Yasalar, yerine göre, yöntem belirler ve toplum gereken hedefe ulaşma imkanı bulur.
Şimdiye kadar, bir sürü laflar üretildi ve bir sürü senaryolar sahnelendi.
Ve her seferinde de, kent-soylu ve harb zengini eşrafın çocuklarının dediği oldu.
Bu durum, şu son "Derviş olayı" ile gün yüzüne çıktı.
Otuz-kırk yıl öncesinde bir "sol hareket" belirginlik kazandı ve 68 kuşağı ile, yeni bir açılım doğurdu.
O zamanlar, kendilerinden olmayan ve kendi ideolojilerini benimsemeyip, "sağcı" olanların hepsini, içine din motifini de katarak "mürteciler ve Amerikan mandacıları" diye sürekli horlamış ve itham etmişlerdi.
Düzen değişikliği istiyor, "ortanın solu" diye en hafif ve "layd komünist"likten yola çıkıp, "Go-home" diye diye, üniversite kantinlerini, Kızılay ve Beyazıt meydanlarını kana bulamış, polise "fruko"cu diye saldırmışlar.
Şimdi o ideolojinin eseri militanlar, her yerde, her alanda "küçük Amerika" olma hayalinin yerli taşaronluğuna soyundular.
Dikkat ederseniz, Coca-Cola düşmanlığı, bu sefer, "viski ve şarap" ile birleşip, "rakı"nın şişesinde, yüzen birer balık gibi zıplayıp duruyor!
Köylüler, işçiler, marabalar, ırgatlar, tüm dünya emekçileri, birleşiniz, birlikte olunuz, enternasyonal marşları kırlara ve çeltik tarlalarına varıncaya kadar yayınız, diyenler, şimdilerde "Coni" ile sarmaş dolaş!..
Geçmişte, "Komünistler Moskova''ya!" diye nara tutanlar ile, bugün "keçi sakallı" diyerek "yobazlar"a saldıranlar kol-kola!..
Basında var, iktidarda var ve yabancı sermaye ile atbaşı gidip, çiftçiyi ve emekçiyi sömürenlerin "taşeron"luğuna ortak oluyorlar!
Bu muydu, bunca kan ve genç beynin heba olması için verilen ajitasyonun ürünü!..
"Bu düzen değişmeli" diyenler, köy edebiyatı yapıp, işçi ve dar gelirliyi sokaklara dökenler, bugün yabancı sermayenin desteğinde, holding patronluğu ve kültür emperyalizminin taşeronluğuna soyunacak kadar bir çağdaşlık ve evrensellik boyutuna ulaştılar!
Bu kuşaktır ki, gezmiş, dolaşmış ve kapitalizme ulaşmıştır!
Yesinler, içsinler ve göbeklerini şişirsinler! Ne diyelim!
Düzen onların!..
