Amiral ''Battı'' Gemisi Hürriyet, ''Nazi Gelini'' demeyi pek seviyor. Neden acaba?
Bir anlamda Almanya Devleti''nin medyadaki yüzü olan ''Bild'' gazetesi ile Hürriyet ''kardeş yayın organı'' gibidir.
Hürriyet, Alman makamları nezdinde ''en fazla müsaadeye mazhar yabancı gazete'' konumundadır…
Sekizi Türk on kişiyi öldürmekle suçlanan ''Neo-Nazi'' hücresinin yaşayan tek üyesi ''Gelin'' kod adlı Beate Zschaepe''ye ısrarla ''Nazi Gelini'' dedikçe…
Hürriyet, neyin üzerini örtmüş oluyor?
*
Beate''nin ''fazlasıyla rahat'' hareketleriyle dikkat çektiği ilk duruşmada, basın mensuplarına sırtını dönmesi nedeniyle Hürriyet ''Küstah Nazi'' manşetini attı…
Mahkeme binası önünde açılan ''Hitler''in çocuğu Zschaepe hesap vereceksin'' pankartı, Hürriyet''teki manşetin spotlarından birisi olarak öne çıkarılmıştı!
Beate, işbu derin-polisiye filminde ''Neo-Nazi''yi oynasa da, gerçek hayatta Hitler''in değil…
Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı''nın (Derin Almanya) çocuğudur!
Bir başka deyişle, ''Almanya Derin Devleti''nin Gelini''dir!
''Neo-Nazi'' bayrak gösteren bu ''kontra'' örgütün cinayetleri üzerinden Türklere ''Almanya''dan Dışarı'' denmiştir…
Kurgusal örgütün ''Neo-Nazi'' etiketi üzerinden de; insanların bilinçaltı, sadece Almanya''da değil dünyanın dört bir tarafında ''İsrail''in Hesabı''na kontör yazılacak şekilde tazelenmiş oluyor!
*
Hürriyet, kasten ''Nazi Gelini'' başlığını atıyor.
Beate Z.''nin alıkonduğu Münih Cezaevi''nde adeta ''yıldız muamelesi gördüğünü'' bir süre önce serbest kalan ''hücre komşusu'' Monika M. anlatıyor:
''Hapishanede kraliçe gibi'' diyor!
Bu özel muamelenin nedeni, ''derin filmin yıldız oyuncusu'' olmasından mıdır?
*
Almanya''da 2000-2007 yılları arasında 8 Türk''ün öldürülmesi olayının arka planında…
Almanya Derin Devleti''nin bulunduğu gerçeğini ortaya çıkaran MİT''tir!
Hürriyet logosunun yanında yıllardır ''Türkiye Türklerindir'' diye yazılı…
Ayrıca, Atatürk portresi de yer alıyor…
Peki, bu Hürriyet; 8 Türk esnafın Neo-Nazi kılıflı örgütün eliyle ''Derin Almanya'' tarafından ortadan kaldırıldığını yazabilir mi? Yazamaz!
Neden yazamaz?
İsrail devletinin en büyük destekçilerinden olan ''medya devi'' Axel Springer şirketi ile ortak olduğu için mi?
Almanya Derin Devleti''nin ABD-NATO''ya bağlı olmasından dolayı mı?
Yoksa her ikisi de mi?
*
Günümüzün Ergenekon sanığı Bedrettin Dalan uzun bir süredir firarda…
Hangi ülkede yaşıyor? Almanya''da!
Yirmi Sekiz Şubat''ın hemen öncesinde dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir''e ''dört saat brifing'' vermiş olan Dalan''dan söz ediyorum…
Dalan''ın ''siyasetçi ve eğitimci şapkaları…
Onun Üst Yapı''daki (Gizli Devlet) konumunu perdelemeye yarıyordu.
''Generallerden brifing alan değil, generallere brifing veren'' bir simadan söz ettiğimize dikkat buyurunuz!
Bedrettin Dalan''ın o brifingi 2004''te emekli tuğgeneral Levent Ersöz''e anlattığı…
Ersöz''ün ise ''Başkanım, siz üçüncü sıradasınız ama gelin ilk sıraya çıkıp şunu tekrar bağırsanız ya!'' dediği ortaya çıkmıştı. (30 Nisan 2009)
Askerlerin de ''emir komuta zinciri içinde'' bağlı bulunduğu Üst Yapı''da Dalan''ın rütbesi yüksekteydi.
Levent Ersöz mü, Turgut Özal Soruşturması''yla ilgili iddianamede suçlanıyor.
1992 yılı başlarında Turgut Özal''ın ''zehirlenerek öldürülmesi'' kararını alan ''Üst Yapı''dır.
Bedrettin Dalan''ın, Özal''ın vefat ettiği 17 Nisan (1993) gecesi saat 22.00 sıralarında GATA''ya gittiği biliniyor. (Devlet Denetleme Kurulu''nun Araştırma ve İnceleme Raporu, Sayfa: 605)
O gece, Özal''ın cenazesi GATA''dadır ve Dalan orada otopsiye set çekenlerin başında gelen isimdir.
Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan, 12 Kasım 2004 tarihinde rektörlük binasında ''Yaşlı Kurt'' İshak Alaton''u ağırlamış ve bir plaket takdim etmiştir.
Alaton, üniversitedeki Üzeyir Garih Salonu''nda İşletme öğrencilerinin ağırlıklı olduğu kalabalık bir izleyici topluluğuna bir konferans vermişti.
28 Haziran 2001''de Küçükçamlıca''daki çok özel yemeğin konukları arasında, JİNSA yöneticileri ile birlikte İshak Alaton ve Çevik Bir''in de yer aldığını hatırlıyoruz.
Yaşlı Kurt, 28 Şubat Soruşturması başladıktan hemen sonra ''Masonluğum uykuda'' diyerek ''halkla ilişkiler'' çalışmasına girişmişti!
Kamuoyunun gözlerini bağlamak üzere hakkında yayınlanan iki adet ''parlatıcı'' kitap gayet manidardır!
İshak Alaton için, sağlı-sollu medyada icra edilen övgüler/parlatmalar, Yaşlı Kurt''u güya ''darbe karşıtı'' gibi göstermeye çabalayan sistemli illüzyonlar neyin üzerine örtmeye yarıyor, acaba?!
