Bunları özellikle zikretmemin sebebi, ortada gençliğin iradesini bir bakıma sıfırlayarak kendi amaç ve iradesini ikame ettiği farzedilen bir sürü faktöre (sosyal medya, otoriter rejimler, hazcılık, popüler kültür) karşı direnen bir kimlik ve iradenin var kaldığını göstermesi açısından ilginç olması.
Arap coğrafyasının dinle ilgili yaşadığı bir tür 28 Şubat’ın böyle bir görünümünün olması hiç de şaşırtıcı değil, ancak bunun toplumu nereye götüreceği hususunda o kadar kolay ve ucuz çıkarımlar yapılamaz.
Yani Arap toplumları içten içe kaynıyor, kim ne derse desin, her an her şeyi de beklemelidir.