|
ABD’nin ayarı bozuldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’ın danışmanlarının Türkiye hakkındaki konuşmalarına dikkatleri çekerek, “Trump adına konuşanların ne dediklerinin farkında olmadıklarını” ve “Trump’ın bunlara ayar vermesini” istemesi, şaşılacak bir durum değildir. Hatta ABD’ye verilmiş bir ültimatom niteliğindedir.



Zira sadece Trump’ın değil, ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye konusunda, Çin ile yaşananlar da dikkate alındığında dış politikada topyekûn ayarı bozulmuştur. Bu bozulma yeni değildir. Belki çeyrek asırdan beri sürmektedir. Geçmişte Beyaz Saray’ın etrafında bulunan Arthur Schlesinger, Henry Kissinger, Zbigniew Brzezinsky, Bernard Lewis gibi tecrübeli danışmanlar; Kongre ve Senato üyelerinin akıl hocaları, hem daha bilgili, hem de daha temkinli isimlerden oluşmaktaydı. Oysa şimdi ABD’yi kuruluş yıllarındaki hukuk tanımayan ayarlarına döndürmeye çalışan maceraperestler revaçta.

ABD’nin dış politikası neredeyse iki asırdır dış müdahale zemininde yürütülse de, eskiden nispeten uluslararası ilişkilerin öngördüğü kriterleri takip etmekteydi. Ancak son çeyrek asırda yavaş yavaş bütün kriterler aşınmış ve altüst olmuştur. Uluslararası ilişkiler, egemen devletlerin hukuku dikkate alınmadan, insan hakları gözetilmeden, BM değerleri ve yasası, NATO’nun varlık gerekçeleri yok sayılarak yürütülmektedir. Trump ise bir devlet başkanı gibi değil, ısrarcı bir pazarlamacı, güven vermeyen bir simsar ve akşam pazarına kalmış bir satıcı gibi davranarak bu yeni siyaseti taçlandırmaktadır.

TRUMP VE MUHAMMED BİN SELMAN

ABD’yi ziyaret eden Suudi Arabistan Veliahdı ile yaptığı toplantıda bütün dünya bu tabloyu hayretle seyretti. Seçim kampanyası kurnazlığına benzer bir tavrın, bir müttefikin, bir yabancı konuğun karşısında ortaya konması sadece Trump’ın değil, ABD’nin ayarının bozulduğunun göstergesidir. Nitekim Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon konuşmasındaki patriot pazarlığı da bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Çok eleştirildi. Ortaya çıkan tablonun sorumlusu olarak Muhammed b. Selman gösterildi. Tahta giden yolda ABD’nin destek ve rızasını alma adına bu zillete düştüğü tekrarlandı. İtirazım yok. Ama kim ne söylerse söylesin, o tabloya Suudi Arabistan Veliahdının ihtiraslarından ziyade, ABD Başkanının ve onu yönlendirenlerin müptezelliği damgasını vurdu.

Trump aslında kendine yakışanı yaptı. Bir devlet adamı gibi değil, bir pazarlamacı gibi veya pahalı oyuncaklarını sergileyen bir çocuk gibi davranarak, hazırlattığı tablolar ile Suudi Arabistan’a satmayı planladığı silah ve savaş uçaklarının reklamını yaptı.

Tekrar ediyorum: Bozulan Trump’ın ayarı değil, ABD’nin ayarlarıdır. Ortadoğu’da kadim medeniyetlerin ve imparatorlukların topraklarında 2003’ten itibaren fiili varlık göstererek bir dünya imparatorluğu tasarlayan ABD başarısız olmuştur. Silah satarak, son Körfez krizinde olduğu gibi ülkeleri birbirine karşı kullanarak kurmak istediği üstünlük tutmamıştır.

