Dayatmacıların estirdiği terör yüzünden gözün gözü görmediği bir ortamda, İstanbul''un fethinin yeni bir yıldönümündeyiz.
Türkiye''nin üzerine yasakçıların kara bulutları çökse de, Anadolu insanı dünyada yeni fetih kapılarının açılmakta olduğunu görüyor.
Kim ne derse desin, artık Türkiye''de olduğu gibi, bütün dünyada kalite savaşı önem kazanıyor.
Avrupa''da sıcak savaş dönemi kapanıyor.
Eğitimden sağlığa, ekonomiden bilime, kültürden sanata kadar ulusal ve uluslararası düzeyde müthiş bir kalite savaşı yaşanıyor.
Sözkonusu savaşta en büyük sermaye, kaliteli insan. Kaliteli ürün, hizmet ve bilgi üretmesini bilmeyen dayatmacıların, kaliteli bir kalite savaşı vermeleri mümkün değildir.
Birleşik kaplar örneğinde olduğu gibi, kalite savaşındaki kaliteyi ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki başarı belirler.
Kalite ve başarı arasında diyalektik bir ilişki var. Kalite başarıyı, başarı da kaliteyi büyüten ve geliştiren dinamikleri, meyvanın çekirdeğini içinde taşıdığı gibi taşır.
Fetih kapılarının açılabilmesi için, kaliteli üretim yapmasını bilmek gerekir. Kalite başarıyı, başarı kaliteyi peşinden sürükler.
Kaliteli olma yolunda savaşmayanlar, farkında olmadan kalitesizlik yolunda savaşırlar.
Anadolu insanına 1453''de İstanbul''un fethinde olduğu gibi, yeni fetih kapıları açılıyor. Ancak günümüzün fetih kapıları silahlarla değil, kaliteli ürün ve hizmetlerle açılıyor.
Medeniyetler arasındaki savaşlarda, orduların yerine kaliteli ürün, hizmet ve bilgi üretmesini bilen öncüler aldı.
Ali Nar''ın yönettiği Edebiyat Vakfında, Üstün İnanç ve Erdem Bayazıt ile birlikte Necip Fazıl''dan hareketle İstanbul''un fethini tartıştık.
Konuşma aralarında musiki ustası Cahit Atasoy ile Nail Kesova Üstadın besteledikleri şiirlerini yorumladılar.
Kalite savaşında başta müzik olmak üzere sanatın dili evrensel. Sanatın dilini kullanamayanlar bilim ve teknolojinin dilini kullanmakta güçlük çekerler.
Yeni fetih kapıları artık silahla değil, sanatla açılıyor.
Yeni dünyanın fatihleri kaliteli ürün vermesini bilen ustalar olacak.
