Bir kere, on kere, yüz kere, bin kere, inanamıyorum. Bu ne büyük bir çelişkidir, bu ne büyük yanlışlıktır inanamıyorum. Dün akşam oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçının ön sözü inanın ki budur. Bu ne büyük çelişki.

Beşiktaş''a mı bakalım, Trabzon''a mı.?

Daha dün o tribünler o Beşiktaşlı geçinen tribünler Scala''ya kucak açmışken bir de bakıyoruz ki ve çatpat Almancamızla anlıyoruz ki Daum''a şöyle bir pankart var: "Yürekten hoşgeldiniz."

Be arkadaşlar, be kardeşler, be Serdar Bilgili, siz değilmiydiniz ki ''Scala Beşiktaş''ın büyük şansı'' diye. Şimdi bakıyoruz Kurtuluş Savaşı''ndan çıkmış galip kumandanlar gibi Serdar Bilgili şeref tribününde kasım kasım kasılıyor. Önce ayıptır sonra günahtır. Daum''un kokainciliğini bir kenara bırakalım. Ve hatırlatalım... Bu adam değilmiydi ki Beşiktaş''a beş maçta beş hezimeti yaratan. Şimdi bakıyoruz ki Milli Kahraman olmuş.

Dönelim Trabzonspor''a. Be hey Özkan Sümer, be hey Sadi Tekelioğlu... Sergen''i, Oktay''ı bu maçta oynatmayacaksın da hangi maçta oynatacaksın? Neymiş, Oktay ve Sergen Beşiktaş ile anlaşmış. Beşiktaş''la anlaşan Oktay ve Sergen Trabzonspor''u bir başka maçta aldatmaz mı? Maç yazısından vazgeçtik. Bunları yazmaya çalıştık.

Sevgili okuyucular bunların yaptıklarını Asurlular devrinde Hamurabi bile yapmazdı. Yazıklar olsun. Bin kere yazıklar olsun.

Bana ne maçtan. Bana ne skordan. Bana ne hakemden. İnsanlık bu kadar öldü mü? Doğrular, dürüstler, şerefinle yaşayanlar bu Türkiye''de hiçbir yerde, hiçbir zaman gerektiği yeri bulamayacak mı? İki takımında ligde işi bitmiş. İki takımında kupadan yok oluşu sahnelenmiş. Bari gelin biraz dürüst olun. Hiç olmazsa anladığınız biraz bu olsun.