Son yıllarda gerek yolların yapımında gelinen nokta, gerek otomobillerin gelişen teknoloji paralel olarak sahip olduğu yeni güvenlik donanımları Türkiye'de özellikle ölümlü kazaları kademeleri olarak azalttı.
Yapılan atılımlar sadece devletin ilgili kurumlarının çalışmalarıyla sınırlı kalmayıp, üniversitelerin, STK'ların ve kimi özel teşebbüslerin adımlarıyla daha ileri bir noktaya taşınsa da özellikle TIR ve kamyonlara arkadan çarparak hayatını kaybedenlerle ilgili bir önlem alınamaması gündem olmaya devam ediyor.
Son olarak Afyon'da yaşanan bir kaza, akıllara bir kez daha 'Neden TIR ve kamyonların kasalarının arkasında darbe emici şok tampon ya da benzer bir aygıt yok' sorusunu getirdi.
Önceki kazalar ders olmalı
İleri Sürüş Uzmanı Ethem Genim, yenisafak.com'a yaptığı açıklamada, Türkiye'deki kazalara ilişkin bazı rakamları hatırlattı.
Türkiye genelinde geçen yıl meydana gelen 428 bin 74 trafik kazasında 3 bin 373 kişi yaşamını yitirdiğini, 310 bin 109 kişinin yaralandığını anlatan Genim, 2018'de polis sorumluluk bölgesinde 428 bin 74 trafik kazası meydana geldiğini söyledi.
Ülke genelinde geçen yılki kazalarda 3 bin 373 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Genim, TIR ve kamyonlara arkadan çarpma sonucu meydana gelen ölümlü kazaların da sıkça yaşandığının altını çizdi.
Ağır araçların yavaş gittiğini, arkadan hızlı gelen araçların bu araçların altına girdiğini ve çoğunlukla TIR'ın altına giren otomobillerdeki kişilerin hayatını kaybettiğine vurgu yapan Genim, şöyle devam etti:
"Sadece akan trafikte değil, TIR ve kamyonların güvenlik şeridinde park halindeyken dahi karıştığı kazalar ölümle sonuçlanabiliyor.
TIR ya da kamyonun altına giren araba neredeyse hiç hız kaybetmiyor. Çünkü TIR ve kamyonların tamamına yakınında 'koruma' ya da 'darbe emici tampon' olarak ifade edebileceğimiz bir aparat yok.
Hiçbir masraf insan canından önemli değil
Bu tarz bir aparat, otomobillerin TIR ya da kamyonun altına girmesini önleyecektir. Bunun için TIR ve kamyon sahiplerinin ek bir bütçe harcaması gerekli. Ancak şunu net bir şekilde ifade edelim ki, hiçbir masraf insan canından önemli değil.
Ayrıca, dorselerin TIR ya da kamyon şasesinden uzun yapılması da ayrı bir sorun. Eğer aracın şase uzunluğuyla karoser uzunluğunun eşit olma zorunluluğu getirilirse bu konu çözüme kavuşmuş olur."
Yurtdışında farklı örnekler var
Yurtdışında bu tür korumalara ilişkin çok farklı önlemler olduğunu anlatan Genim, "Biz de daha önce ilgili kurumlara bu tür bir adım atmaları için müracaatta bulunduk. Ancak halen ses çıkmadı. Avrupa'da standart olan bu uygulama Türkiye'de de acilen standart olmalı. Sadece ilgili yönetmelikte madde değiştirmek yetmez, trafik ekipleri de değişimden sonra ciddi bir irade göstererek şok emici tampon ya da aparat kullanmayan TIR'ları trafikten men etmeli. Aksi halde maalesef TIR ya da kamyon altına girerek adeta tabut haline gelen otomobillerde daha çok vatandaşımız hayatını kaybedecek" dedi.
