|

Lastik taşıtıp 200 lira alıyorlar

Türkiye’de 2 milyon kişinin spor salonlarına kayıtlı olduğu fitness sektöründe girişimciler sınır tanımıyor. Şimdilerde moda kütük, dev TIR lastikleri taşımak ve halat çekmek gibi ağır işler. İnşaatta çalışan bir amelenin 50 liralık yevmiyeyle yaptığı işe benzeyen bu spor için ödenen para ise saatte 200 lirayı buluyor.

Orhun Orhan Ünal
04:00 - 11/02/2019 Pazartesi
Güncelleme: 15:19 - 11/02/2019 Pazartesi
Yeni Şafak
Beyaz yakalının yeni sporu saati 200 liraya kütük taşımak
Beyaz yakalının yeni sporu saati 200 liraya kütük taşımak
SERBEST PİYASA

Fitness sektöründe şimdilerde, TIR lastiği ve kütük taşımak, duvar örmek gibi yöntemler moda oldu. En fazla ilgiyi gösteren beyaz yakalılar, bu ağır işçiliği yapabilmek için para ödüyor. Günlüğü 50 liraya çalışan amelelerin işlerinden ilham alan bu sporun saati, 200 lirayı buluyor.

Ülkemizde yaklaşık 2 milyon kişinin resmi olarak spor salonlarına kayıtlı olduğu fitness sektörü, girişimcilikte sınır tanımıyor. Y kuşağının ilgisine, sağlıklı yaşam modası da eklenince serbest piyasa ekonomisi, popüler olanı yeniden üretmekten geri kalmıyor.
Eskiden ağırlık kaldırmak ile özdeş görülen kulüplerde şimdi yoga, crossfit, squat gibi sayısız spor tekniği türemiş durumda.
3,5 milyar liraya ulaşan pazarda, artık her 6 ayda bir farklı bir spor çeşidi çıkıyor. Tabi ki kendi tüketim kültürü ile birlikte. Şimdilerde öyle bir antrenman tekniği gelişmiş ki yok artık dedirtiyor.

TIR LASTİĞİ, KÜTÜK TAŞIMAK ZORUNDASIN

  • Spor salonu veya açık alanda olun fark etmez, TIR lastiği, kütük, kiremit gibi eşyaları taşımak zorundasınız. Mesela 50 metre yükü sırtlamak durumundasınız. Kimi zaman tıpkı bir duvar ustası gibi ağırlıkları üst üste dizmeli, kimi zaman da amele misali ağır halatları çekmeli, dev kütük ve TIR lastiklerini taşımalısınız.
    Yöntem doğal yollarla güçlenmenizi, kilo vermenizi ve tabii ki fit olmanızı sağlıyor. En azından iddialar bu yönde.

AĞIR İŞÇİLİK İÇİN PARA ÖDÜYORUZ

Bu spor çeşidiyle ilgili bir eleştiri yok; konunun sorunlu yanı, onu talep edenlerde gizli. Teşbihte hata olmaz diyelim ama işin ameleliğini yapıp üstüne para veriyorlar. Öğrendiğimize göre bu kurslara gidenlerin çoğu beyaz yakalılar yani bizim plaza insanları. Hani şu köşedeki bakkala gitmeye üşenip, internetten sipariş veren. İki kat merdiven çıkmak yerine asansöre binen. Hani yürüdüğü tek mesafe, ofisi ve otopark ile kısıtlı olan. İşte bu plaza tayfası, hareketsizliğinin tüm ağırlığını, yük taşıyarak atmaya çalışıyor.

10 DERSİ 2 BİN, KURSLARI 4 BİN LİRA

Ücretlerde belli bir standart yok. Şöyle adamakıllı, tekniğine uygun kondisyon tutmak için, 10 derse yaklaşık 2 bin lira veriyorsunuz. Yani saati 200 lira civarında. Kursların aylık ücretleri bin ila 4 bin lira arasında.
Şimdi sıkı durun, amele pazarlarındakiler, günlüğü 50 hatta 30 liradan eşya taşımak için sırada beklerken, metropol insanı bu işi yapmak için saatine 200 lira ödemek zorunda.
Ne yaman çelişkidir ki, hareket etme özelliği olan insanoğlu, bunu hatırlamak için yine bir tüketim modasını takip etmek mecburiyetinde. Paradoks nedir? İşte budur.

Şimdi moda ahşap spor ürünleri

Görüştüğümüz antrenörler, özellikle gelir seviyesi yüksek semtlerdeki salonlarda bu spora yoğun bir ilgi olduğunu belirtiyor. Doğal şekilde kas yapmak ve sağlıklı yaşam için müşterilerin saatlerce ağır yüklere razı olduklarını söylüyorlar. Öte yandan işin doğa ortamında yapılanları da çıkmış. Firmaların çalışanları için düzenlediği etkinliklerde rakamlar kişi başı 500 liraya kadar çıkıyor.
Yani şirketlerin motivasyon faaliyetlerinin de gözdesi durumunda. Sadece doğa ortamında odun kesmek, taş taşımak ve boyunca duvarlar örmek için açılan kurslar da mevcut. Ahşap spor ürünleri sektörü de dolu dizgin gidiyor. Woodsman Fitness, özellikle otel plaj ve parkları için özel olarak tasarlayıp ürettiği tamamı el yapımı ahşap ekipmanlardan oluşan Türkiye'nin ilk açık hava fitness sahalarını kuracağını açıkladı.
15 yıldır fitness yapan ama kapalı alanlardan sıkılan Emrah Mehmetoğlu tarafından geliştirilen bu konsept sayesinde tamamen ağaçlardan oluşan spor ürünleri geçtiğimiz ay Antalya ANFAŞ fuarında sergilendi.

Yeni nesil çılgınlık

Köydeki adam, ısınmak için sırtında kilometrelerce odun taşırken, biz ofis insanları o yüke binlerce lira ödüyoruz. Dahası da var. Sporcu gıdalarına ayda ortalama 200, uygun giysilere bin lira harcıyoruz. Anlayacağınız, nakliyatçının, ikinci el spotçunun ve inşaatların vazgeçilmezi günlük yevmiyeli amelelik, şimdi yeni moda tüketim unsuru oldu.
Bu yeni trend sporu, lüks salonlar kadar ormanda veya doğal ortamda yapanlar da var. Piyasa büyüklüğü, bu tüketim çılgınlığı hakkında bilgi verebilir.
European Health & Fitness Market 2018 Raporu’na göre, ülkemiz fitness sektöründe Rusya ile birlikte 48 ülke arasında en hızlı büyüyen pazar konumunda. Sektör 3,5 milyar lira seviyesinde. Tabi merdivenaltı olanları saymıyoruz.
  • Haber dediğimiz şey...
  • Deadlift, squat, bench press, ‘this is a pencil’ triplerinden sonra yeni modamız vücudu doğal olanla geliştirmek. Yani yürümek, eşya taşımak, eve ekmek götürmek, konu komşudan selamı esirgememekle ilgili. Yoksa ne bu sporla ne de onu talep edenlerle derdimiz yok. Mevzu kendi gerçeğimizden nasıl uzaklaştığımız ile ilgili. Malum zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor. Ama haber dediğin şey de o züğürtler sayesinde çıkıyor.
#Türkiye
#​Fitness
5 yıl önce