
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin davasının, bugün dünden çok daha bilinir hale geldiğini belirterek, "BM'de bir kez daha gördük ki İsrail zulmüyle, işlediği insanlık suçlarıyla artık yalnızlaşmaya başladı" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, İsrail’in zulmüyle, işlediği insanlık suçlarıyla artık yalnızlaşmaya başladığını, bir kez daha gördüklerini bildirdi. Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu temasları ve Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
BUGÜN DÜNDEN DAHA GÜÇLÜYÜZ
Erdoğan, İsrail’in ABD ve uluslararası kamuoyundaki imajıyla ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Genel Kurul’da bir kez daha gördük ki İsrail zulmüyle, işlediği insanlık suçlarıyla artık yalnızlaşmaya başladı. (BM kürsüsünden gösterdiği fotoğraflar) Sözün bittiği yerde fotoğraflar bizim hislerimize tercüman oluyor. Bir deri bir kemik kalmış çocuğun ayakları her şeyi dile getiriyor. O yavrunun içler acısı hali bir yandan zalimleri işaret etti, bir yandan zulme seyirci kalanlara esaslı bir hakikat tokadı indirdi. Yıkıntılar arasındaki insanlar, ellerinde kovalarla, tencerelerle bir kap yemek alabilmek için bakan çaresiz gözler, bize Gazze’yi anlattı. İşte o kareler bize, ‘duramazsın, dinlenemezsin, yorulamazsın’ dedi. Biz de anlatıyoruz, çare arıyoruz, onlara yardım için çabalıyoruz. Çok şükür, adaleti ve vicdanı savunanlar olarak bugün dünden daha güçlüyüz. Filistin davası, bugün dünden çok daha biliniyor. Vicdanlı insanların tüm çığlıkları, İsrail’i bugün dünden çok daha rahatsız ediyor.”
ARTIK ONLAR DA BİZİM SAFIMIZDA
Erdoğan, artık bir avuç ülkenin dışında, İsrail’in yanında duran kimsenin olmadığını vurgulayarak, “Artık kimin haklı, kimin haksız, kimin mazlum, kimin zalim olduğunu gördükleri için bu tablo ortaya çıktı. Biz, ‘iki devletli çözüm’ dediğimizde duymazdan gelenler, artık bizimle aynı safta yer alıyor. Bunca katliama, soykırıma, insan hakları ihlallerine imza atanlar hem hukuk hem tarih önünde hesap verecek” diye konuştu.
TARAFSIZ KALMAK ZALİMİ CESARETLENDİRİR
Erdoğan, zulmün karşısında tarafsız kalmanın zalimi cesaretlendirdiğini belirterek, “Bu tanıma kararlarının tam anlamıyla amacına ulaşmasının yolu, İsrail’e yönelik uluslararası baskıyı artırmaktan geçiyor. İsrail’i iki devletli çözüme yaklaştıracak formül, uluslararası toplumun, hukukun, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin bir ve beraber tutum takınmalarıdır. Netanyahu ve katliam şebekesi ne derse desin, umut hep vardır. İşte Filistin’i tanıyan bütün ülkelerde zalimlerin boğuk sesi, mazlumların çığlığını bastırmakta yetersiz kalıyor” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN’İ BU ZULÜMDEN KURTARACAĞIZ
Yıkıntılar arasında “özgür Filistin” hayali kuran çocukların yalnız olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkeler, liderler ve en önemlisi halklar, onları görüyor, duyuyor, biliyor. Nitekim bu yıl Filistin’le ilgili ana salonda yapılan toplantı önemlidir. Benim 13 yıldır geldiğim Birleşmiş Milletler toplantılarında böyle bir zirve olmamıştı. Macron’un yönettiği, Suudi Arabistan temsilcisinin bulunduğu o toplantı, o salondaki katılım, ilk defa bu denli yüksek, bu denli heyecan doluydu. Filistin’i tanıma iradesi gösteren devletler, ‘adalet hala var, vicdan hala susmadı’ mesajını çok güçlü bir şekilde ortaya koydu. Birlikte Filistin’i bu zulüm ve soykırım karanlığından inşallah kurtaracağız.”
