|
Dört kafadar "düzeni"...

Şu anda içinde bulunduğumuz "hal ve gidiş"ten ötürü, karamsarlığa düşmeye gerek olmadığına inanıyoruz. Çünkü, bu işler "böyle gelmiş böyle gider" kuralı üzere seyr edip duruyor.

Nitekim, Hüseyin Rahmî (Gürpınar)''nin "Kadınlar Vaızı" adlı bir "küçük hikayeler" kitabı var. (Dersaadet/1336)

Kitabın "vaazlar" kısmını Diyanet mensupları okuyup ibret alsınlar; amma ticaret, zenaat ve ucuzdan gelir elde etmek isteyenlerin okuyacağı bir bölüm var: "Yankesiciler!" (sh: 105-126)

"Mişon, Mıstık, Niko ve Vartan, bu dört gözü açık yankesici Galata, rıhtım, tünel taraflarında çalışıyorlardı. Muharebe zamanında vurgun çoktu. Erkekler kazandıklarını kadınlara verirlerdi. Onlar da gösteriş için bütün servetlerini ellerinde gezdirdikleri altından, gümüşten örme keselere dolduruyorlardı."

"Mütarekeden sonra kazançlar mecralarını değiştirdi. Geçim yolları değişti, zaruret arttı, açlık çoğaldı. Hırsız, çapulcu, dolandırıcı güruhu her tarafı sardı."

"Mişon bir gün, Türk, Rum ve Ermenî arkadaşlarını bir kenara çekti. cerbezeli bir nasihatçı tavrı alarak:

"-Arkadaşlar, kesatlık var. Osmanlılarınki yetmiyormuş gibi yedi düvelin polisleri İstanbul''da toplandı. Fransız mı istersiniz, İngiliz mi, İtalyan mı? Elimizi nereye uzatsak enseliyorlar. Şaka yok, haydi dayak... Haydi hapis!.. Bunlara karşı bir orostopoğnuluk düşünmeliyiz. Ticaret ayıp değil, ben çarparım, o çarptırmasın! Dünyanın alış-verişi böyledir. Herkes birbirinden çarpar. Kimin gözü daha açıksa o kazanır. Muharebe, ticaret, piyasa, komisyonculuk, iradçılık hepsi böyledir. Daima biri aldatır, biri aldanır. Biri zengin olur, öbürü fakir düşer."

"Mıstık, ağır bir tavırla söze atılarak:

-Oğlan Mişon, bizimki yankesicilik... Haram bir iş ama nasılsa bir defa alıştık, buna "ticaret"tir, demeye sıkılmıyor musun?

"Mişon, ince bir alayla:

-Mıstık ağa sen sus! Böyle şeye aklın ermez, cahil bir adamsın. Beni dinle akıl öğren, na-kafa, Türk oğlu Türk... Bu böyle gitmez artık. Şimdi dünya değişti. Çok katagulli var. Yutturamazsan, yuttururlar."

"Mıstık: -Canım, şeriata uyan şeye ticaret derler, bizde böyledir."

"Mişon: -Hadi sen de bal kabağı!.. Yankesicilik yapmak için gidip hocadan, papazdan, hahamdan tezkere mi alacağız? Divane oğlu divane!.."

"Niko: -O mankafayı bırak, biz dinliyoruz. Haydi akıl ver, alalım!"

"Mişon: -Aklımı size vereyim, ben divane kalayım! Bravo, be hacıoğlu!"

"Vartan: -Oğlan Mişon, çiçekçi oğluluğu lazım değil, haydi çabuk, it!.."

"Mişon: -Allah rahmet eylesin, çiçekçioğlu benim büyük babamla akraba idi. Ne meşhur adamdı o! Kendisi öldü, adı kaldı. Nerede böyle hokkabaz şimdi!.."

"Vartan: -Sen neye hokkabaz olmadın, oğlan?"

"Mişon: -Hadi oradan ham Ermenî sen de! Bu bizimkisi hokkabazlık değil mi? Asıl göz bağcılık bizim "zenaat"tedir."

"Mıstık: -Göz bağcılık mı?"

"Mişon: -Sen sus hacı Mıstık! Sen ince zenaat ne bilirsin? Üç defa yakalandık, bodrumda baklava yedik. Nasıl tatlı mıydı? Allah bu Osmanlı devletine zeval vermesin. Yakalar yine bırakır. Yankesici olsun, ne olursa olsun!.. Herkes işini yürütsün, ekmek parası kazanacak çoluk- çocuğu var!"

Böylece Mişon, diğer üç arkadaşını yetiştirir ve "Yankesicilik mesleği"nin bütün sırlarını öğretir. Amma her biri kendi arasında "araklayıp" ayrı cebe koyar. Mıstık ile Vartan saf davranır. Aralarında ihtilafa düşerler. Davalarını (!) hallü fasl edecek mahkeme de yok. Rum Niko, tanıdığı bir "Avrupalı Yankesici" olduğunu, ona gidilmesini söyler. Çünkü, Avrupalı "yankesici" öyle şurada burada, Galata''da, Rıhtım''da bunu yapmaz. Onun görevi, uluslararası alanda, yankesiciliğin kurallarını işletmektir.

Ve durum, hallü fasl olur, amma bir türlü "Türk''ün makus talihi" ekonomik ve siyasal yönden rayına oturmaz!

Üçlü ortaklara bir de "İMF Bakanı" katılır, yine de eski minval üzere, Mişon, Mıstık, Niko ve Vartan''ın çalışma alanı, Galata ve Tophane''den çıkar, gökdelen ve plâzalara doğru yükselir!.. TL iner, $ yükselir...

23 yıl önce
Dört kafadar "düzeni"...
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak