|
Bir huzur resmi: Çukurca
Geçtiğimiz hafta,
Çukurca Kaymakamlığı
ile
Türkiye Fotoğraf Vakfı
tarafından ortaklaşa düzenlenen uygulamalı fotoğraf eğitimi nedeniyle Çukurca’da bulundum.


Türkiye Fotoğraf Vakfı’ndan
Mustafa Yılmaz, İsmail Küçük, Murat Gür, Mehmet Korkmaz ve Emine Sezgin
’le birlikte
lise ve ortaokul
öğrencilerinden oluşan iki ayrı grupta, toplam
yüz yirmi öğrenciye
iki gün teorik, iki gün de uygulamalı fotoğraf eğitimi verdik.
Bu eğitimden önce, yüz yirmi öğrenciden sadece bir tanesinin, fotoğraf makinasına dokunduğunu söylersem, Başkan
Murat Aydın
’nın onayıyla
Zeytinburnu Belediyesi
’nden sağlanan elli makinayla fotoğraf çekmenin öğrencilerde yarattığı heyecanı da kısmen dile getirmiş olurum. Bu hususları sonraki yazımda daha detaylı olarak anlatmak dileğiyle, şimdi Çukurca’dan ve aynı zamanda kayyum olarak burayı yöneten
Kaymakam Temel Ayca
ile değerli ekibinin göz dolduran çalışmalarından söz etmek istiyorum.

Çukurca, güzelliğinin hiç hak etmediği ama coğrafi konumunun kaçınılmaz kıldığı şekilde, PKK’nın Kazan Vadisi’ndeki kampları ve buradan Çukurca halkıyla, ordu birliklerine yaptığı saldırılar nedeniyle hafızalarda yer tutmuş bir ilçemiz.

PKK’nın söz konusu vadiden, Çukurca Belediyesi’nin araçlarını da kullanarak tamir, tadilat vb. bahanelerle merkez birimlerine kadar sızarak bölgede terör estirmesi üzerine,
Fırat Kalkanı Harekatı
’ndan (24 Ağustos 2016) yaklaşık bir ay sonra TSK’nın başlattığı bir dizi operasyon sayesinde ancak huzura kavuşabilen Çukurca, şimdilerde mutedil hayatı ve tabiat bereketiyle göz kamaştırıyor.
Bin dokuz kilometre karelik dar alanıyla, doğusundan
Yüksekova
, batısından
Şırnak
, kuzeyinden
Hakkari
, güneyinden ise
Irak sınırı
ile çevrili olan Çukurca (eski adıyla Çel / iri kaya), yüksek dağlar arasındaki çukurlukta, tam da adına yaraşır şekilde,
girişi olan ama çıkışı olmayan yer.

On altı bin kişilik nüfusunun dokuz bin beş yüzü ilçe merkezinde, kalanı ise köylerde yaşıyor. Sanayi adına işleyen birkaç değirmeni var. PKK terörü nedeniyle köylerinin boşaltılması hayvancılığı da durma noktasına getirmiş. Geçim kaynakları memurluk, koruculuk ve küçük esnaflıktan ibaret. Coğrafi konumu nedeniyle tarım alanı çok dar.

Bunlara rağmen Çukurca, adeta
Çukurova
’nın devamı gibi; tarımsal açıdan tam bir
Çukurca-ova!
Pirinç, susam, nar, üzüm, dut, kızılcık ve kimi baharatlar bakımından çevresine de yeterli gelen bir zenginiliğe sahip.

Kaymakam Temel Ayca ile çalışkan ekibinin adı da öncelikle bu noktada büyük bir önem arzediyor.

Önce
Zap Suyu
:
Van
’ın
Haravil Dağı
’ndan doğarak,
Karadağ
ile
Cilo Dağı
arasındaki dar vadiden akıp,
Hakkâri
il merkezinden sonra geniş bir yay çizerek
Samur Dağı
’nın çevresini batı-güneydoğu yönünden geçip,
Çukurca
yöresinden
Irak
’a geçen Zap Suyu, karlarla kaplı yüksek dağların eteğinde her mevsim gürül gürül akıyor.
Kaymakam Ayca, Zap Suyu’nun raftinge uygunluğunu keşfediyor ilkin.
Rafting
turlarının yapılabilmesi için gerekli altyapı çalışmalarını başlatırken, aynı zamanda Çukurcalılardan yerel ve ulusalarası ilgili etkinliklerde yarışacak bir rafting takımı kuruyor. Bu takımın elemanlarını Zap Suyu’nda eğitmenlik ve rehberlik yapacak şekilde yetiştirerek, Çukurca’yı ilkin bu spor faaliyeti üzerinden dışa açıyor.
Ardından,
ZAP
ismini zirai ürünler için de bir marka haline getirmek üzere, tahin üretimi başta gelmek üzere, aynı zamanda Çukurcalıların istihdam edildikleri bir dizi küçük işletme kuruyor. Bugün itibariyle Çukurca’nın tahinini, pirincini, dutunu, üzümünü, baharatını.. şık amblajları içinde hem mahallinde hem de kargo yoluyla yurdumuzun dört bir yerinde satışa sunuyor.
Çukurca dediğimiz yer, yukarıda da değindiğimiz gibi Hakkari yönünden girilen ve Kazan Vadisi’ne bağlanan bir geçit aslında. Şehrin tek ana caddesinin uzunluğu bu nedenle bir kilometreyi aşmıyor. Sağını on altıncı yüzyılda yapılmış
Emir Şaban Medresesi
’nin, solunu kesme taşlardan yapılmış
çok katlı ve metruk tarihi evlerin
işaretlediği Çukurca’ya nefes veren mahal ise çeltik tarlalarının alt ucundaki
Narlı
!

Narlı’dan başlayarak ilçenin imarı konusunda da Kaymakam Ayça büyük gayret göstermiş.

Özellikle kayyumluk görevini de yüklendikten sonra Kaymakamlık ve Belediye imkanlarının tek elde toplanmasıyla zikredilen hususta gerekli çalışmaları güvenle ve özveriyle başlatan Ayca, yüzme havuzunun faaliyete geçirilmesi gibi bir kısmı tamamlanan söz konusu çalışmaları, Emir Şaban Medresesi’nin, taş evlerin tamiratını da içine alacak şekilde genişletmiş.

Çukurca,
vatan
bilincini kuşanmış ve onun
bekasına
azmetmiş olanlar için hiç de uzak bir yer değil. Bu manada Sapanca ne ise, Çukurca da odur. İnşallah, bizlerin yolunun oraya çıkması da bu nedenledir.
Bana
bapir
diye hitap etmekten büyük keyif alan
nevi
’lerle, fotoğraf ekseninde geçirdiğimiz güzel zamanları, nasip olursa izleyen yazımda anlatayım.
#Türkiye Fotoğraf Vakfı
#Çukurca Kaymakamlığı
#Çukurca
#Temel Ayca
#ZAP
٪d سنوات قبل
Bir huzur resmi: Çukurca
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle