|
Feministler kadar, "Reculist"ler de...

Son zamanlarda, "kadın ve örtüsü" üzerinde çok şeyler söylendi. İsteriz ki, "türbanlı kadın cinsellik fakiri" diyenler kadar, feminist nüdist ve artist, her "bunalım adamı", Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780)''nın, "dört eşi"ne yazdığı "mektup"lardan ibret alıp, kadına verdiği değerden bir nebze olsun nasibini almış olur.

İşte mektuplar:

* İzzetli, hürmetli, hakikatli, adamlıklı, şefkatli, hatırlı, gönüllü, asıllı, usullu, akıllı, iz''anlı, hünerli, marifetli, üsluplu, yakışıklı, güzel huylu, tatlı dilli, uzun boylu, ince belli, kıl ayıpsız hatunum, helâlim (eşim) Firdevs Hatun huzuruna... Derun-i dilden (gönül içinden) ve can u gönülden selâmlar ve dualar edip ol mubarek nazik hatırın sual ederiz. Huda''nın birliğine emanet veririz. Benim nazlı yar-ı gam-güsarım (dert ortağım), benim şenliğim, şöhretim, benim sevdiğim, keyfim, benim canım Firdevs''im! Neylersin nislersin, ne keyiftesin, ne fikirdesin, ne haldesin, ne demdesin (durumdasın)? Benim güzelim, garip gönlünü ne ile eğlersin? Okur musun, nakış mı işlersin, oynar mısın, güler misin? Benim gönlüm senin hayalinle eğlenir, sen nicesin? Keşke sizi getirsem, bu vilâyetleri seyrettirsem, zira sensiz canım rahat olamıyor. Benim güzel keyfim, senden ayrılmak ne çetin ahvalimiş bilmezdim. Hak Taâlâ gönül hoşluğuyla bir dahi dünya gözüyle görüşmek müyesser eylesin âmin... Firdevs, Firdevs, o saçların seveyim, Firdevs, Firdevs, o başın seveyim, o kaşın seveyim, o gözün seveyim, o yüzün seveyim, ayıpsız canın seveyim, sakın benden küsmeyesin ki gönlüm sıkılmasın. Kusurlarımı afvet, ahiret hakkını helâl eyle. Bu uçkuru bana yadigâr mı verdin, yoksa bununla beni bağladın mı? Zira yadigâra ne hacet hiç hatırımdan çıkmadın, gözüm önünde durursun. Böylece apayan gönlümdesin. Allah''a emanet olasın. Bin tabaka kâğıt yazsam seninle sözlerim tükenmez. Hele yavaş, inşaliahu Taâlâ, ramazan geceleri sabaha değin sana çok çok gördüğüm, işittiğim hikâyeler söylerim. Her gördüğüm, işittiğim pâk şeyleri ve esvapları size lâyık görürüm; eğer fırsanım olursa alırım, yoksa siz sağ olunuz; birer hamaylı getiririm. Şimdilik mektubum boş olmasın çin bir pâk bürüncük gömlek göndermişim, ma''zur olsun. Sizin hevesinize çermiği (kaplıcayı) yaptırırım; inşallah tamam olanda sizinle bir gece anda çimeriz. Gönlünüz her ne meyve isterse şehirden getirtesiniz, meyvesiz kalmayasınız, haftada iki kere çaylara, bahçelere çıkasınız, ha

psolmayasınız, rahat olasınız. Allah''ın birliğine emanet olasınız. Ömrün uzun olsun, âmin ya Mu''in (Ey Tanrım)

* Ve izzetli, hürmetli, muhabbetli, hatırlı, gönüllü, asıllı, usullu, akıllı, sabırlı, güzel huylu, tatlı dilli, hanım yapılı, güleç yüzlü, alçak gönüllü dervişim, ehlim (karım) helâlim

* Ve izzetli, muhabbetli, hakikatli, şefkatli, gayretli, edepli, helâlim Belkis Hatun''a;

