|

Akdeniz’i işgal planı

ABD, İngiltere ve müttefikleri ‘seyrüsefer özgürlüğü’ bahanesiyle kritik deniz yolları ile enerji havzalarını gözüne kestirdi. Hürmüz Boğazı’nda tanker gemilerine ‘faili meçhul’ saldırılar ve alıkoymaları bahane eden ABD ve İngiltere’nin sonraki hedefi işgali Doğu Akdeniz’e taşımak. Askeri kaynaklar, BAE’nin de destek verdiği projeyi ‘yasal dayanağı olmayan büyük kışkırtma’ olarak niteliyor.

Talha Menteş
04:00 - 24/07/2019 Çarşamba
Güncelleme: 11:07 - 24/07/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
ABD ve İngiltere’nin sonraki hedefi işgali Doğu Akdeniz’e taşımak.
ABD ve İngiltere’nin sonraki hedefi işgali Doğu Akdeniz’e taşımak.

ABD, İngiltere ve müttefikleri ’seyrüsefer özgürlüğü’ bahanesiyle kritik deniz yolları ile enerji havzalarını gözüne kestirdi. Hürmüz Boğazı'nda tanker gemilerine ’faili meçhul’ saldırıları öne süren bu ülkelerin bir sonraki hedefi, işgali Doğu Akdeniz’e taşımak.

Son 50 yılda ülkeleri karadan işgal etmek için ‘terör’ ve ‘kitle imha silahları’ gibi gerekçeler üreten ABD, İngiltere ve müttefikleri, şimdi de kritik su yolları ile enerji havzalarını gözüne kestirdi. İşgal için kullanılacak aparat ise ‘seyir serbestisi’ kavramı oldu.

Sefer özgürlüğünün kısıtlandığı bahanesini öne sürüp Güney Çin Denizi’nde Pekin’e karşı iki uçak gemisi ve çok sayıda savaş gemisiyle bayrak gösteren ABD, aynı senaryoyu Hürmüz ve Bab’ül Men'deb Boğazlarına uzattı. Bir sonraki hedef ise işgali aynı gerekçeyle enerji havzası Doğu Akdeniz’e taşımak.

İLK HAMLE MERKEZ’DEN

Hürmüz Boğazı’nda tanker gemilerini düzenlenen ‘faili meçhul’ saldırılar ve karşılıklı alıkoymaları bahane eden ABD ve İngiltere, örtülü işgal için ilk adımlarını attı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (Centcom), Ortadoğu’da deniz yollarını güvence altına almayı amaçlayan Sentinel (Nöbetçi) adlı bir askeri operasyon geliştirdiğini açıkladı.

“CENTCOM, Körfez bölgesindeki son gelişmeler ışığında seyrüsefer özgürlüğünü sağlamak için Ortadoğu’daki anahtar deniz yollarında gözetim ve güvenliği güçlendirmek amacıyla Sentinel uluslararası deniz operasyonu üzerinde çalışıyor” ifadeleriyle bildiri yayınlayan Pentagon, operasyonun amacı olarak ise ‘denizde istikrarın teşvik edilmesi, Basra Körfezi, Hürmüz Körfezi, Bab’ül Mendeb Boğazı ve Umman Körfezi boyunca uluslararası sularda güvenli geçişin sağlanması ve gerilimin azaltılması’nı gösterdi.

İNGİLTERE VE BAE’DEN DESTEK

ABD’nin ardından Avrupa da harekete geçti. Cebelitarık’ta İran tankerini alıkoyan İngiltere’ye, Tahran da aynı şekilde karşılık verince Londra’dan açıklama geldi. İngiltere Hürmüz Boğazı’nda sözde ticaret güvenliğini sağlama gerekçesiyle bir misyon oluşturulacağını duyurdu.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hun bu konuda belirli görüşmeler yürütüldüğünü belirterek hangi ülkelerin destek vereceğini ise açıklamadı. Birleşik Arap Emirlikleri’nden de ABD ve İngiltere’ye destek geldi. BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed, ülkesinin Basra Körfezi ve Ortadoğu’da uluslararası seyrüsefer özgürlüğüne ve güvenliğine önem verdiğini iddia etti

DOĞU AKDENİZ DE HEDEF

‘Seyrüsefer güvenliği’ kılıfıyla sırayla Güney Çin Denizi, Hürmüz ve Bab’ül Men?deb’de işgale girişen ABD ve müttefiklerinin bir sonraki hedefi enerji havzası Doğu Akdeniz olabilir. Türkiye’nin bölgedeki sismik arama ve sondaj faaliyetlerinden rahatsız olduğunu birçok kez açıklayan ABD’nin, olası bir yapay gerilimle Doğu Akdeniz’de de benzer adımlar atabileceği, askeri varlığını daha da artıracağı ifade ediliyor.
ABD’nin bu yöndeki adımının Türkiye karşıtı ittifakta yer alan İngiltere, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, BAE ve İsrail tarafından da destekleneceği vurgulanıyor.

