|

Koronavirüsten önce - koronavirüsten sonra

Yeni Ekonomi Dergisi Z Raporu'nun Nisan sayısı çıktı. Türkiye’nin en deneyimli kalem ekibinin yer aldığı dergide Albayrak Holding Ceo'su Prof. Dr. Ömer Bolat da "Koronavirüsten önce - koronavirüsten sonra" başlıklı yazısıyla yer aldı.

Prof. Dr. Ömer Bolat
15:21 - 1/04/2020 Çarşamba
Güncelleme: 15:28 - 1/04/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Albayrak Holding Ceo'su Prof. Dr.  Ömer Bolat.
Albayrak Holding Ceo'su Prof. Dr. Ömer Bolat.

1 Nisan, ilkbaharın müjdecisi olarak bilinir. Ancak 2020’nin ilk aylarında özellikle Çin’den başlayarak, daha çok kuzey yarımküredeki ülkeleri tehdit edip, şu anda Batı Avrupa ve ABD merkezli yoğunluk gösteren yeni tip Korona virüsü – Covid-19 salgını tüm dünya ülkelerini adeta sarstı, felç etti. 2019 yılının son günlerinde Çin’de başlayarak, Güney Kore ve İran’da yoğunlaşan bu Covid -19 virüs salgını, Şubat’ın ikinci yarısından itibaren Batı Avrupa’da İtalya ve İspanya’da çok hızlı yoğunlaştıktan sonra, Mart’ın başından itibaren Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre ve şu anda yaklaşık 165 binin üzerinde vaka sayısı itibariyle 1.sıraya yükselen ABD’de çok yıkıcı etkiler göstermektedir. Bu satırların yazıldığı 31 Mart 2020 itibariyle, vaka sayısı 823.000’i, hayatını kaybedenlerin sayısı 40.639’u geçmiş durumdaydı.

3 Ocak 2020’de ABD’nin İranlı askeri komutan General Kasım Süleymani’ye suikast düzenlemesi ve akabinde Ortadoğu’da sıcak savaş senaryolarının uçuşması, ülkemizde Elazığ, Malatya ve Akhisar’daki depremler, Doğu Akdeniz’de enerji alanında artan gerilim, Libya ve sonra Suriye – İdlib’de yükselen tansiyon, askeri harekatımız ve şehitlerimizle ilgili haberler, ardından yılın başında dünya gündemine Çin’in Wuhan şehrinde mahalli bir vakaymış gibi giren, ama Mart ayı başından itibaren dünya gündemini altüst eden
Korona – virüs salgını, ve dünyada hayatı adeta durdurması, daha şimdiden “2020 yılını tarihi ama sarsıcı gelişmelerle unutulmaz bir Kaotik Yıl” haline getirmiştir.
Öyle ki, Korona Virüs salgını önce bir sağlık krizi olarak başladı. Yüzbinlerce kişinin enfekte olması ve onbinlerce kişinin vefat etmesiyle, insani ve toplumsal bir krize dönüştü. Dünyanın büyük çoğunluğunda hayat neredeyse durduruldu. İnsanların hareketleri, toplanmaları, dışarı çıkmaları durduruluyor. Bulaşıcı salgını önlemek için, “evde kal – dışarı çıkma” sınırlamaları, sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Hareket ve hayat durdurulunca, sosyal hayat, eğitim hayatı, ticaret, turizm, ulaştırma, lojistik de neredeyse durma noktasına getirildi. Üretim tesisleri kapatılınca, tedarik zincirleri bozulunca, üretim çok yavaşladı, temel ürünler dışında tüketim hızla geriledi. Çalışanları zorunlu izine çıkarmalar, işten çıkarmalar hızlandı. Korona Virüs, bir sağlık krizinden, insani ve toplumsal krize, hemen ardından da ekonomik ve sosyal krize dönüşmüş durumdadır. Bu süreç Mart ayında gerçekleşti.
Türkçemizde “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” diye soğuk ve çetin geçen Mart ayı işaret edilir. Ancak “2020 Mart ayı, salgın, panik, ölüm korkusu, hayatın-hareketin durdurulması, ekonomi-finans-istihdam üçgenindeki büyük dünya krizi” gibi gelişmelerle, “MART 2020=KASIRGA, DEPREM, TSUNAMİ, KAOS DÖNEMİ” gibi tanımlarla unutulmaz bir dönem olarak tarihe geçmiştir.

