Şam’ın nihai yanıtından öğrenebildiğim detaylar

04:0030/12/2025, Salı
G: 30/12/2025, Salı
Yahya Bostan

SDG tarafı “Şam’la anlaşma sağlandı” diye duyurdu. Buna göre Mazlum Abdi, Şam’a giderek nihai anlaşmaya imza atılacaktı. Hatta örgüte yakın sosyal medya hesapları, o sırada evinde oturan Abdi’yi alarak, büyük bir konvoy eşliğinde Şam’a götürdü. Beraberinde de Amerikalı komutanlar vardı. Kimileri, örgüt hesaplarından yapılan paylaşımları dikkate alarak yaş tahtaya bastı. Çünkü yapılan şey bir dezenformasyondu. Örgütler böyledir. Kısa vadeli çıkarları için çok kolay yalan söylerler. Nitekim, Suriye

SDG tarafı “Şam’la anlaşma sağlandı” diye duyurdu. Buna göre Mazlum Abdi, Şam’a giderek nihai anlaşmaya imza atılacaktı. Hatta örgüte yakın sosyal medya hesapları, o sırada evinde oturan Abdi’yi alarak, büyük bir konvoy eşliğinde Şam’a götürdü. Beraberinde de Amerikalı komutanlar vardı. Kimileri, örgüt hesaplarından yapılan paylaşımları dikkate alarak yaş tahtaya bastı. Çünkü yapılan şey bir dezenformasyondu. Örgütler böyledir. Kısa vadeli çıkarları için çok kolay yalan söylerler.

Nitekim, Suriye Dışişleri Bakanlığı, SDG ile yapılan görüşmelerin somut sonuç vermediğini duyurdu. Resmi haber ajansı SANA’nın bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisine dayandırdığı haberinde, Abdi’nin “anlaştık” açıklaması reddedildi, “Ademimerkeziyetçi öneri devletin birliğini tehdit ediyor” denildi. Suriye Enformasyon Bakanlığı ise SDG ile temasların askıya alındığını duyurdu, “Nihai yanıtımızı 28 Aralık’ta vereceğiz” dedi. Bunun üzerine SDG tarafı Abdi’nin Şam ziyaretinin ertelendiğini duyurmak durumunda kaldı. 28 Aralık’ı geride bıraktık. Gördüğüm kadarıyla SDG’ye nihai yanıt verildi. Peki, detaylarında neler var? Önce bir çerçeve çizmem gerekiyor.

SDG BAHSİ İVEDİLİKLE KAPATILMALI

Bir. SDG’nin Şam’a entegrasyonu Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Suriye’nin toprak bütünlüğü de bölgenin istikrarını ve Türkiye’nin ulusal güvenliğini yakından ilgilendirir. Öte yandan, bu entegrasyon onurlu bir düzlemde gerçekleşmeli. Kürtlerin ikinci sınıf vatandaş olacağı bir entegrasyona Türkiye dahil kimse razı olmaz. Şam bunu ve yeni Suriye’nin dinamiklerini görüyor. Kürtlere eşit vatandaşlık teklif ediyor. Bu, bölgesel istikrar ve refah için büyük bir fırsattır. SDG bu fırsartı kaçırmamalı. Bölgesinde yaşayan Kürtlerin ve Arapların geleceğine ipotek koymamalı.

İki. Güneyde İsrail destekli bazı Dürzi grupların, Batı’da eski Baas kalıntılarının provoke ettiği kitlelerin ayaklanma girişimleri ve federasyon talepleri, SDG sorununun aciliyetini ortaya koyuyor. Diğer iki grubun SDG kadar kapasitesi yok. SDG sorunu çözüldüğünde adım atmaları zor. Bu yüzden diğer iki başlık kangrene dönüşmeden SDG bahsi kapatılmalı.

DEAŞ’IN İPLERİ İSRAİL’İN ELİNDE

Üç. Kasım ayında, Beyaz Saray’da yapılan, Trump ve Şara’nın da katıldığı, ABD-Suriye-Türkiye görüşmeleri dönüm noktası oldu. Bu görüşmede SDG adım atmazsa askeri seçenek dışında bir yol kalmadığı vurgulandı. Üç başkent sahada atılacak adımlar konusunda anlaştı. Bu anlaşmaları dört başlıkta toplayabiliriz. DEAŞ’la mücadeleye Şam’ın da katılması; SDG’nin Şam’a entegre olması; Türkiye-Suriye güvenlik anlaşmasının sahada uygulanması; Suriye’ye yaptırımların tamamen kaldırılması. ABD, Sezar yaptırımlarını 18 Aralık’ta kaldırdı. Öte yandan bu süreçte DEAŞ’ın yeniden canlandırıldığını görüyoruz. Suriye ordusuyla devriye atan ABD askerlerine saldırdılar. Dün de Yalova’da Türk polisine. DEAŞ’ın ipleri İsrail’in elindedir.

TÜRK RADARINA MOSSAD İLGİSİ

Dört. Bakanlar Fidan ve Güler ile MİT Başkanı Kalın’ın (22 Aralık tarihli) Şam ziyareti bir diğer dönüm noktası. Bu ziyaret iki açıdan önemli. Birincisi, Türkiye-Suriye güvenlik anlaşmasının gereklerinin konuşulduğu anlaşılıyor. İsrailli Jerusalem Post gazetesinin, “Batılı istihbarat kaynaklarına” (Bunu MOSSAD olarak okuyun) dayandırdığı haberinde, Suriye’ye Türk radarları yerleştirilmeye çalışıldığını vurgulaması dikkat çekici.

İkincisi, Suriye heyeti, bir gün önce kendilerine ulaşan SDG’nin entegrasyon şartlarını içeren yanıtını Türk heyetiyle paylaşmış olmalı. SDG, Kuzey Irak’a benzer, kendi ordusu, kendi yönetimi, parlamentosu olan, merkezi hükümet kurum ve askerlerinin bölgeye giremediği, federatif bir model istiyor. Perde arkasında yapılan yorum şudur: “SDG Şam’a entegre olmak istemiyor, Şam’ı entegre etmek istiyor.” Deniyor ki… Amerikalılar entegrasyon için SDG’ye müthiş bir baskı uyguluyor. Ancak henüz başaramadılar. Fidan o toplantıda “SDG’nin çok fazla ilerleme kaydetmeye niyeti olmadığını görüyoruz” dedi. Suriyeli muhatabı Şeybani “Suriye devleti orada olacaktır” diyerek SDG’nin teklifini reddetti.

SURİYE ORDUSU FIRAT’IN DOĞUSUNA GEÇECEK

Son durum budur… Peki, Şam’ın SDG’ye nihai yanıtı nedir? Bir. Suriye ordusu Fırat’ın doğusuna geçecek, konuşlanacak. İki. Gümrük kapıları Şam’a devredilecek. Üç. Enerji kaynakları Şam’ın idaresine geçecek. Dört. Kademeli olarak Arap nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgeler Şam’ın kontrolüne bırakılacak. SDG, bu başlıkların hiçbirinde adım atmıyor. Sabah’tan Zübeyde Yalçın’ın haberine göre, İmralı’dan SDG’ye doğrudan mesaj gitmesine rağmen.

#SDG
#Suriye
#Yahya Bostan