O kavramı kullanarak kışkırtıyor

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Basra Körfezi’nin Güvenliği” konulu tartışmaların İran’a müdahalenin önünü açmak için hazırlanan stratejilerin bir parçası olduğunu kaydetti. Bahreyn’de önümüzdeki günlerde yapılacak ‘Basra Körfezi Güvenliği Deniz Konferansı’nda perde arkasında İran’a karşı askeri bir müdahalenin konuşulacağını ifade eden Gürdeniz, şunlara dikkat çekti: “Cebelitarık ve Hürmüz’de karşılıklı olarak tankerlere el konulması ile ilgili gelişmeler İran’ı sıkıştırma stratejisinin parçası. Gelecekte olası askeri bir müdahalenin önünü açmak için düzenlenen büyük bir oyunun parçaları. İran’ın kışkırtmalara rağmen daha soğukkanlı hareket etmesi gerekir. Çünkü Hürmüz Boğazı’ndan günde 22 milyon varil petrol geçiyor. Buradaki kışkırtmalar silahlı bir çatışmayı tetiklerse küresel ekonomide deprem yaşanır.”

O KAVRAMI KULLANIYOR

“Çin’in her alanda büyük bir ivmeyle büyüdüğü, etkinliğinin arttığı ve yeni dünya düzeninin kurulduğu bir dönemde ‘seyir serbestisi-FoN’ kavramının nasıl manipüle edildiğini Güney Çin Denizi’nde her ay görüyoruz. Bu kavramın son yıllarda bu kadar sık gündeme gelmesinin sebebi Güney Çin Denizi’dir. Burada Çin’in 9 nokta hattı ile çizdiği bir deniz yetki alanı var. Buradan geçişlere zararsız geçiş adı altında izin veriyor. Ancak bu hakkın ABD savaş gemileri tarafından Çin’in egemenlik haklarını sorgulamak ve zaman zaman meydan okumak için kullanılması ABD-Çin ilişkilerini son derece geriyor. ABD, özellikle bölgedeki suni adaların arasından savaş gemilerini geçirip ‘ben seyir serbestisi hakkımı kullanıyorum’ diyerek bir nevi kışkırtma yapıyor. Diğer taraftan Rusya’da, daha doğrusu Kuzey Buz Denizi-Arktik Okyanusu’nda da aynı kavramın son zamanlarda Amerikalılar tarafından sık sık dile getirildiğini görüyoruz. Zira Rusya özellikle kuzeydoğu geçidinde kendi izni olmadan seyir serbestisini tanımıyor.”

SÖZKONUSU OLAMAZ

“ABD’nin özellikle Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmeler paralelinde, seyir serbestisi adı altında bir hareket tarzını Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların kışkırtmalarıyla Güney Çin Denizinden sonra Akdeniz’e taşıması sözkonusu bile olamaz. Bu tip bir kısıtlama Akdeniz’de zaten sözkonusu değildir. Ancak Montrö Sözleşmesinin sahildar olmayan devletlerin savaş gemilerine verdiği haklar paralelinde gerek tatbikatlar, gerekse tek gemi faaliyeti olarak seyir serbestisi (FoN) adı altında soğuk savaş yıllarından bu yana ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e giriş çıkış yaptıkları bilinen bir uygulamadır.”

Müdahale edilir


Emekli Tümamiral Deniz Kutluk ise Doğu Akdeniz’de seyrüssefer güvenliği ile ilgili bir sıkıntı olmadığını, böyle bir adım atılamayacağını ifade etti. Kutluk şunları kaydetti: “Doğu Akdeniz’de olan biten, uluslararası hukuk normlarına göre deniz yatağındaki doğal kaynakların işletilmesi haklarındaki uyuşmazlıktır. KKTC ile Güney Kıbrıs arasında, Türkiye ile diğerleri arasında böyle bir uyuşmazlık vardır. Bu sorunların çözümü nihai olarak üçüncü tarafların müzakere edip hangi noktalarda anlaşamadıklarına bir çare bulmasıyla olur. Bir hakem olarak, uluslararası yargıya gidilebilir. Kıta sahanlığı üzerinde delme yapan bir geminin etrafında 500 metre bir güvenlik ilan etme hakkı vardır. Dolayısıyla ‘Ben buradan geçecektim, sen buraya petrol platformu dikmişsin’ diyemezler. Zaten bölgede askeri güç var. Daha yanaşırken müdahale edilir. Yani böyle bir kışkırtmaya kesinlikle kalkışamazlar.”

#​ABD
#İngiltere
5 yıl önce