Hayatın akışı değişmiştir, salgın paniği ve ölüm korkusu herkesi, her yeri sarmış durumdadır. Yaşama tarzımız değişmiştir. Eğitim durmuştur, uzaktan-online eğitimle devam ettirilme çabası vardır. Evde kal çağrısı nedeniyle, alışveriş büyük ölçüde online – e-trade olarak yapılmaktadır. İşyerleri evden-uzakta-home-office yöntemiyle çalışmaya çalışmaktadırlar. Hayatımız ve dünya adeta yeniden şekillenmektedir.

Korona virüsü görünmez bir mikrop, ama dünyanın en güçlü ekonomileri olan, en kibirli, en güçlü orduları, nükleer silahları olan ülkeler başta olmak üzere, tüm dünya insanlığını titretmektedir. Dünyadaki pislikler ve gayri hijyenik beslenme ve yaşam şartlarından doğan bir mikrobik salgın mı olduğu, yoksa biyolojik bir operasyon olarak hazırlanıp kontrolden mi çıktığı, yoksa dünyada hızla artan adaletsizlik, eşitsizlik ve zulümler karşısında ilahi bir gazap mı olduğu konusunda nedenler ve senaryolar bolca konuşulmaktadır. Ancak bir gerçek var ki, görünmez mikrobik düşman, herkesi, tüm ülkeleri titretmiş, ayar vermiş ve ders vermiş durumdadır. Virüs, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, renk-ırk-dil-din ayırımı yapmadan insanlığı vurmuştur.

Bir de en fazla sosyal toplanma faaliyeti olan milli ve uluslararası düzeydeki sportif faaliyetler, turnuvalar, yarışmalar, ligler, uluslararası organizasyonlar, durdurulmuş ve belirsiz tarihe ertelenmişlerdir. Avrupa Futbol Şampiyonası Haziran 2020’den Haziran 2021’e, Tokyo Olimpiyat Oyunları da Temmuz 2020’den Temmuz 2021’e kesin ertelenmek zorunda kalınmıştır.

Bu salgın hastalığın nerede duracağı, gerileyeceği, kesin koruyucu bir aşının yakın zamanda bulunup bulunmayacağı tam bir belirsizlik hali olup, bütün umudumuz ve duamız, Allah (C.C.)’a yakarışımız, ülkemiz, halkımız, tüm dünya ülkeleri ve insanlık adına, inşallah bu Korona virüs salgınının biran önce bitirilmesi, hastaların şifa bulup sağlığına kavuşmasıdır. Ölenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz. İnşallah şahsımız, toplumumuz insanlık ve tüm dünya ülkeleri, bu virüs salgınından gereken mesajları alıp, daha yaşanabilir, adil, medeni, sağlıklı ve huzurlu bir dünya için bundan sonra elbirliğiyle çalışma gayreti içinde oluruz.

Dünyada son 100 yıldaki 3. en büyük küresel ekonomik kriz…

Korona virüs salgını dünyaya son 100 yıl içindeki 3. en büyük ekonomik krizi yaşatmaya başlamıştır. 1929-1933 büyük ekonomik bunalım, 2008-2009’da ABD ve Batı Avrupa kaynaklı finansal ve ekonomik krizden 11 yıl sonra, şimdi dünyada 3. en büyük ekonomik kriz yaşanmaya başlanmıştır. Mart ayının ilk 3 haftası içinde ekonomi ve finans dünyasındaki bütün zincirler kopmuştur:

• Hizmetler sektörü faaliyetleri çok hızlı gerilemiştir.

• Turizm tüm dünyada durma noktasına gelmiştir. Otelcilik, lokanta vb. dışarıda tüketim sektörleri durmuştur.

• Havayolları, kara ve demiryolları ulaştırması neredeyse durma noktasına düşmüştür. Havayolları ulaştırmasında 200 milyar doları bulabilecek bir zarar tahminleri yapılmaktadır.

• Dünya ticareti çok hızlı gerilemiştir.

• Ülkeler arasındaki sınırlar kapatılmıştır. Avrupa Birliği’nin sınır kontrolleri olmayan Schengen Bölgesi projesi geçici de olsa çökmüştür.

• 2019’da yavaşlayan ve ancak % 2,9 yıllık ortalama büyüme gösteren dünya ekonomisinin, 2020’de daha iyi bir performansla % 3,1 büyüme göstereceği tahmin edilirken, şimdi ise Çin, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi dünya ekonomisinin lokomotifi ülkelerde 2020 yılı 1.çeyrekte küçülme, 2.çeyrekte çift haneli küçülme, 2020’nin tamamında ise ekonomik küçülme tahminleri yapılmaktadır.

