Hasan Cemal, Milliyet''le yollarının ayrılmasında Başbakan''ın etkisi olduğunu düşünmüyormuş! Böyle durumlarda ''Öğleden sonra günaydın'' denilir, amma burada jetonunu kasten geç düşüren bir Hasan Cemal ile karşı karşıyayız, dikkat!

Kırk gün kadar önce kendisinin başrolünde yer aldığı ve epeyce gürültü patırtı kopmuş bir filmde ''sessiz kalan'' Hasan Cemal, Milliyet''ten ayrılmasıyla ilgili fatura ''sekizde sekiz'' Başbakan''a kesildikten…

Yani, maksat hâsıl olduktan haftalar sonra çıkıp böyle konuşuyorsa…

O vakit…

Derya Sazak, Hasan Cemal''in sütununu ''Yaşlı Kurtlar Medyası''nı yönetenlerin psikolojik harekât silahından çıkan ''senaryo'' doğrultusunda elinden almış demektir!

Bir başka deyişle…

Hasan Cemal''in sansür kurşunuyla vurulmasının ''hesaba dâhil'' bir durum olduğu anlaşılıyor.

Milliyet''te yaşadığı mağduriyet mi?

Hasan Cemal''in ''bir defa daha'' formatlanmasına yol açmıştır!

Daha önceki formatlanmaları ''nedamet getirme'' rollerinin ardından gelmişti…

Vaktiyle desteklediği darbelere ''karşı çıkması'' için aradan on yıl geçmesi gereken, bu yolda ''pişmanlık kanunundan yararlanan adamı'' ustaca oynamış olan bir ''Maskeli Balo'' aktöründen söz ediyoruz.

Hasan Cemal, jetonlarının on yılda bir ''düşmesi'' sayesinde, her defasında ''Demokrat Gazeteci'' payesi elde etmiş, el üstünde tutulmuştur.

*

Hasan Cemal''in asıl işlevini anlamak için, Gene Hackmann''ın canlandırdığı karakterlere göz atmakta fayda vardır.

2008 Sonbaharı''nda küresel kriz patladığında AK Parti hükümetine IMF''ci ayarlar çekip ''kriz tellallığı'' yapan Hasan Cemal değil miydi?

Yıllardır, ısrarla sadece ''Askeri Vesayet''ten söz etmesi…

Buna mukabil, darbeleri yapan generallerin ''emir komuta zinciri içinde'' bağlı oldukları Üst Yapı''nın (Gizli Devlet) çekirdek kadrosu için (İşadamları) tek kelime etmeyişi, hatta bu en derindeki hakikati yok sayar hali tesadüf müdür?

*

Milliyet''le yollarını ayırdığında, Hasan Cemal için ''Çok yoruldu, Hasan Kaptan yine denize açılacak'' yollu haberleri tebessümle karşılamış, ''Bu defa değil'' diye mırıldanmıştım.

Hiç vakit kaybetmeksizin, bir internet sitesi için Kandil''e, Karayılan röportajına gitmişti:

Yıllanmış ''Barış Güvercini'' kıyafeti giyilerek…

Çözüm Süreci''ne bir ucundan ''Nasıl kılçık atılır'' hesabıyla icra edilen bir röportaj olarak kayda geçti!

Röportajın yayınlandığı, Hasan Cemal''in o andan itibaren yazarları arasına katıldığı internet sitesinin başındaki gazeteci de ''tesadüf'' bu ya…

''Yaşlı Kurt'' muhibbi bir meslektaşımızdır!

*

Bakınız, ne diyeceğim?

Hasan Cemal''in, ''1915: Ermeni Soykırımı'' adlı kitabı 15 Eylül 2012''de yayınlanmıştı…

Yine bir ''şahane tesadüf'' eseri…

2012''nin Ocak ayında işadamı İshak Alaton''un…

Kurucuları arasında yer aldığı TESEV''e…

''2015 yılı yaklaşırken, Türkiye''nin Ermeni iddialarını tanıması için çalışma yapılmasına ilişkin'' bir mektup yazmış olduğunu…

Hatırlıyoruz!

Mektup, Yaşlı Kurt''un nüfuzu altındaki Radikal gazetesinde ''başköşede'' yayınlanmıştı. (14.1.2012)

Radikal''den Ezgi Başaran da, İshak Alaton''la ''Ermeni sorunu üzerine hazırladığı proje'' hakkında röportaj yapmıştı. (24 Ocak 2012)

*

''Yaşlı Kurtlar Medyası''na ait mutfaklarda hangi tür yemeklerin pişirildiğine dair örnekler o kadar çok ki, sadece sözünü ettiğim konuyla ilgili en son örneği vermekle yetineceğim:

Hürriyet''in hafta başındaki manşeti, ''24 Nisan Misafiri'' idi! Cansu Çamlıbel''in ''Fransa''daki Ermeni lobisinin en güçlü adamı'' İstanbul doğumlu Aleksi Gövciyan''la yaptığı röportajı Hürriyet öne çıkarmıştı:

Röportajın iç sayfada, pabuç kadar puntolarla yer alan başlığı mı?

Gövciyan, Türkiye''ye şöyle sesleniyordu:

''Soykırım deyin, biz de affederiz''

*

Hürriyet, önceki gün 65 yaşına girdi…

Logosunun yanı başında…

Uzun yıllardır Türk Bayrağı ve Atatürk portresi yer alıyor ve de ''Türkiye Türklerindir'' diye yazıyor, değil mi?

ABD-İsrail politikalarının takipçisi/savunucusu olan Hürriyet''ten bahsediyorum!