Kılıçdaroğlu, ABD''nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone ile haftalık olağan görüşmesini yaptı mı?
''Yolsuzluk Operasyonu Kıyafeti Giydirilmiş Halkbank Operasyonu''nun iki gün sonrasında yani geçen perşembe bir araya gelmişlerdi, ya...
Artık mutad görüşme aşamasına geçmeliler!
CHP, Ankara''ya karşı Washington tezlerinin, politikalarının, taleplerinin takipçisi bir ''yabancı'' parti olarak sahnededir.
Baronların talimatları ve ABD Büyükelçisi''nin telkinleriyle istikametini belirleyen, yol haritasını çizen bir partiden söz ediyoruz!
Kemal Bey, Ricciardone ile bundan bir önceki görüşmesini kurmaylarından bile saklamıştı ve o görüşmenin hemen ardından Mustafa Sarıgül''ü CHP''ye davet etmişti; sonra Washington ziyareti ve beklendiği gibi Sarıgül''ün adaylığının açıklanışı vesaire bütün adımlar, Derin Baronlar''ın yazdığı senaryoya uygun bir biçimde atılıyor...
CHP liderinin, Washington ziyareti esnasında ''Sarıgül için çekilebileceği sinyalini verdiğinden'' söz eden Amerika kaynaklı haberler ile geçen ay Tolga Tanış''ın ''Bu, Kılıçdaroğlu''nun CHP lideri sıfatıyla ilk ve son Washington ziyareti olacak'' şeklindeki ''sahibinden iddialı'' satırları kardeştir!
Yani?
İstanbul baronlarının bir sonraki hamlesi olan ''Sarıgül''ün CHP''si'' antetli harita da hazırdır...
Vakti saatini bekliyor.
*
Rahmi Koch''un bir siyasi mühendislik projesi olarak oyuna sürdüğü Sarıgül''ün 2005''te CHP''den yolsuzluk iddiaları nedeniyle ihraç edilmiş olması, Kılıçdaroğlu için zerre miskal problem değildir:
Kemal Bey''in bu aşamadan sonraki pozisyonu ''refakatçi'' genel başkanlıktan ibarettir!
Baronların can dostu Ricciardone''nin eli daima siyasi gezegenimizin içindedir.
Patlıcan muhabbeti yapmayı pek sever...
Türkiye kamuoyunun sofrasına yan masadan ''yalancı patlıcan dolma'' gönderme konusunda pek mahirdir!
Hal böyleyken...
Ankara''daki AB büyükelçilerine ''İran''a ambargoyu Halkbank''la kaldırdılar. Engellemek için harekete geçtik. Bugünden itibaren imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz'' şeklindeki sözlerini yalanlamış olması da işten bile değildir.
*
''Amerika''daki İsrail'' demek olan AIPAC''ın Türkiye aleyhindeki kampanyası sonucunda 47 ABD milletvekilinin İran''la ticarete aracılık ettiği gerekçesiyle Halkbank''a yaptırım istediğini yok farz edeceğiz!
ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı David Cohen''in İstanbul''a gelip banka müdürleriyle buluştuğunu ve ''İran''a yaptırımlar bitmedi, para trafiğini gevşetmeyin'' dediğini de yok sayacağız!
*
İran''a, ''nükleer silah üretme ihtimalinden dolayı'' ambargo uygulayanların ''iyi hal kağıdı'' yoktur...
Nükleer Çifte Standart''çılar, el altından İran''la ticaret yapacak; Türkiye ise zinhar yapamayacak!
Ne ''muhteşem'' bir konfordur, bu!
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ''Münferit ülkelerin, ABD''nin veya AB üyesi ülkelerin İran''la ilgili konulardaki yaptırımlarına uymak zorunda değiliz'' diye boşuna söylemiyor.
*
İran''a yönelik haksız yaptırımları inşa eden ABD''nin ''küresel ekonomi polisliği'' uluslar arası zorbalıktır!
Bu zorbalığın temelinde, 11 Eylül 2001''den itibaren geçen on iki yılda bölgemizde paranın yön değiştirmiş olması yatıyor!
Körfez sermayesinin başta ABD olmak üzere Batı piyasalarından çok yüksek miktarlarda kaçmış olması Batı Kulübü mensubu devletleri çıldırtıyor!
Eskisi gibi ekonomik tetikçilik yaparak paranın istikametini yeniden Batı''ya çevirmek istiyorlar; ne var ki, amaçladıkları neticeyi alamıyorlar...
Ortadoğu''daki paranın büyük ölçüde bölgede kalmasını içlerine sindiremiyorlar!
*
Arap sermayesi son yıllarda sistematik biçimde Türkiye''ye yöneldi...
Üstüne bir de, yaptırımlara rağmen Ankara''nın Tahran''la ticari ilişkileri...
Artı Kuzey Irak petrollerinin geliri olarak daha ilk elde 16 milyar dolar gibi büyük miktarda bir parayı Halkbank''ın koordine edecek olması...
Ankara''ya ateş açılmasının temel sebebidir!
Petrol gelirlerinin kendilerine adil bir biçimde ulaştırılamadığından şikâyet eden Kuzey Irak''taki Kürt yönetimi söz konusu gelirlerin Halkbank''a ait hesaplara aktarılmasını talep etmişlerdi!
