Galatasaray, bu çok zor deplasmanda kendini doğru motive etmiş ve Gaziantepspor''un adam başı 25 milyara varan primine "kelle başına açlık" koyarak kafa tutuyordu.
İlk yarıda sahada daha özgür davranan ve kimliklerine daha uygun oynayan ve çok daha az hata yapan Galatasaray''ın farkı arttıracak skoru bulmasını Metin Tokat''ladı.
Serkan''ın golü için bulunduğum açıdan bir yorum yapamıyorum. Ancak Ümit''in kartlık bir hareketle sedyelik olmasına ve ardından aynı sedyenin Emre''nin revire taşımasına göz yumdu. Üstelik dünyanın her yerinde kırmızı kart olan Batista''nın hareketi bir sezon boyu bütün hakem takdirlerinde olduğu gibi Metin''in Tokat''ına kalmıştı.
O da Tokat''ladı.
İlk 45 dakikada daha iyi oynayan ve bu sezon baskı kurmaktan çok kontraatağa çıkışı daha iyi yaptığı anlaşılan Galatasaray, tecrübesiyle eksik kadrosuna rağmen daha fazlaydı. İlk yarıdaki golde Hagi''nin olağanüstü üretimi ile kendinden 10 yaş genç dört futbolcuyu büke büke gidip Serkan''a golü attırması bu ustanın son deminde olağanüstü tat verdi.
Ben de anılarım arasına bu golü yazdım. Serkan''a yazdım ama aslında golün altındaki herşey Hagi''ye aitti.
Çünkü Serkan''ın golde yaptığını ben bu yaşımda takım elbiseyle yapardım.
Sakın ha! "Serkan kötü oynadı" diye anlaşılmasın bu söylediklerim. Sahanın en hareketli, bütün boşluklara depar atan adamı Serkan, Capone, Fatih, Kaptan Bülent ile birlikte takımın en iyisiydi.
İkinci yarıda yine özgür bırakıldığı için düşündüklerini yapabilen bir Galatasaray, çeşitli eksiklerine rağmen oyuna ağırlığını koymuştu. Özellikle Hagi''nin ikinci yarıda altına imza attığı ikinci gol ve ondan sonra boş kaleye kaçırılan 3., 4., 5. goller.
Ben kendi adıma bir kez daha Hagi''yi seyrettiğim için mutluyum. Sanırım Antep seyircisi de maçtan çok artık sadece bir 90 dakikası kalan Hagi''den birşeyler hatırlayacaktır.