyan gönül önderlerinden bekliyor. Dünyanın her yerinde barışın en önemli güvencesi, büyük gönül fatihleridir.

*

Bir insanı, bir kenti, bir ülkeyi dönüştürecek olan güçlerin ana kaynağı, bütün insanlığın bilgi ve bilgelik birikiminin dayandığı, kutsal kitaplar ve kutlu kentlerdir. Bunun için, dünyada herkes kutlu kitaplarla silahlanmalı ve düşünceyi eyleme dönüştürme ustası Nuri Pakdil gibi: ''Yüreğimin yarısı Mekke''dir, geri kalanı da Medine''dir. Üstünde tül gibi Kudüs vardır'' demesini bilmelidir. Üç kutlu kent, dünyadaki bütün kentleri dönüştürecek, kutsal kültürün anavatanıdır. Üçü de Asya''dadır, Avrupa''da kutsal kültüre anavatan olmuş bir kent yoktur.

Bir kent dönüşmek istiyorsa, Mekke özlü, Medine sözlü ve Kudüs yüzlü olmalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir kent Yitirilen Cennet''i, her iki dünyada da bulmak için, kusursuz bir yol haritasını, yalnızca üç kutlu kentte bulur. Üç kutlu kentin eşsiz yol göstericileri peygamberlerdir. Üç kentin her biri, her peygamberden derin izler taşır. Kutlu kentlerde kutsal kitaplara saygı gözetilmez. Bütün insanlara bir gözle bakılır. Kimse kimseden üstün değildir. İnsanlar aynı anne ve babanın çocuklarıdır.

*

Savaş dünyasından barış dünyasına geçmek için, hayatın, ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarında köklü değişikliklerin yapılması gerekir. Dünyadaki bütün kentler, Erdem Beyazıt''ın dizeleriyle söylenirse: ''Bir yüzüm Batıya dönük / Bir yüzüm Doğuya / Arkamda bütün yönler / Önümde kıble'' diyerek, yeni dönüşüm stratejileri geliştirmek zorundalar. Dünyadaki her kent, kutlu kentleri kendisine örnek alarak, kervandaki yolcu gibi, yolda gördüğü kentler değişmeli, ancak kendisi değişmemelidir.

*

Kutsal kültürle harmanlanmış kentler ne kadar değişirlerse, o kadar aynı kalırlar. Kutlu kentler, kutsal kitaplar gibidirler, hem konuşurlar, hem susarlar. Bütün kentler, kutlu kentlerin ışığında değişmeden değişirler. Bu yüzden kutlu kentler, ya ''Yeryüzü Cenneti'' ya da ''Yitilen Cennet'' demezler, onlar hem ''Yitirilen Cennet'' hem de ''Yeryüzü Cenneti'' derler. Peygamberlerin gizemli tarlası olan kutlu kentler, yalnızca tek Cennet''i isteyenlerin, iki Cennet''i birden yitireceklerini bilirler.

*

Kutsal kültürün kutlu kentlerinde, iki Cennet birden istendiği iiçin, her yerde, ilk peygamberden son peygambere kadar, her peygamberin eseri ve anısı bulunur. Kudüs''te süreklilik ve bütünlük vardır. Kutsal kültürde İbrahim Halilullah, Musa Kelimullah, İsa Ruhullah ve Muhammed Habibullah''tır.

*

Kutlu kentler kutup yıldızlarına benzerler, bütün kentlere yol gösterirler. Onlar kentleri dönüştürecek dinamiklerin, kutsal kültürün derinliklerinde olduğunu, her fırsatta vurgularlar.

*

Bir kentte hayatın yaşanabilirliği, kutlu kentlerle kurduğu iletişim ve etkileşimden kaynaklanır.

*

Kutlu kentlerle insanlar Ademoğulları oldukları bilinci kazanırlar.

*

Denizleri arayan nehirler gibi kentler kutlu kentleri ararlar.

*

Kentlerin anası kutlu kentlerdir.

9 yıl önce
Kudüs kentlerin ufkudur
Şarlatan ve şarlatanlık
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…