Sadece başkanda değil, ABD’nin bütün sisteminde bir arıza kendini göstermektedir. Zaman zaman müttefikleri ile silah alışverişi konusunda tereddütler geçiren Kongre, ABD’nin terör örgütlerine destek sunmasına sessiz kalabilmektedir. Müşterek menfaatlerde bölgesel meşru yönetimler ile iletişimde sorun yaşayan Beyaz Saray, PYD/YPG gibi terörist guruplar ile iş tutabilmektedir.

ABD YÖNETİMİ VE YEMEN SAVAŞI

Sovyetler Birliğine karşı Afganistan’da ABD yapımı olarak ortaya çıkarılan El Kaide’yi hatırlayın. Oradaki işi bitince çıkmaya zorlandı ve bir bölümü Yemen’in dağlık ve ıssız bölgelerine yerleşti. ABD yönetimi, Kongre ve Senatonun bilgisi dahilinde, sözde el Kaide ile mücadele adına yeni icat Dronları ile Yemen’de yüzlerce sivili öldürdü ve kimsenin sesi çıkmadı. El Kaide’ye karşı başarı sağlanamadı ama Yemen istikrarsızlaştırdı.

2015 yılında Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyonun başlattığı Yemen Savaşı sırasında Trump başkan değildi. Ama o tarihten itibaren binlerce sivilin hayatlarını kaybetmelerine sebep olan koalisyona ABD sürekli destek verdi. Nitekim ABD’nin bu haksız savaştaki davranışları da tam bir ayarsızlık örneğidir.

Bu savaş, Muhammed b. Selman’ın Savunma Bakanı olarak tayin edilmesi ile başlatılmıştı. Ama evdeki hesap pazara uymadı. Yemen Savaşı, Suudi Arabistan’ın ekonomisini altüst etti, yönetimin prestijini sarstı. Ayarı bozuk Trump da bu savaşı durdurmak yerine fırsattan istifade ile silah tüccarlarının simsarlığına soyundu.

Peki ABD’nin diğer kurumları Yemen savaşı konusunda Trump’tan farklı mi düşünmektedirler?

ABD Kaynakları, Yemen Savaşına ABD’nin sadece istihbarat ve askeri öneriler ile lojistik destek verdiğini söyleyerek, bir itirafta bulunmaktadır. ABD bu haksız ve eşit olmayan savaşta, havadan hedef tespiti, Suudi Arabistan ve BAE uçaklarına havada ikmal desteği yapmaktadır. ABD’nin iddiası bu lojistik yardımın koalisyon sürecini geliştirmeye yönelik masum bir destek olduğudur. Yani doğrudan askeri bir müdahale yardımı değildir. Yemen’i tamamen yok eden bombalamaları ve sivil ölümlerini onaylamamakta, sadece koalisyon ile genel bir işbirliği yaptığını iddia etmektedir.

İnandınız mı?

ABD’de, özellikle Kongrede, bu koalisyonun sebep olduğu sivil ölümler ile ilgili rahatsızlıkların da olduğu gözlemleniyor. Ama sistem yine de savaştan ve silah satışından yana tavır almaktadır. Mesela, 2017’de, Suudi Arabistan’a 510 milyon dolarlık silah satışının 53 evet ve 47 hayır oyu ile Kongreden geçmesi bir ABD erdemi olarak gösterilmektedir. Şubat 2017 sonunda Yemen’deki müdahaleye ABD’nin destek vermemesi adına Senatoya bir tasarı gelmişti. Peki ne oldu dersiniz? 20 Mart’ta Senato tasarıyı bloke etti, fakat Kasım 2017’de de askeri müdahaleyi onaylayan başka bir tasarıyı geçirerek aynı sonucu aldı.

Şimdi siz söyleyin ayarı bozuk olan sadece Trump mı, yoksa topyekûn ABD’mi?

#ABD
#Ortadoğu
#Suudi Arabistan
6 yıl önce
ABD’nin ayarı bozuldu
​Bombalar NATO'dan, teröristler Kobani'den
Şaşırdınız mı?!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm