Gençlere yönelik 1 milyon yazılımcı projesiyle başlatılan siber vatan savunmasına ilişkin çalışmalar, ulusal yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesiyle devam edecek. Stratejist Hüseyin Bayazıt, “Siber vatanın inşası ve korunması gelecekte küresel ve bölgesel aktör kategorisinde yer almanın vazgeçilmez koşuludur” diyor. Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Müşterek Harp Enstitüsü bünyesinde dersler veren Bayazıt, Yeni Şafak’a dikkat çekici tespitlerini aktardı:
“Siber vatan, çok boyutlu, çok sahalı, çok eksen ve aktörlü bir kavram. Ana vatan-mavi vatan, hava-uzay, her türlü veri ve içeriklerimiz, enerji-sağlık-gıda altyapımız, sosyal mecralar vs... hepsi kapsama alanına giriyor. Tüm bu sahalardaki unsurların yerli ve milli olması önem kazanıyor. Siber uzay, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ doktrininin ispatı. Geleceğin muharebe sahası olan siber vatanı koruma gerekliliği milli teknolojik hamlelerin yanı sıra, ekonomik ve diplomatik hamleleri dijital geleceğe odaklı hale dönüştürecek. 2030 yılında dünya ekonomisine katkısının 17 trilyon dolara ulaşacağı hesaplanan yapay zeka konusunda Türkiye’nin strateji belgesinin hazırlanmış olması, ülkemizin dünyadaki gelişmelere yönelik yatırımlarını yapmaya başladığını gösteriyor. Siber vatan, Türkiye’nin yapay zeka, semantik teknolojiler, blockchain, algoritma ve diğer teknolojilere dayalı derinlikli teknoloji tabanlı ekonomiye dönüştürülmesi için elzem. Bu muharebede, algılar ve değerler sistemine yönelik yürütülen 5. Nesil Savaş daha da görünür hale geldi ve yoğunlaşarak artacak. Geleceğin savaşları akıllarda/zihinlerde icra edilecek. Bu bir seçmen davranışı manipülasyonu olacağı gibi, çok daha ağır sonuçları olabilecek toplumsal yıkımlar da olabilir. Bu doğrultuda tüm toplumu kapsayan bir dijital farkındalık ve dijital platformlarda millileşme siber vatan savunmasının en önemli ayağını oluşturacak.”
- “Milli yazılım ve teknolojiye sahip olmayan ülkeler gelecek bin yılın kaybedenleri olacak. Üretimi bu doğrultuda yönlendirenler ise tarımdan sanayiye ve ileri teknolojiye kadar yeni ve siber bir endüstri konseptinin güçlü birer üyesi olacaklar. Konvansiyonel savaşların sona erdiği ve devletler yerine taşeron örgütler üzerinden hibrit savaşın yaşandığı bir dönemi kısa süre önce geride bıraktık. Şimdi artık tehdit dijital, hedef siber vatandır. Siber saldırıların ülkelere verdiği zararı yakın geçmişte örnekleriyle gördük. Gelecekte ise siber alanda terörist örgütlenmeleri daha çok konuşmaya başlayacağız.”