• Dünya ticaretinin 2019’da son 10 yılın en düşük büyümesi olan % 2,5’luk artıştan sonra, 2020 için çift haneli küçülme tahminleri yapılmaktadır.

• Suudi Arabistan ve Rusya arasında ortaya çıkan petrol üretimini kısma konusundaki anlaşmazlık, petrol fiyatlarını yılbaşındaki varili 65 dolardan Mart ayı ortasında varili 25-30 dolar bandına geriletti. Bu rakam 2002 yılı rakamıydı. Dünyanın en büyük 10 petrol şirketlerinin değerleri 495 milyar dolar eridi.

• Emtia borsaları yılbaşı değerine kıyasla % 25 civarında, hisse senedi borsaları ise % 30 civarında düşüşler kaydetti. Dünyada şirketlerin borsa değeri 30 trilyon dolar eridi.

Korona virüsün bütün dünyaya yayılması eğilimi karşısında, çoğu ülke hükümetlerinin aldıkları, 1.tedbir, hayatı, toplumsal hareketleri durdurarak yayılmayı engellemek; 2.tedbir, ortaya çıkan hastalıktan muzdarip hastalara fedakârca çalışan sağlıkçılar ve sağlık tesisleri üzerinden yardım edebilmek; 3.tedbir ise, hayat ve hareketin durması nedeniyle ekonomik-finansal faaliyetlerin yavaşlatılması karşısında insanların, ailelerin, şirketlerin, fabrikaların yaşatılabilmesi için çılgın bazuka mahiyetinde ekonomik-finansal teşvikler ve tedbirler açıklamaları ve uygulamaya koymaları olmuştur.

• İMF, 1 trilyon dolar, Dünya Bankası ise 160 milyar dolar tutarında, üye ülkeler için finansman kapasiteleri olduğunu açıklamışlardır.

• Gelişmiş ülkelerin Merkez Bankaları, ABD (% 0 – 0,25 arasında), Avrupa Birliği (% - 0,50), İngiltere (% 0,1), Japonya (% - 0,1), politika faiz oranlarını sıfır yada sıfıra yakın seviyelere indirdiler. Bankalara ve finansal sisteme likidite sıkışması olmasın diye sınırsız likidite desteği açıkladılar. ABD Merkez Bankası önce 700 milyar dolarlık, sonra sınırsız miktarda, Avrupa Merkez Bankası önce aylık 120 milyar Euro ve sonradan toplam 750 milyar Euro tutarında tahvil geri alım programları başlattılar. Böylece para politikası araçları ile ekonomilerini bol para ile canlandırmaya çalışıyorlar.

• Bu dünya krizi karşısında, hadise sadece Merkez Bankalarına bırakılmadı. Birçok ülke hükümetleri, maliye politikası araçlarını devreye alarak, ekonomilerini desteklemek amacıyla teşvik tedbirleri açıkladılar.

• Şu ana kadar dünyada 6,5 trilyon doları geçen teşvik tedbirleri arasında, hanehalkına karşılıksız geçici maaş, şirketlere yeni kredi destekleri, borç, vergi sigorta ödemelerinin ötelenmesi, işsizlik maaşı vb. tedbirler sayılabilir.

• ABD’nin 2,2 trilyon dolarlık ek bütçe çıkarması, Almanya’nın 500 milyar Eurosu şirketlere yardım olarak ilave 156 milyar Euro ilave harcama bütçesi çıkarması, İngiltere’nin 330 milyar sterling, Fransa’nın 300 milyar Euro, İspanya’nın 200 milyar Euro, Japonya’nın 70, Çin’in 80 milyar dolarlık ilave harcama bütçelerini, Türkiye’nin ilk adımda 100 milyar TL’lik ekonomiye kalkan tedbirler paketini ve bu paketi hızla genişletmeye devam etmesini saymak mümkündür.

Bütün bu tarihte görülmemiş ekonomiye destek ve teşvik tedbirlerinin amacı, hayatı durduran korona virüs salgınının, ekonomide, ticarette ve istihdamda tahammül edilemez hasarlar vermemesini sağlamaktır.

Ümidimiz ve Duamız odur ki, söz konusu salgın önümüzdeki Mayıs-Haziran’a kadar ciddi oranda geriletilirse, söz konusu ekonomik teşvik paketleriyle ilk ve ikinci çeyrekte hızlı küçülme yaşayacak dünya ekonomilerinin bir V-çıkışı yükselişi yaşayabilmesidir.

