Ülke ülke geziyor. Sokaklarını, marketlerini, lokantalarını geziyor, yemeklerini, çikolatalarını, tatlılarını yiyor. Üstüne bir de para alıyor! Godiva'nın dünyaca ünlü çikolata şefi ve eksperi David Funaro'nun yaşantısına baktığınızda bunları düşünmek işten değil. Zaten David Funaro da kendisi için ben dünyanın en şanslı adamıyım diyor. Ama işin püf noktası damak tadından anlamaktan, çikolatanın dilini bilmekten geçiyor. Amerika'da yaşayan İtalyan bir ailenin 5 çocuğundan bir olan Funaro, çok küçük yaştan beri babasına yemek pişirmekte, annesine de fırında yaptığı tatlılar, tuzlular, ekmekler konusunda yardım ediyormuş. Üniversitede uluslararası hukuk okurken, kendini hep mutfakta bulan Funaro sonunda okulu bırakıp tatlıların her çeşidine olan tutkusunu takip etmeye karar vermiş. Önce Amerika'da hamur işleri ve tatlılar özelinde bir okula giden Funaro, iki sene fırınlanmış tatlı ve tuzlular, muslar, donmuş tatlılar, her tür pasta, çikolata dekorasyonu, düğün pastaları konusunda özel eğitim almış. 'Bu eğitimin her safhası çok heyecanlı ve tutkulu geçti' diyen Funaro burs kazanıp eğitimine Paris'te devam etmiş ve Paris'te ünlü gurme mağazası Fouchon'da çalışma şansını elde etmiş.
İyi bir çikolata eksperinin tat ve koku duyusunun yanı sıra özlem, arzu ve tutku duyularının mutlaka açık olması gerektiğini söylüyor Funaro. Her zaman keşfetmeye, yeni tatlar denemeye hazır olmak gerektiğini ifade ediyor. David Funaro tad ve koku duyusunu korumak için alkol ve sigaradan uzak duruyor ve 'Bunların yerine annemin yemeklerinin tadını çıkarıyorum. 82 yaşında hala inanılmaz yemekler yapıyor. Onun yemeğe olan tutkusunun benimkini de beslediğine inanıyorum' diyor. Dünyadaki değişik ülkelerine gidip farklı lezzetleri deneyerek yeni çikolatalar oluşturan ve hayatı bu şekilde yaşadığı için kendini çok şanslı hissettiğini söyleyen Funaro, yeni yerlere gittiğinde oranın en eski, orada yaşayanların da mutlaka bir zaman gitmiş oldukları lokantalara gitmekten zevk alıyor. Yemek kültürlerini anlamaya çalışıyor.
Gittiği ülkenin çikolatacılarına, pastanelerine ve marketlerine de giden Funaro, insanların alışveriş arabalarında ne olduğuna bakıyor. Daha sonra bunlardan bazılarını alıp tadıyor. Kıvamını, ahengini, tatlılık derecesini ve benzeri özelliklerini belirleyip notlar alıyor. Daha sonra o ülke için çikolata hazırlarken bu notlardan faydalanıyor. Her gün farklı çikolataları deneyen Funaro, 'Ben gerçekten dünyanın en şanslı adamıyım' demeyi de ihmal etmiyor. Çok çok çok çeşit çikolata olduğunu söyleyen Funaro tadabildiği kadar çok çikolata tadıyor. Bu kadar çok çikolata yedikten sonra çikolatanın onun için bir iş mi yoksa zevk mi olduğunu sorduğum Funaro, 'Çikolatayı çok seviyorum. Hayatım çikolata etrafında dönüyor. Dünyanın en iyi çikolata şirketinde çalışmaktan da gurur ve mutluluk duyuyorum' diyor.
İyi çikolatanın özelliklerini David Funaro şöyle anlatıyor: 'Mutlaka parlak olmalıdır. Ayrıca çok güzel, hoş bir aroması olmalıdır, sizi kokusuyla da cezbetmelidir. Bunun yanı sıra snap faktörü de önemli. Yani çikolatayı kırdığınızda o çikolatanın taze olduğunu ve dokusunu hissedebilmelisiniz. Bitter, sütlü veya beyaz çikolata; yendiği anda sizi bambaşka dünyalara götürmeli.' Bugüne kadar yaptığı çikolatalardan en lezzetli bulduklarından biri Godiva pralinlerinden 'Eclat feuilletine' Sütlü çikolata içerisinde küçük feuilletine (çok küçük gofret) parçacıkları ile dolu kıtır fındık pralin üzeri karamelize fındık parçacıklı dekorasyonu ile sunuluyor. 'Delicate' ise frambuaz parçacıkları ile süslenmiş bitter çikolata içerisinde frambuazlı bitter çikolata ganaj. Bunların yanı sıra Godiva için yaptığı kek ve pastaların da onun için çok özel olduğunu söyleyen Funaro'nun, bunların arasındaki favorileri ise 'Dark Chocolate Sin' ve 'Milk Chocolate Sin' Funaro iş arkadaşlarına da şu sözlerle teşekkür ediyor: 'Godiva'da sürekli yanımda hissettiğim inanılmaz iş arkadaşlarıma ve bana markayı değişik platformlarda küresel olarak büyütme fırsatı veren Murat Ülker'e bütün kalbimle teşekkürlerimi sunarım.'