Selâmlar edip mübârek hal ve hatırın sual edip Huda''ya emanet veririz. Benim ıyâz-ı hassım (içten dostum), benim pâk, arı tavırlı yosmam, benim derdimi, belâmı çeken emektarım. Keyfin nice, neylersin, ne haldesin, ne demdesin? Bacılarınla hoş tatlı mısın? Hatırım için cümleye izzet, hizmet eder misin? Gülsün Hatun''un (kızları) keyfince gider misin? Sana gene cefa eder mi? Benim yarim, benim Allahlık ehlim, gurbet elde seni unutmam. Sen benim gene evvelki ıyâz-ı hassımsın. Hiç gönlüne bir gam ve elem getirme, keyfini aç. Allahu Taâlâ mu''inin olsun; sağ selâmet seni bana bağışlasın. Bir dahi dünya gözüyle görüşmek müyesser eylesin, âmin. İnşallahu Taâlâ ramazandan evvel gelende sizlere birer armağan getiririm; ama şimdilik bir İstanbul gömleği gönderilmiştir; Gülsün''e de bir cici mest yollanmıştır. Hemen Allahu Taâlâ cümlenize can sağlığı ve gönül hoşluğu, ihsan eylesin, âmin.

* Ve izzetli, hürmetli, muhabbetli, hakikatli, hatırlı, gönüllü, hizmetli, sabırlı, ma''rifetli, akıllı, gayretli, şefkatli, güzel yüzlü, şirin sözlü, melek huylu, çelebi kollu, nazik elli, ince belli, şirin yıldızlı, has odalığım, oğlum annesi, gönlüm caninesi, inci danesi, hatunum ve hanım küçük kadın Züleyha Hanım huzuruna:

Candan selâmlar ve gönülden dualar edip ol mülâyum hatırın kat kat sual ederiz; Allah''ın birliğine emanet veririz. Benim küçük kadınım, benim âşık paşam, benim gözüm, benim sırdaşım, benim dervişim, benim emektarım, ne keyftesin, ne haldesin, ne demdesin, neylersin, nişlersin, iyi misin, hoş musun? Allah, mu''inin (yardımcısı) olsun. Hak Taâlâ canına sağlık, gönlüne boşluk versin. Tanrı seni bana bağışlasın; bir dahi dünya gözüyle görüşmek müysser eylesin, âmin. Aceb cihanda senin gibi var mıdır? Zilhem, Zilhem, o tatlı canın seveyim, o tatlı bakışların seveyim; hiç fikrimden gitmezsin, böylece ayan gönlümde durursun. Benim nazik âşıkım, senin için yollarda ve İstanbul''da besteler yazıyorum ve öğreniyorum ki inşallah gelende seninle ses sese verelim de türlü türlü besteler, güzel güzel kitaplar okuyalım. Allahu Taâlâya âşık olalım, safalar edelim.

Bir küçük kadın gördüm, hemen sana benzettim, selâm sabah ettim, sesi dahi sana benzerdi; senin hatırın için sokak ortasında ana yarenlik edip ahvalini sordum. Bir ihtiyar kocası varmış zindanda, ana ekmek götürürmüş. On kuruş borcunu vererek anı halâs edip sevabını sana bağışladım. Allahu Taâlâ senden razı olsun, zira ben senden yer gök dolusu razıyım. Allah Şeyh Osman''ı (oğulları) bize bağışlasın, âmin ve cümle küçük kadınlar sana kurban olsun ve büyük kadınlar bacılarına kurban olsunlar. Benim hakkımda siz bana dünyalar değersiniz. Hak Taâla dördünüzü bana dünyada bağışlasın ve ahirette firdevs-i âlâda dahi sizi bana versin, âmin ya Erhamurrahimin (ey esirgeyenlerin en esirgeyeni), dahi ben kimsenin fikrinde ve hayalinde değilim. Bu muhabbetnamem boş gelmesin için her birinize birer bürüncük gömlek irsal olundu, şimdilik ma''zur olsun. İnşallah yakında va''demiz tamamında ağa efendimizden destur alırız ve gelip sizinle çermikte çimeriz; zira, bu çermiği sizin hevesinizle yaptırdım. İnşallah elime akça girerse camuş çermiğinde sizin için bir küçük kümbet yaparız. Siz gidende ol küçük çermiği yasağ edersiz. Tenha safayla çimer çıkar, pâk olursuz. Sizinle ol kadar çok sözlerim vardır ki bir ay yazsam tükenmez..."

Aktaran: Gündüz Akınca Türk Dili, "Mektup Özel Sayısı", Sayı: 274, Temmuz 1974 (*)

(*) Cogito, Bahar, 95, sh: 115-117.

23 yıl önce
Feministler kadar, "Reculist"ler de...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset