|

Kudüs’ün acil ihtiyacı: İslâm barışı

Günümüzde İsrail işgalinin bütün ağırlığını üzerinde taşıyan Kudüs, tarihteki en huzurlu dönemlerini Müslümanların yönetimi altında geçirdi. Şehir, o günleri hasretle anıyor.

00:00 - 31/05/2021 Pazartesi
Güncelleme: 01:06 - 31/05/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapan Kudüs’ün, 638 yılının bahar aylarında İslâm hâkimiyetine girmesinin ardından, şehir halkı Hz. Ömer tarafından kendilerine bizzat verilen özgürlük güvencesine kavuştu. Kudüs’ün Hristiyan halkının hiçbir hakkı ihlal edilmediği gibi, şehirde bulunan küçük Yahudi cemaati de Müslümanların himayesi altına alındı.

  • Raşid Halifeler dönemi (632-661) boyunca huzur ve güven içinde yaşayan Kudüs halkı Emevîler, Abbâsîler ve Fâtımîler dönemlerinde de aynı durumdaydı. Şehirde yaşayan Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler, İslâm’ın getirdiği barış şemsiyesinin altında asırlar boyunca problemsiz biçimde yaşadılar. Herhangi bir çatışma ve gerginlik durumunda, Müslüman yönetimler adaletli bir hakem olarak ortaya çıkıp sükûneti sağlıyordu.

HAÇLI VAHŞETİ

Avrupa’dan kalkıp gelen Haçlı sürüleri, 1099’un temmuz ayında Kudüs’ü işgal ettiklerinde şehrin Müslüman, Ortodoks Hristiyan ve Yahudi halkını da kılıçtan geçirdiler. Gözlerini bürüyen vahşet öylesine büyüktü ki, hışımlarından kendi dindaşları da kurtulamamıştı. Şehrin yeniden eski dinginliğe kavuşması, 1187’de Salahaddin Eyyubi tarafından işgalcilerden arındırılmasıyla gerçekleşti.

OSMANLI HUZURU

  • 1260’lardan 1516’nın sonuna kadar Kudüs’ü yöneten Memlükler de şehrin mevcut düzenini bozmadılar. Kudüs’teki emniyet ve barış atmosferinin en zirve noktalara taşınması ise, 1917’nin aralık ayına kadar 401 yıl boyunca devam eden Osmanlı yüzyıllarında mümkün oldu. Osmanlı sultanları şehirde yaşayan her dinden ve milletten insana büyük bir özgürlük bahşederek, Kudüs’ü adına yaraşır ve esenlik beldesine dönüştürdü.

İŞGAL HERKESE DÜŞMAN

Kudüs’ün İslâm’ın garantörlük çatısından çıkarıldığı 1917’den günümüze ise, bu kutsal şehirde gerilim ve problem eksik olmadı. 1967’de İsrail tarafından işgal edilen Kudüs’te çatışmalar daha da derinleşti. İşgal yalnızca Müslümanları değil Hristiyanları ve Siyonizm karşıtı Yahudileri de gözüne kestirdiği için, günümüzde Kudüs’le ilgili olumlu haber duymak neredeyse imkânsız hale geldi.


Statüko Merdiveni

Kudüs’te Hristiyanların en kutsal mekânı kabul edilen Kıyâme Kilisesi’nin cephe penceresinde yaslı duran bu ahşap merdiven, şehri yöneten Müslümanların ulaştığı inceliği bugün de gözler önüne serer:

  • Sultan Abdülmecid tahttayken, 1850’lerde Kudüs’ten İstanbul’a ulaşan bir haber, Kıyâme Kilisesi içinde hangi mekânın kim tarafından sahiplenileceği konusunda, Hristiyan mezhepleri arasında bir çatışmanın başladığını bildiriyordu. Kendisinden önceki uygulamaları tetkik ettiren Sultan, bir ferman hazırlatarak, “kilisede şu anda kim nereyi elinde tutuyorsa orada kalmasını, mevcut statükonun olduğu şekliyle korunmasını, hiçbir şeyin yerinin değiştirilmemesini ve herkesin mevcut alanında sabit kalmasını” buyurdu.

Ferman Kudüs’e ulaşıp da kilisenin avlusunda okunarak herkese ilân edildiği sırada, bir hizmetçi yukarıdaki büyük pencereye dayalı merdivene çıkmış, camları siliyordu. Ferman gereği, hiçbir şeyin yeri artık değiştirilemeyeceğinden, hizmetçinin işi bittiğinde merdiven yerinden kaldırılmadı. O merdiven, bugün bile yaz-kış pencerenin önünde dayalı durur; adı da “Statüko Merdiveni”dir.

#İsrail
#Kudüs
#Filistin
#İslam
3 yıl önce