Ve Türkiye’de durum…

Korona virüs salgını Türkiye’mizi de etkilemektedir. Çin’de 2019 Aralık sonunda patlayan virüs haberleri Türk hükümeti ve Sağlık Bakanı’nın başkanlığındaki Bilim Kurulu ve Bakanlık teşkilatı tarafından başından itibaren dikkatle izlenmiş ve gerekli tedbirler hemen her gün alınarak adım adım uygulamaya konulmuştur. Bu nedenle, 31 Mart 2020 itibariyle, Türkiye’deki Korona virüs vaka sayısı 13.513, vefat eden hasta sayısı 214 düzeyindedir. Bu sayıların artacağı pek muhtemeldir. Unutulmamalıdır ki, özellikle İstanbul turizmin başkenti olarak, Türkiye dünyada 6. ve Avrupa’da 4. en büyük turizm ülkesidir. Türkiye’nin yaklaşık 380 milyar dolar dış ticareti vardır, ve bunun % 55’i İstanbul’dan yapılmaktadır. Başta İstanbul, Antalya, İzmir, Ankara uluslararası havalimanları çok yoğun uluslararası havalimanlarıdır. Türkiye virüs salgınının en yoğun olduğu Çin ile Batı Avrupa’nın arasında, ortada bir yerdedir. Ayrıca korona virüs salgınında en fazla zarar gören ülkelerden biri olan İran ile de uzun bir kara sınırımız ve 10 milyar dolar civarında dış ticaretimiz vardır. Yine Irak ile uzun bir kara sınırımız ve 10 milyar dolar civarı ihracatımız vardır. Yani tüm bu şartlara bakıldığında, başta Sağlık Bakanlığımızın, Bakan Fahrettin Koca ve tüm sağlık çalışanlarının, Bilim Kurulu’nun takdire şayan ve fedakârca mücadeleleri, hükümetin zamanında uçuş yasakları, karantina tedbiri, okullarda üniversitelerde uzaktan eğitime geçiş, ve kara sınırlarını kapatması gibi aldığı yerinde tedbirler sonucunda, Çin, İran, İtalya, İspanya, Fransa, ABD, İngiltere, İsviçre ve Almanya gibi ülkelere kıyasla, Türkiye korona virüsü ile mücadelede çok iyi bir performans göstermektedir. Salgın geriye püskürtüldüğünde, duamız ve niyazımız inşallah en az hasta ve can kaybı rakamları ile ülke olarak atlatmamız mümkün olur.

Bu arada, korona virüs ile hayatın % 80 nispetinde durdurulması sürecinde, gıda ve temizlik ürünleri üreten ve satan firmalarda çok ciddi ciro artışları sağlanırken, kalan hemen tüm sektörlerde tedarik, üretim, ticaret, tüketim zincirleri olumsuz etkilenmiş, tıpkı hayat gibi, ekonomik faaliyetler de yukarıdaki bazı sektörler istisnasıyla, asgariye düşmüş ya da durmuş vaziyettedir.

Halbuki, 2019 Ağustos-Eylül döneminden itibaren birçok ekonomik veriler olumluya dönmüş, 2019’un 4.ve son çeyreğini % 6 büyüme ile kapatmıştık. 2020 yılına da sanayi üretimi (Ocak’ta % 7,9 artmıştı, sanayide kapasite kullanım oranı Şubat’ta % 76’ya yükselmişti), ticaret, perakende ticaret, ihracat, otomotiv-konut satışları çok iyi bir artış gösteriyor şekilde başlamıştık. 2020 için en az % 4-5 arası büyüme tahminleri yapılıyordu. En önemlisi, Batı Avrupa, ABD, Japonya ve Çin, 2020 yılına ekonomide aşağıya doğru, Türkiye ise yükselişe doğru bir trendde başlamıştı.

  • Ancak dünya çapında bir salgın krizinin, dünyadaki en önemli ülkeleri, aktörleri çok olumsuz etkileyen bir ekonomik krizin, Türkiye’yi de hem virüs salgını hem de ekonomik faaliyetler anlamında olumsuz etkilemesi zaten kaçınılmazdı. Çünkü Türkiye üretimde, ticarette, hizmetler sektöründe, turizm ve ulaştırmada, uluslararası bağlantıları güçlü bir ülke olup, dışsal şoklardan direkt etkilenebiliyor.

