|

Yüzünüze kara çalmayın

2016’nın en çok satılan cilt bakım ürünlerinden olan siyah maskenin sahteleri tehlike saçıyor. Merdivenaltı üretimleri 3-5 liradan her yerde bulabiliyorsunuz. İKMİB Başkanı Murat Akyüz, “İçinde hangi kimyasalların kullanıldığı belli değil. Standartlar dahilinde olmayan bu ürünler sağlık açısından büyük risk taşıyor” dedi.

Yeni Şafak
04:00 - 1/08/2017 Salı
Güncelleme: 07:29 - 1/08/2017 Salı
Yeni Şafak
Siyah maskeler tehlike saçıyor.
Siyah maskeler tehlike saçıyor.

Son dönemin gözde kozmetik ürünü siyah maskenin özellikle taklit olanları tehlike saçıyor. Geçtiğimiz yıllarda piyasayı kasıp kavuran pembe maskenin yerini siyah olanı alınca merdivenaltı üreticiler, sahte ürünleri piyasaya sürmekte gecikmedi. Cilt sorununu gidermek veya daha iyi bir görünüm için yüze sürülen siyah maskeler, kanserojen maddelerden tutun, petrol ve türevi ürünlere, hatta atık maddelere kadar her türlü zararlı içeriği barındırıyor olabilir.

HANGİ FİYATA GÜVENELİM?

Ortalama fiyatı 20 ile 30 lira arasında değişen ürünleri ulu orta yerlerde 3-5 liradan bulabiliyorsunuz. Lisanslı ve Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı maskeler dışında; aktarda, bakkalda, berberde ve hatta seyyar satıcı da bile benzerlerini görebilirsiniz. Aynı ürün, 3 liradan 100 liraya kadar farklı etiketlerle satılınca haliyle vatandaşın kafası karışık. Marka ve içerik karışıklığı da cabası. Özellikle internetteki gönderilere ‘Aman dikkat’ deniliyor.

DENETİMDE %90’I GÜVENSİZ ÇIKTI

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca 2016’daki denetimlerde bin 198 kozmetik üründen 606’sı ‘Teknik düzenlemeye aykırı’, 379’u ise ‘Güvensiz’ olarak kayıtlara geçti. Yani yüzde 90’ı sorunlu bulundu. Keza bir yıl önceki denetimlerde kozmetik mamullerin yüzde 90’ı sahte çıkmıştı. Taklit enflasyonun en önemli nedeni ise bilinçsiz tüketim ve aşırı talep. Zira, 2016'da merdiven altı ürün pazarı 17 milyar doları aştı. Bu ürünler arasında cilt bakım malzemeleri, fondötenler ilk sırada yer aldı. Siyah maskenin içerik bilgisinde normal şartlarda; aqua, denat, glycerin, parfum, tocopherol oil, ve dimetcihone gibi maddeler bulunduğu ifade ediliyor. Uzmanlar, taklitlerde kullanılan plastik boyar madde, petrol türevi zararlı unsurlar ve daha kimsenin bilmediği maddelerin zararına karşı uyarıyor.

İÇİNDE NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL

TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, “Kozmetik ürünlere olan talep yüksek olunca karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri de merdiven altı üretim” diyor. Piyasada rağbet gören bir ürünün kısa bir süre sonra sahtesinin yapılmasına şaşırmadıklarını ifade eden Akyüz için siyah maske sadece güncel bir örnek. Ruj, far ve benzeri, renkli kozmetik denilen mamullerde de sahte içeriklere rastladıklarını paylaşan Akyüz, “Kozmetikte sağlık boyutunun devreye girmesi sorunun ciddiyetini artıyor. İçinde hangi kimyasalların ve katkı maddelerinin kullanıldığı belli olmayan, hijyen koşullarında ve standartlar dahlinde üretilmeyen bu ürünler insan sağlığı açısından büyük risk taşıyor” bilgisini paylaştı.

Kansere davetiye çıkarmayın

İstanbul Yunus Emre Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Alev Çelik “Talep fazla olunca maalesef sahte ürünlere tanık oluyor ve duyuyoruz. Özellikle Sağlık Bakanlığı onaylı ve denetimden geçen kozmetikleri kullanmalarını tavsiye edebiliriz. Sağlığı da ilgilendiren bir konu olduğu için tereddüt yaşayanlar hekime danışabilir. İçeriği bilinmeyen sahte ürünlerdeki her türlü tehdide karşı dikkatli olunmalı. Özellikle cilt sorunu bulunanların hassas olması ve hekim kontrolünde bir ürün kullanmaları son derece önemli. Bu tür örneklerin uzun vadede kanser başta olmak üzere önemli sağlık sorunlarına neden olduğunu unutmayalım” diyerek bizleri uyarıyor.

İhracat için tehdit

Kozmetik sektörünün dünyadaki büyüklüğü 300 milyar avro seviyesinde iken Türkiye’de yaklaşık 3 milyar avro civarında. Ülkemizde kişi başı kozmetik tüketimi 26 avro seviyesinde iken Avrupa’da tüketimin en yüksek olduğu İsveç, Norveç, Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde bu rakam 190-200 avrolara çıkıyor. Türk kozmetik sektörü, bugün 200’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Son 10 yılda kozmetik ihracatımız yüzde 170 oranında artış gösterdi. Özellikle taklit sektörü bu gelişmeye en büyük tehdit olarak gösteriliyor.

Sahte ürünü anlamak çok zor

Sahte ürünü anlamanın zor olduğu bilgisini veren Akyüz, “Ambalajı ile birlikte birebir aynısını üretip piyasaya sürenler var. Bu yüzden tüketicilerin gerçekten çok dikkatli olması ve bir ürünü satın alırken çok titiz davranması lazım. TSE damgası elbette olmazsa olmaz… Satın almak istediğiniz ürünün fiyatı piyasa fiyatlarının çok altında ise şüphelenmeniz gerekli. Ambalajının kalitesi, firma bilgilerinin yer alması gibi unsurlara dikkat edilmeli. Özellikle internette çok fazla sahte kozmetik satışı gerçekleşiyor ” uyarısında bulunuyor.

#Norveç
#Danimarka
#Murat Akyüz
7 yıl önce