Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan "Hayatsız Kadınlar Dosyası"na göre, Türkiye'de vesikalı ya da gizli çalışan hayat kadınlarının sayısı 100 bine yaklaşıyor. Türkiye'deki kadın nüfusun 35 milyon civarında olduğu hesaba katıldığında, her 350 kadınımızdan birinin fuhuş batağının eşiğinde olduğu kaydediliyor.ATO, Türkiye'nin sosyal yaralarına dikkat çektiği 4 bölümlük "Neler Oluyor Bize?" adlı dizi raporunun ikincisinde hayat kadınları konusunu inceledi. "Hayatsız Kadınlar Dosyası" başlığı altında yapılan araştırmada, Türkiye'de faaliyet gösteren 56 genelevde kayıtlı yaklaşık 3 bin hayat kadını çalışıyor. Türkiye'de tescilli hayat kadını sayısı da 15 bini geçiyor. Genelevlerde, hukuki sorun yaratmasın diye vesikasız çok sayıda kadının çalıştığı, birçok kadının da genelevler dışında gizli fuhuş yaptığı belirtiliyor.
Raporda bir sektör haline gelen fuhuşta bir yılda dönen paranın asgari 3-4 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bu paradan, patron, bar, pavyon, disko, gece klüpleri, otelci, taksici, eğlence yeri sahibi gibi onbinlerce insan pay alıyor. Yani fuhuştan yüzbinlerce insan maddi anlamda kazanç sağlıyor. Maddi kazanç bu kadar büyük olunca devreye fuhuş mafyası giriyor. Fuhuş mafyası, küçük kız çocuklarını kaçırmaktan tutun da zorla fuhuş yaptırmaya kadar her yola başvuruyor.
Raporda, 18 yaşından küçük hayat kadınlarının "çocuk hayat kadını" sınıfına girdiği belirtiliyor. 2000 yılında Türkiye'de yapılan "1. Çocuk Kurultayı"nda çocuk fahişe olayının korkutucu boyutlara geldiği kaydedilerek, ülkemizde fahişelik yaşının 15'e kadar düştüğü, bazı araştırmacılara göre ise bu yaşın 12'ye kadar indiğine vurgu yapılıyor. 2000 yılında, yalnızca İstanbul'da çocuk hayat kadınları sayısı 500 olarak belirtilmesine rağmen resmi olmayan rakamların bu sayının çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Kadınların yüzde 30'u kocası, yüzde 10'u baba, anne, ağabey gibi diğer yakınları, yüzde 3.4'ü de beraber oldukları erkekler tarafından satılıyor. Para karşılığı cinsel ilişkiye girenlerin yüzde 63.4'ü resmi, yüzde 12.2'si ise imam nikahlı olarak evli kadınlardan oluşuyor. Sektörde sadece Türkler çalışmıyor. Büyük bölümü Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Azerbaycan ve Beyaz Rusya'dan ülkemize çalışmak üzere gelen binlerce yabancı uyruklu hayat kadını da gece klüplerinde, sokak başlarında, kadın satıcıları tarafından vücutları pazarlanıyor.
Raporda 2001 yılında ölen genelev patroniçesi Matild Manukyan'ın 1944 yılından itibaren birçok kez vergi rekortmeni olduğu, bu örneğin bile fuhuş sektörünün, parasal açıdan dev bir sektör olduğunu ortaya koymaya yettiği belirtiliyor. Buna rağmen bu sektörün vergi kaçağı diğer bütün sektörlere parmak ısırtıyor. Rapora göre kadınların müebbet hapsi genelev sahibi ile bir iş sözleşmesi imzaladıktan sonra başlıyor. Genelev kadınlarına, çoğunlukla senet imzalattırılarak, büyük miktarlarda borçlandırılıyor. Uyuşturucu ise fuhuş mafyasının en büyük silahı. Uyuşturucuya alıştırılan kişiler, uyuşturucu satın alabilmek için fuhuş yapmak zorunda kalıyor.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------