Muhalefet partisi başkanı, ABD Başkanlık seçimi henüz tamamlanmadan, sonuçlar kesinlik ve resmiyet kazanmadan, medya haberlerine göre önde gittiği belirtilen Biden’a bir tebrik mesajı gönderiyor.
Nedeni, Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için CHP’ye veya genel olarak bütün muhalefet partilerine yaptığı iş birliği teklifi… “Beraber olalım ve Erdoğan’ı elbirliği ile devirelim” diyor.
Böyle ahlâksız teklife verilecek cevap elinin tersiyle itmek olmalıydı. İlla sözlü veya yazılı bir cevap gerekiyorsa o da: “Bu bizim iç meselemiz, bizim iç meselemize kimsenin burnunu sokmasına izin vermeyiz!” demek olabilirdi.
Ama muhalefet partisi başkanı esef ki bu düzeyde bir bilince malik olmadığından, kendi ülkesine karşı yabancı ile iş birliğine teşne olduğunu acıklı biçimde teşhir etmekten perva duymadı…
Bütün bunlar yanlış bilincin, başka bir söyleyişle doğru ve isabetli bir bilince malik olmamanın sonucudur.
Hazreti Muaviye’yi seversiniz, sevmezsiniz, bu, kişinin kendi bileceği iş... Ancak onun devlet adamlığı bilincini gösteren öyle bir davranışı var ki, tarihe ve zihinlere damga vurmuştur. Hazreti Ali (k.v.) ile Hazreti Muaviye’nin ihtilafında, Bizans İmparatoru Heraklius ona bir mektup yazarak Hz. Ali’ye karşı iş birliği teklifinde bulunuyor. Hz. Muaviye Heraklius’a şu mektubu gönderiyor:
“Ey Rum Kayseri, eğer Şam üzerine gelirsen, sahibimle (Hz. Ali) derhal sulh ederim ve onun askerine öncü [komutan] olarak senin üzerine gelirim. Ve Allah’a yemin ederim ki, başkentin olan sisli dumanlı Konstantiniyye şehrini yakıp yıkıp kapkara kömür haline korum ve yerden havuç çekilip koparıldığı gibi seni mülkünden çekip çıkarırım ve sana domuz çobanlığı yaptırırım.” (Kısas-ı Enbiya III, Kültür Bakanlığı 1000 Temel Eser, Ank. 2000, s. 70). Heraklius, bunun üzerine teklifini çekmek zorunda kalır.
İzan sahibi bilincin bir başka örneğini de Hz. Kâ’b İbni Malik veriyor. O, Tebük Gazası’na katılmadığı için cezalandırılıyor. Bunu fırsat bilen Gassan Meliki ona bir mektup göndererek himayesini teklif ediyor. Gerisini ondan dinleyelim:
Mr. Biden’a verilecek cevap da bu olmalıydı.
Devlet adamlığı bilincine malik olunmayınca yanlış bilincin işaret ettiği tuzağa yakalanmak kolay oluyor. Doğru bilince sahip olmayana devlet ve hükümet idaresi nasıl emanet edilir, onu bilinçli kimselere sormak lazım.