Ülkemizde ilk virüs vakasının görüldüğünün açıklandığı 11 Mart 2020 sabahından itibaren aradan geçen sadece 21 günde ekonomide sarsıcı etkiler görülmeye başlanmıştır. Böyle bir salgın tehlikesi, doğurduğu panik ve ekonomiye etkileri bağlamında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar; ödemeler sisteminin tıkanmaması, finansal kuruluşların ve reel sektörün likidite ihtiyacının karşılanması, temel tüketim ürünlerinin arzının ve vatandaşlara tedarikinin hiç aksamaması, karantina uygulaması nedeniyle çalışanların gelir kazancı ve kira ödemeleri gibi hayati ödemeler için devlet desteği ve gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, kısa dönem çalışma mekanizması ve gelir desteğinin hızlıca ve etkin şekilde işletilerek işsizlikteki artışın en azından yavaşlatılması, devlet kuruluşları, finans kuruluşları ile borçlular arasındaki borç-ödeme ilişkilerinin mutlak surette geçici ertelenmesi, hayati tedbirler arasındadır.

Nitekim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Mart 2020 tarihinde ilgili STK’larla yapılan toplantı sonrasında, 19 maddelik ve 100 milyar TL. tutarında bir ekonomiye kalkan olma tedbirler paketini açıkladı. Aradan geçen 13 gün içinde ise ilave olarak birçok yeni destek tedbirleri de hükümet tarafından uygulamaya geçirilmiş bulunmaktadır.

Hükümetin açıkladığı ekonomiye destek tedbirleri arasında en önemlileri; devlet kuruluşları (Maliye Bakanlığı ve SGK) ile mükellefler ve bankalar ile borçlular arasındaki borç ödeme ilişkisinin şimdilik 3 ay kadar ötelenmesi, belirlenen 15 kadar olumsuz etkilenmiş sektördeki firmalar için 3 aylık dönemde muhtasar ve sigorta prim ödemelerinin 6 ay süreyle ertelenmesi, Nisan-Haziran arası 3 ay için kira ödemelerindeki aksamaların kiracıyı tahliye sebebi sayılmaması, icra-iflas takiplerinin 30 Nisan’a kadar durdurulması, şahıs ve firmaların finansal kuruluşlara Nisan-Haziran arası 3 aylık dönemdeki borç taksitlerinin ertelenmesi, uygun şartlarda yeniden yapılandırmaların yapılması, başta kamu bankaları ve katılım bankaları olmak üzere bankaların işletmelere uygun şartlarda yeniden yapılanma ve ilave finansman destekleri sağlamalarının teşvik edilmesi, dar gelirli kesimin desteklenmesi, tespit edilmiş 2 milyon 111 bin aileye 1000’er TL direkt nakdi yardım verilmesi, en düşük emekli maaşının aylık 1.500 TL’ye çıkarılması, Ramazan Bayramı ikramiyesinin tüm emeklilere Nisan ortasında ödenmesi, işten çıkartmaları engellemek ya da azaltmak amacıyla İŞKUR üzerinden kısa çalışma ödeneği verilmesi uygulamasının süre ve şartlarının çalışanlar lehine kolaylaştırılması, vadesi gelmiş esnaf kredilerinin ana para ve faiz ödemelerinin Halk Bankası tarafından ertelenmesi, 65-yaş üstü yaşlılara yönelik birçok kolaylıklar, işçi çıkarmayan şirketlere ilave finansman desteği vb. tedbirler hızla uygulamaya konuldu.

Tabii, salgın riskinin önümüzdeki süreçteki boyutları ve süresine bağlı olarak, ekonomide her geçen gün yeni tedbirler, aksiyonlar alınması gerekebilecektir. Bu da çok doğaldır. Tabii, rezerv bir para birimine sahip olma veya yüzmilyarlarca dolarlık doğal hammadde zenginlik fonları olan ülkelerin mali rahatlığının bizde olmaması önemli bir eksikliktir. Yine de doğru ve zamanında alınacak tedbirler, uygulamalar, milletçe göstereceğimiz dayanışma, korona virüsü ile mücadelenin başarısı ve vereceği moral ile, son yüzyıl içinde karşılaştığımız bu 3.dünya ekonomik krizini ve tabii salgın krizini inşaallah atlatacağız. Tarihimizde nice büyük siyasi, sosyal ve ekonomik sarsıntıları atlatarak bugünlere ulaştık. Direne direne İnşaallah hep birlikte başaracağız.

#Ömer Bolat
#Z Raporu
#Koronavirüs
4 yıl önce