|

Türkiye çözümü ile Avrupa’yı geçebiliriz

Türk Telekom CEO’su Paul Doany, telekom sektörünün regülasyon yönetiminde Türkiye’nin elini çabuk tutması gerektiğini söyledi. İmtiyaz ve lisans sürelerinin eşitlenmesini öneren Doany, “Önümüzde bir engel yok. Bunu ‘Türkiye çözümü’ ile başarabilirsek, Avrupa’dan daha öngörülebilir bir konuma geliriz” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 22/12/2017 Cuma
Güncelleme: 00:38 - 22/12/2017 Cuma
Yeni Şafak
Türk Telekom CEO’su Paul Doany
Türk Telekom CEO’su Paul Doany

Türk Telekom CEO’su Paul Doany, önceki akşam İstanbul’da düzenlenen sohbet toplantısında soruları cevaplandırdı. Sektör ve Türk Telekom ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Paul Doany; lisans ve imtiyaz konusunda Avrupa Birliği’nde farklı, ABD ve Kanada’da farklı sistemler uygulandığına dikkat çekti.

AB’de lisans sisteminin geçerli olduğunu belirten Doany, “Burada altyapı lisans sahibi şirkete ait oluyor ve lisans yenilenmezse bu altyapı kamunun yararlanamayacağı hale geliyor ve sadece altyapıyı yapmış şirketin tasarrufunda kalıyor. ABD ve Kanada ise imtiyaza dayalı ancak çerçevesi çok daha serbest olan bir sistem uyguluyor. Bu iki ülkede şirketlere imtiyaz veriliyor ya da belli spesifikasyonları sağlamaları operatör olarak faaliyet gösterebilmek için yeterli kılınıyor” diye konuştu.

VADE UYUMSUZLUĞU RİSK OLUŞTURUYOR

Türkiye ise bu ikisinden farklı olarak sabitte imtiyaz sistemi ve mobilde lisans sistemi uygulandığını belirten Doany, “Bu imtiyaz sistemi sayesinde altyapı için yapılan tüm yatırımlar imtiyaz suresi sonunda kamuya ait oluyor. Şu anda Türkiye’de mevcut imtiyaz süreleri ile mobil için verilmiş lisans süreleri arasında bir vade uyumsuzluğu var. Örnek olarak Türk Telekom için sabitte imtiyaz suresi 2026’da doluyor. Mobilde ise lisans süreleri 2G’de 2026, 3G ve 4G’de 2029’da doluyor. Vade uyumsuzluğunun yatırım ve kamu yararı açısından belli sıkıntılar oluşturma riski var” dedi.

BELİRSİZLİĞE SON VERİLMELİ

Bütün dünyanın bu konuda daha verimli bir sistem arayışı içinde olduğunu vurgulayan Türk Telekom CEO’su, şunları kaydetti: Avrupa’da şirketler imtiyaza dönmek istiyorlar çünkü lisans bazlı sistemin sektörü ve yatırımları büyütemediğini fark etmiş durumdalar. Türkiye ise kendi yapısına ve kendi ihtiyacına uygun bir çözüm bulmalı. Türkiye’de imtiyaz sistemi ile mi devam edilecek, yoksa lisans süreleri ile imtiyaz süreleri uyumlu hale getirilerek, bu ikili sistem mi devam ettirilecek, ya da tamamen lisans sistemine mi geçilecek karar verilmesinin sektörün geleceğindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmak adına gerekli olduğunu düşünüyoruz.”

AVRUPA’DAN DAHA ÖNGÖRÜLEBİLİR OLABİLİRİZ

Türk Telekom olarak düzenleyici kurumlara sabitte imtiyazların devam etmesi ve mobilde de sabitteki gibi imtiyaz sisteminin benimsenmesini önerdiklerine dikkat çeken Paul Doany, bu önerilerine ilişkin şunları kaydetti: “Bu şekilde kamu menfaatinin en yüksek seviyede olacağını düşünüyoruz. Zira imtiyazlar sayesinde işletmecinin yaptığı tüm altyapı yatırımları aslında kamuya ait olacak ve imtiyaz süresi sona erdiğinde düzenleyici kurumlar o işletmeci ile çalışmaya devam etmek istemez ise yapılan yatırımlar boşa gitmemiş, kamu yararına kullanılmaya devam eder hale gelmiş olacak. Ayrıca, olduğu haliyle yani imtiyaz sisteminde kalınmasına karar verilirse sektör için bir belirsizlik de ortadan kalkmış ve sektörün geleceğine, aynı zamanda Türkiye’nin dijital geleceğine yapılacak yatırımlar daha sürdürebilir olacak ve bu ülkedeki öngörülebilirlik Avrupa’dan bile daha iyi bir seviyeye gelecek.”

ÖNÜMÜZDE ENGEL YOK

İmtiyaz konusunun en geç iki yıl içinde çözüleceğini düşündüğünü de ifade eden Doany, “Tamamen imtiyaza geçilmesi konusunda önümüzde bir engel yok, zorluklar var ama yönetilebilir. Ancak tamamen lisansa geçilmesi son derece karmaşık, öngörülebilirliği düşük ve lisans süresi sonunda altyapının kamuya geçmiyor olması, lisans sahibinde kalıyor olması kamu yararı açısından riskli. Türkiye için çok daha iyimserim, bu ülkede kararların alınabildiği güçlü bir hükümet var bugün yetkililerin alacağı kararlar çok daha kolay çünkü hali hazırda zaten imtiyaz sistemi aktif olarak kullanılıyor. Türkiye’deki soruna bir Türk çözümü bulursanız, bunu da Türk yasalarına uygun yaparsanız çözüm olur” dedi.

  • ALT YAPI AVANTAJI ÖNEMLİ
  • Mevcut altyapı yatırımı kullanarak özellikle sabit internet alanında ve mobilde büyüyeceklerini belirten Doany, hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi: “Bu konuda mevcut altyapıyı kullanacağımız için maliyet açısından oldukça avantajlıyız. Bu bizim güçlü noktamız. Mobildeki pazar payımız ise şu anda yüzde 25 seviyesinde. Bunu da en az yüzde 30’un üzerine çıkarmamız gerekiyor. Sabit internet penatrasyonun artması da aynı zamanda ülkenin faydasına.
  • O nedenle bu konuyu çok önemsiyoruz. Bu bizim mevcut altyapımızı da kullanarak ana işimize odaklandığımız güçlü yönümüz.”
HEM YATIRIMCIYI HEM BANKALARI DÜŞÜNÜYORUZ

Yüzde 55 pay ile ana ortakları olan OTAŞ’ın yaşadığı sıkıntıların Türk Telekom’un faaliyetlerini etkilemediğinin altını çizen Paul Doany, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz yönetim olarak ortakların konularını Türk Telekom’un faaliyetlerinden izole ediyoruz. Türk Telekom, net karının büyük bir kısmını temettü olarak ödeyen bir şirket. Bankalara olan borç konusunda ise şirketin değerinin arttırılması önemli. Türk Telekom ile ilgilenen yatırımcı önce şirketin geleceğine güven duyacak ve bir yatırım yapacak. Bunun karşılığında da alacağı temettülerden bir getiri sağlayacak. O nedenle biz uygulanabilir bir stratejik planla hedeflerimizi belirledik.”

#Türk Telekom
#Ekonomi
#Paul Doany
6 yıl önce