Sezon başında Fenerbahçe 3 kulvarda da olmak istiyoruz diyerek bir kadro kurdu. Amaç, bütün kupaları toplamaktı. Fakat Fenerbahçe çeyrek finalde Ankaragücü'ne 3-0 yenilerek kupaya veda etti. Aslında elenmek sorun değil. Asıl sorun, Fenerbahçe'nin Ankaragücü'ne karşı oyun olarak bir tepki gösterememesi. Maçtan sonra İsmail Hoca, oyun olarak sadece bu maçta düşüş yaşadıklarını ama genel olarak problem olmadığını söyledi. Hocam, her ne kadar sen katılmasan da; Fenerbahçe’nin oyun gücü son maçlarda
Sezon başında Fenerbahçe 3 kulvarda da olmak istiyoruz diyerek bir kadro kurdu. Amaç, bütün kupaları toplamaktı. Fakat Fenerbahçe çeyrek finalde Ankaragücü'ne 3-0 yenilerek kupaya veda etti. Aslında elenmek sorun değil. Asıl sorun, Fenerbahçe'nin Ankaragücü'ne karşı oyun olarak bir tepki gösterememesi.
Maçtan sonra İsmail Hoca, oyun olarak sadece bu maçta düşüş yaşadıklarını ama genel olarak problem olmadığını söyledi. Hocam, her ne kadar sen katılmasan da; Fenerbahçe’nin oyun gücü son maçlarda düştü. Bugüne özel değil bu durum. Uzun zamandır anlatıyorum. Ders çıkarmak lazım. Fakat kimse hatalardan ders çıkarmıyor.
Teknik heyet içerisinde yeni bir plan sunan yok. Herkes, sistemden memnun. Şampiyonluk yarışındaki takımlarda, her zaman hoca ile teknik ekip arasında bazı fikir tartışmaları yaşanır ve yeni sistemler denenir. Fenerbahçe sezon başından bu yana, bu sorunu yaşıyor. Yeniliğe kapalı bir sistem var. Sadece rakamlara bakarak oyunu okuyamazsın. 90 dakika sonunda top çizgiyi geçmediyse ve artık geçemeyeceği de belliyse, planda değişiklik yaparsın.
Fenerbahçe’nin oyununda gözle görülür bir düşüş var. Biz bunları konuşup, neler yapılabilir diye programlarda tartışırken; İsmail Hoca ve ekibinin bu problemleri gördüğünü düşünmüyorum. Ceza sahası içerisine 50 defa girmek sonucu getirmiyor. Topun çizgiyi geçmesi önemli.
Tolstoy'un güzel bir sözü var; "Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini sağlar, sonra da sonunu getirir."
