Siyasal normalleşme

Anayasa Mahkemesi, dün verdiği kararla Türkiye''de evrensel standartlara göre düşünen ve hukukun üstünlüğüne kayıtsız şartsız inanan hakimlerin bulunduğunu göstermiştir. Yüksek Mahkeme, verdiği bu kararla, bütün Türkiye''deki hukuk hücrelerine temiz oksijen pompalamıştır. Dünkü yazımızın mürekkebi kurumadan Türk yargıçlarının siyasal normalleşme ve özgürlükler tarafında yer alarak karar vermeleri, son zamanlarda sürekli kötü rüyalar gören, ülkemiz için gerçek bir demokrasi müjdesi olmuştur.

Verilen karar, sadece Recep Tayyip Erdoğan''in uğradığı haksızlıkların giderilmesi anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, Türkiye''nin demokrasi tarihi için de, özel bir önemle hatırlanacak bir karardır. Niye mi? Uzun zamandan beri halkın kafasında şu anda iş başında olan siyasetçilerle krizlerin ortaya çıkması ve demokratik standartların aşağıya çekilmesi arasında doğru bir orantı vardı. Bunun karşısında ise, ülkeyi krizden kirize sokan eskimiş siyasi akıl karşısında ülkeyi krizden çıkaracak, toplumsal dinamikleri yükseltecek ve yeni bir siyasi aklı, siyasetin gündemine sokacak siyasi aktörlerin siyaset dışı yollarla dairenin dışında tutulmaya çalışıldığı izlenimi derinleşmişti. Şimdi Erdoğan''ın yasağının olmadığının ortaya çıkmasıyla Türkiye''nin siyasi normalleşmeyi yeniden ve daha güçlü inşaa edebileceği bir kere daha keşfedilmiş oldu.

Tayyip Erdoğan''ın yasağının olmadığının ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye''nin idari ve siyasi standartlarını yükseltmeye dönük bir demokratik rekabet ortamı tesis edilecektir artık. Çünkü Türkiye''nin değişimin önünü tıkayarak, siyasi yasakların arkasına sığınan hükümet şemalarına mahkum olarak ve en önemlisi de siyasetsizleşmeyi tahrik ederek hiçbir kazanıma kavuşamayacağı ortaya çoktan çıkmıştı. Türkiye değişimi ve siyaseti red ederek, artık metafizik bir varlığa dönüşen Amerikan Doları''nın reflekslerine mahkum olmuştur. Bundan çıkmanın yolunun ekonomiye dönük steril düzenlemeler ortaya koymak olmadığını, tam tersine siyaset ve siyasallaşma üzerine dinamik modeller geliştirmeden Türkiye''nin hiçbir krizden çıkamayacağını bu köşede defalarca söyledik. Krizden çıkmanın yolunun ekonomi başta olmak üzere, herhangi birşeyi konuşmaya başlamadan önce, siyaseti konuşmaktan geçtiğini anlattık. Şimdi Türkiye işin esas noktasına dokunmaya yaklaşmıştır. Yasakların kalması yönünde bir adım atılması normalleşmenin işaretidir. Normalleşmenin başlaması ise, siyaseti kilitleyen bagajların atılmasıdır. Bagajlarını atmış ve kendi öz dinamiklerine kavuşmuş bir siyasetin talep edeceği yegane şey ise, demokrasidir. Demokrasinin bu çizdiğimiz şema içinde konumlanması, Türkiye''nin başına bela olan ekonomik krizi mucizelere gerek kalmadan son derece doğal yöntemlerle sona erdirecektir.

Türkiye''nin siyaset sosyolojisinin bize öğrettikleri açıktır. Demokratik bir Türkiye, her zaman için kendi idari, siyasi ve ekonomik standartlarını kimseye muhtaç ve mahkum olmadan yüksek ve güçlü tutabilen bir Türkiye''dir. Türkiye''nin, kendi karşı karşıya kaldığı, sorunları çözebilmesi için toplumsal barış temelinde iç entegrasyonunu artırıp bunu siyasi temsile dönüştürmekten başka birşeye ihtiyacı yoktur. Yasaklardan kurtulmuş bir Türkiye, toplumsal düzeydeki doku yırtılmalarını, toplumsal yasanın öz dinamikleri ile tedavi edecek ve bunu kolaylıkla siyasi temsile dönüştürecektir. Böyle bir siyasi temsil düzeni olan Türkiye''nin ekonomik krizi çözmesi ve dış politikadaki zaaflarından kurtulması kendiliğinden mümkün olacaktır.

Erdoğan''ın yasağının kalkması siyasal normalleşmenin girizgahıdır...