
Regaip Kandili yaklaşırken en çok merak edilen sorulardan biri “Regaip kandiline özgü bir namaz var mı?” oluyor. Üç ayların başlangıcı olarak kabul edilen bu mübarek gecede yapılması gereken ibadetler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi. Regaip namazı var mı, kandil geceleri nasıl değerlendirilir, hangi ibadetler sahih kabul edilir? Diyanet’in net çizdiği çerçeve, Regaip Kandili’ne dair doğru bilinen yanlışları da ortaya koyuyor.

Regaip Kandili, Regaip Kandili, üç aylar, Recep ayı ve Diyanet anahtar kelimeleriyle İslam dünyasında geniş yankı uyandırıyor. Recep ayının ilk perşembe gününü cumaya bağlayan gece idrak edilen bu kandil, Türkiye’de de camilerde ve evlerde dualarla karşılaşanacak.

Regaip Kandili ne zaman?
Diyanet İşleri Başkanlığının 2025 dini günler takvimine göre, üç ayların başlangıcı kabul edilen Regaip Kandili 25 Aralık gecesi idrak edilecek.

Kandil gecelerine ait özel bir namaz veya ibadet şekli var mıdır? Mübarek geceleri nasıl değerlendirmek gerekir?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun konuyla ilgili yayımladığı bilgilerde şu ifadeler yer alıyor;
Hz. Peygamber (s.a.s.), bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiş (Buhârî, Savm, 6 [1901]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 175 [760]; Beyhakî, Ma‘rifetü’s-sünen ve’l-âsâr, 4/420 [6676]), kendisi de bizzat değerlendirmiştir. (Tirmizî, Savm, 39 [739]; İbn Mâce, İkâmetü's-salavât, 191 [1389]; bk. Nevevî, el-Mecmû’, 5/42-43) Ancak bugün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsetmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çekidüzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla müminler kandil gecelerinde, hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli; hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur’ân-ı Kerîm okuyup anlamaya çalışarak, kaza veya nâfile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler.
Kandil gecelerinin gündüzlerinde yani geceyi takip eden ertesi günde oruç tutmak müstehaptır. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), “Şaban’ın on beşinci gecesi (yani berat gecesi) olduğunda o gece ibadet ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasına (rahmeti ile) tecelli eder ve fecir doğana kadar şöyle buyurur: ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu isteyen'…” (İbn Mâce, İkâmetü's-salavât, 191 [1388]; bk. Tirmizî, Savm, 39 [739]) buyurmuştur.

Diyanet’in temel yaklaşımı
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yayımladığı bilgilere göre, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bazı gün ve gecelerin ihyasını tavsiye ettiği, ancak Regaip gecesine özgü bir namaz veya zorunlu bir ibadet tarif etmediği ifade ediliyor. Bu nedenle “regaip namazı” adıyla bilinen uygulamaların sahih bir dayanağı bulunmuyor.

Mübarek geceler nasıl değerlendirilir?
Kurul açıklamasında, kandil gecelerinin bağışlanma talebi ve hayatı gözden geçirme fırsatı olarak görülmesi gerektiği vurgulanıyor. Müminlerin bu gecelerde Kur’an-ı Kerim okumaya yönelmesi, dua etmesi, tövbe ve istiğfarla manevi muhasebe yapması tavsiye ediliyor. Kaza veya nafile namazlar da bu çerçevede değerlendiriliyor.

Oruç tavsiyesi ve yanlış rivayetler
Diyanet kaynaklarında, kandil gecesini takip eden gün oruç tutmanın müstehap olduğu belirtilirken, Regaip gecesine atfedilen bazı rivayetlerin ise hadis alimlerince asılsız kabul edildiği hatırlatılıyor. Özellikle “Regaip namazı” ve bu gecenin belirli olaylarla ilişkilendirilmesine dair anlatımların güvenilir kabul edilmediği ifade ediliyor.

Regaip Kandilinin anlamı
Kandiller zincirinin ilk halkası olan Regaip Kandilindeki “Regâip” kelimesi, Arapça bir kelime olan "re-ğa-be" kökünden gelmektedir. "re-ğabe", kelime olarak, elde edilmesi arzu edilen değerler, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen şey demektir.
Müennesi,"reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Zamanın her anı değerlidir ve boşa harcanan zamanın telafisi mümkün değildir. Bu nedenle insan ömrünün her anı çok değerlidir. Ancak bazı zamanlar vardır ki onların kıymeti diğer zamanlardan daha fazladır. Regaip gecesinin içinde bulunduğu Recep ayı da bunlardan biridir. Halk dilinde "üç aylar" olarak anılan rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevi bir mevsime girişimizin habercisidir. Milletimizin “kandil” olarak adlandırdığı
bu geceler, gönül evlerimizi aydınlatan ışıklardır.

Tarihimizde Osmanlı padişahı II.Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir.
Regaip kandili bilhassa 18. asırda, tekke ve zaviyelerde gösterişli törenlerle kutlanmış, tasavvuf ehli olan şairlerce bu gece için "regâibiye" denilen şiirler yazılmıştır.
Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul ederek çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür. Regaibin diğer kandillerden farklı oluşu hem Recep ayında bulunması hem de Cuma gecesi oluşudur. Ayrıca Recep ayının hususiyetlerinden birisi de Regaib Kandili ve Mirac Kandili olarak bilinen iki kandilin bu ayda bulunmasındandır.
Bu günler ve geceler, kendimizi denetleme ve değerlendirme bakımından önemlidir. Regâib kelimesi Kur'an'da “Regaib” şeklinde geçmemektedir. Ancak "reğabe"den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe"nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır. Terim olarak Regâib, Türkçe’de kandil dediğimiz mübârek gecelerden biridir.






