|
Onların da başbakanı değil mi?

Hafta içinde Aksaray"da yağmurdan sığındığım yer altı çarşısında Saadetçi olduğunu söyleyen bir vatandaşın dolusuna tutuldum. Bana bir güzel tebliğ yaptı, ayetler okudu, dünyanın sorumluluğunu üstüme yıktı, âkıl insanları da bir güzel boyadı, daha da söyleyecekleri vardı ama izin isteyerek elinden zor kurtuldum.

Yine hafta içinde yönetim kurulu üyesi bulunduğum Parlamenterler Birliği İstanbul Şubesi"nin toplantısına katılmak üzere gittiğim Göztepe"deki Filizi Köşk"te eski parlamenter arkadaşlarla sohbet aynı konu etrafında şekillendi.

CHP eski milletvekillerinden bir arkadaş âkıl insanlar içinde AK Parti"yi eleştiren şahısların da bulunduğunu hatırlatarak şaşırdığını söylerken, MHP eski milletvekillerinden bir arkadaş da âkıl insanlar arasındaki tasvip etmediği şahıslardan yola çıkarak heyetleri eleştirdi.

Tabii eleştirilerin muhatabı eski bir AK Parti milletvekili olarak doğrudan bendim.

Doğrusu ben çözüm süreci ve âkıl insanlar konularında bir partili gibi değil olaylara objektif bakmayı tercih ediyorum.

Akan kanın durmasını istiyorum.

Çözüm sürecini destekliyorum. Ama sürecin lüzumundan fazla şeffaf olmasını doğru bulmuyorum. Böylesi hassas bir konuda kamuoyuna detayları değil sonucu göstermek daha tedbirli bir yöntem olur diye düşünüyorum.

Âkıl insanlar meselesine gelince. 63 kişi içinde benim de tasvip etmediğim ve gereksiz gördüğüm insanlar var.

Ama süreci ben yönetmiyorum, süreci hükümet yönetiyor ve âkıl insanları seçme hakkının da süreci yönetenlere ait olması gerektiğini düşünüyorum.

Meseleye bir de şöyle bakılması gerektiği kanaatindeyim.

Başbakan"ın partisinin lideri ve hükümetin başı olarak iki kimliğinin bulunduğunu düşünüyorum.

AK Parti"nin genel başkanı olarak Tayyib Bey sadece AK Partililer"in lideridir; aynı Tayyib Bey başbakan olarak AK Partili ve olmayan bütün vatandaşların başbakanıdır.

Siyasi çalışmalarında muhalifleriyle mücadele eder/etmelidir ama başbakan olarak muhaliflerinin de başbakanı olduğu için memleket meselelerinde onları dışlayamaz/dışlamamalıdır. Başbakan vatandaşlarına karşı âdil olmak zorundadır.

Akıl insanlar konusunda da AK Parti lideri olarak değil başbakan vasfıyla hareket etmiştir. Çünkü o, liberal olsun, solcu olsun, laik olsun, Alevi olsun, Ermeni olsun, mason olsun ne olursa olsun hepsinin başbakanıdır.

Dolayısıyla âkıl insanlar seçiminde biz tasvip etmesek de başbakanın tercihine saygı göstermek zorundayız.

Bence âkıl insanların faaliyetleri sürece olumlu katkı sağlayan bir tercih olmuştur. Ancak çalışma sürelerinin uzatılması hem süreci sulandırabilir hem de bizzat âkıl insanlara zarar verebilir.

Bu tempoda arazide iki ay uzun bir süredir.

Şimdi sürenin belki uzatılabileceği konuşuluyor ki bence fevkalade yanlıştır.

Aslında bir ay bile yeterliydi.

Bazı bölgelerde heyetlerin karşılaştıkları tepkileri görünce doğrusu insan üzülüyor. Ahmet Taşgetiren gibi bakışından telaffuz ettiği kelimelere kadar baştan ayağa nezaket timsali bir insanın muhatap olduğu kaba tepkiler sizi üzmedi mi?

Buna rağmen görevlerine devam etmeleri bence de gönül işidir.

Yılmaz Erdoğan"ın dediği gibi, bu bir gönül işidir, aklı olan âkıl adam olur mu, aklı olan bunca hakaret ve küfür işitmeyi kabul eder mi, âkıl adam bir ton küfür yer mi?

٪d سنوات قبل
Onların da başbakanı değil mi?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler