|

Dünyadaki HSS algısı değişiyor: Türkiye akıllı mühimmatlara yatırım yapmalı

ABD ordusunun geçtiğimiz günlerde hipersonik topçu mühimmatı ile seyir füzesini düşürmesi 'devrimsel' bir gelişme olarak yorumlandı. Bu durumun 'hava savunma sistemleri' konusunda yeni bir sayfa açması bekleniyor. Türkiye'nin 'akıllı mühimmatlar' konusunda yatırım yapması gerektiğini belirten Savunma Sanayi Analisti Kadir Doğan, "Hava savunma sistemleri, seyir füzeleri açısından ciddi zafiyet içerisinde. Bu sistemlerin birim maliyetleri çok yüksek ve geliştirmek için ciddi bir teknolojik altyapı gerektiriyor. Türkiye, bu alanlarda inovatif çözümler üretebilir. TRLG-230 mühimmatının, İHA'dan gelen verilere göre hedefi imha etmesi bunun bir örneğiydi. İlerleyen dönemde bu tür mühimmatların farklı noktalarda kullanıldığını görebiliriz" dedi.

Hasan Hız
08:52 - 23/09/2020 Çarşamba
Güncelleme: 08:58 - 23/09/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
ARŞİV FOTOĞRAF
ARŞİV FOTOĞRAF

ABD ordusu son dönemin en ilginç silah denemelerinden birini gerçekleştirdi. Hava savunma füzelerini dahi çaresiz bırakan seyir füzeleri, bir topçu mühimmatı ile düşürüldü.

Bu durum, akıllı mühimmatların harp alanlarında kullanımı konusunda yeni bir dönemin başladığının işareti olarak yorumlandı.

Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayi Analisti Kadir Doğan, hava savunma sistemlerinin teknolojik olarak geliştirilmesinin zor olduğunu ve operasyon maliyetlerinin çok fazla olduğunu söyledi.

ABD'nin akıllı mühimmat konusunda elde ettiği başarının Türk savunma sanayisi için bir örnek olduğunu söyleyen Doğan, "Ülkemiz açısından bakarsak, hava savunma sistemleri konusunda yaşadığımız problemler de ortada. Bu gibi inovatif çözümler ile bu problemlerin üstesinden gelip, maliyet etkin çözümler üretmek ülkemiz için olmazsa olmaz bir durum" dedi.


"
TRLG-230 mühimmatının, TB2 İHA’dan gelen veriye göre hedefi imha etmesi ile bu noktada önemli bir adım atmış oldu
" diyen Doğan, Türkiye'nin müşterek hareket kabiliyetini geliştirerek, bu başarıyı farklı alanlara taşıyabileceğini belirtti:

"Temelde farklı unsurlardan elde edilen verileri, kıymetlendirip bir şekilde farklı platformların kullanımına uygun bir hale getirdiğiniz takdirde, elinizde o araçları efektif bir şekilde kullanmak için birçok fırsat sağlamış oluyorsunuz. Türk Silahlı Kuvvetleri insanlı ve insansız sistemlerin birlikte kullanımını sağlayacak bir müşterek çalışma yapısının birçok gerekliliğini günümüzde yerine getirebiliyor.

OYUN DEĞİŞTİRİCİ ROL ÜSTLENECEK

Özellikle veri iletişimi ve verilerin kıymetlendirilmesi noktasında ortaya konacak yeni çalışmalar ile sahip olduğumuz bu müşterek çalışma yapısı çok daha etkin bir hale gelebilir ve bu mimariye entegre ettiğimiz diğer unsurlar ile, birçok açıdan maliyet etkin stratejiler geliştirebiliriz. Bu da ülkemizin mücadele ettiği unsurlar ve ulusal çıkarları göz önünde bulundurulduğu takdirde, hem siyasi hem ekonomik hem de askeri açıdan, oyun değiştirici olacaktır."

Günümüzde tehdit ve harp konseptlerinin değiştiğine dikkat çeken Doğan, konvansiyonel güçlerin insansız hava araçları ile uyum sağlamasının zorunlu hale geldiğini ifade etti:

"Geçmişe kıyasla artık tehdit unsurları kalabalık ve görece statik gruplar halinde değil, birkaç kişiden oluşan mobil unsurlardan meydana geliyor. Böyle bir tehdit ile mücadele ederken de ona uygun önlemler alınması gerekiyor. Örneğin, 2 kişilik bir terörist unsuru için saatlik uçuş maliyeti binlerce dolar olan bir F-16’dan, birim maliyeti on binlerce dolar olan mühimmat kullanmak artık oldukça verimsiz ve külfetli bir hale gelmeye başlıyor. Bunun yerine günümüzde daha maliyet etkin çözümler gündeme geliyor.

Bu sayede hem bu tehditlere karşı mücadele çok daha maliyet etkin bir hal alırken hem de tehditle mücadele edebilecek enstrümanlarınızı çeşitlendirmiş oluyorsunuz. Bu maliyet etkin çözümler arasında ise topçu birliklerinin kullanılması çok akılcı bir yaklaşım ve dünyada birçok ülke de bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Bunun temel sebebi ise kara konuşlu topçu birliklerinin, tahrip gücü, birim ve operasyonel maliyetleri, ikmal ve idame kapasiteleri göz önünde bulundurulduğu takdirde, hava konuşlu mühimmatlara karşı ciddi avantajlar sağlaması.

"TRLG-230 İLE KRİİK BİR ADIM ATILMIŞ OLDU"

  • Bu sistemlerin temel dezavantajları ise anlık olarak dinamik hedeflere angaje olabilme konusunda teknik yetersizler yaşamalarından kaynaklanıyor. Bu yetersizliklerin birçok açıdan temel sebebi ise veri iletişim entegrasyonu, motor ve sensör teknolojileri. Dünyada bu problemleri çözmek ve bu sistemleri sahada çok daha aktif bir şekilde kullanmak için ABD, Israil ve Rusya başta olmak üzere birçok ülke çalışmalarını sürdürüyor. Ülkemiz de özellikle TRLG-230 mühimmatının, TB2 İHA’dan gelen veriye göre hedefi imha etmesi ile bu noktada önemli bir adım atmış oldu.

HSS'LERİN ÜRETİLMESİ MALİYETLİ VE ZORLU

ABD ordusu, topçu bataryası ile bir seyir füzesini imha ettiği görüntüleri paylaştı. Bu gelecekte harp alanlarını derinden etkileyecek bir gelişme. Bilindiği üzere hava savunma sistemlerinin birçoğu, seyir füzelerine karşı ciddi bir zafiyet içerisinde. Ayrıca bu sistemlerin hem operasyonel hem de birim maliyetleri çok yüksek. Aynı zamanda bu sistemleri geliştirmek de ciddi bir teknolojik altyapı gerektiriyor.

Özellikle ülkemiz açısından bakarsak, Hava Savunma Sistemleri konusunda yaşadığımız problemler de ortada. Bu gibi inovatif çözümler ile bu problemlerin üstesinden gelip, maliyet etkin çözümler üretmek ülkemiz için olmazsa olmaz bir durum. Bu gibi yaklaşımlar ülkemizin, hava savunma sistemi gibi birçok kronik problemine çözüm olabilir. "



#Savunma Sanayi
#Türkiye
#Akıllı mühimmatlar
#Topçu füzesi
#ABD
4 yıl önce