MEMNUN AYRILDIK
Bir gazetecinin, baş başa görüşmelerde genel havanın nasıl seyrettiğini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Beyaz Saray’da Sayın Trump ve heyeti tarafından gayet iyi ağırlandık. Washington’dan memnun ayrılıyoruz. Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti. Sayın Başkan’la samimi, yapıcı ve verimli bir atmosferde görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Zaten Sayın Trump ile ilişkimiz, malum geçmişten bu yana çok iyi.”
Suriye’nin geleceğinde teröre yer yok
Suriye’ye yönelik yaptırımların kalkmasını önemsediklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Suriye ile her alanda iş birliği projeleri geliştiriyoruz, her zaman Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veriyoruz. Araplar, Türkmenler, Kürtler, Sünniler ve Nusayriler, Dürziler, Hristiyanlar... Yani tüm kimlikleriyle Suriyelilerin yan yana barış içinde yaşadığı bir ülke istiyoruz. Suriye yönetimi de bizimle aynı duyguları paylaşıyor. Bunu dinamitleyecek hiçbir girişime göz yummayız. Terör örgütlerinin Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz. Uluslararası toplum da Suriye’de barış ve istikrar için adımlar atmalı. Bölgedeki terör örgütlerini cesaretlendirici faaliyetlerden uzak durmalı. Özellikle Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasını da çok ama çok önemsiyoruz.”

Gazze konusunda mutabıkız
Amerika ile ilişkilerimizi, karşılıklı saygı temelinde ilerletiyoruz. Tek görüşmeyle her meseleyi halletmek tabii ki mümkün değil. Fakat bu temas, birçok konuda anlamlı ilerleme sağlamamıza yol açtı. İki ülkenin ticaret hacmi de potansiyeli de ortada. 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefimiz var. Liderler olarak bunu harekete geçirecek politik iradeye sahibiz. Görüşmemizde ticaret ve yatırımların yanı sıra Gazze’deki insani felaketi ve Suriye konusunu da ele aldık. Sayın Trump’ın küresel barış vizyonunu ben de destekliyorum. Akan kanın durması noktasında iki tarafta da bir mutabakat söz konusu. İnşallah bu konuda da kısa sürede bir açılım sağlarız. Yemekte de bütün bu konuları her yönüyle ele alma fırsatını bulduk. Gerek şahsım, gerek bakan arkadaşlarımla birlikte bunları değerlendirdik.”
Orta Doğu’da barışı konuştuk
Ziyaretin ikinci ayağında, ABD Başkanı Trump’la çok kapsamlı bir görüşme yaptıklarını belirten Erdoğan, “Kendisiyle gündemimizdeki birçok meseleyi değerlendirdik. Evvelemirde ticaret ve yatırım ilişkilerimizi müşterek menfaatler temelinde geliştirmek için atılabilecek adımları görüştük” dedi.
ÇOK AYRINTILI FİKİR TEATİMİZ OLDU
İki ülke arasındaki 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefine ulaşmak için gümrük vergilerinin gözden geçirilmesi dahil, ticareti kolaylaştırıcı adımlar hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma alanında iş birliğinin önünü açacak adımları, yapıcı bir bakış açısıyla irdeledik. Görüşmemizin temel konularından birini de Gazze’deki mezalimin sonlandırılmasına yönelik atılabilecek adımlar teşkil etti. Suriye’deki istikrarın muhafazası ve Orta Doğu’da barış ortamının hakim kılınabilmesi konusunda da çok ayrıntılı fikir teatimiz oldu. BM’deki temas ve çalışmalarımızın, değerli dostum Sayın Trump’la görüşmemizde aldığımız kararların ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
Trump’ın yaklaşımı yapıcı
Bir gazetecinin, Trump ile Gazze bağlamında nasıl bir görüşme olduğunu sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayın Trump ve bölgemizdeki bazı ülkelerin liderleriyle yaptığımız toplantılar hep verimli geçti. Bugün Trump’la yaptığımız toplantıda da bu yapıcı yaklaşımı gördük. Gazze’deki katliamları sonlandırma iradesinin ortaya konulması açısından buluşmamız çok çok önemliydi. Sayın Trump toplantıda Gazze’deki çatışmaların son bulmasını, kalıcı barışa ulaşmanın gerekliliğini ifade etti. Biz de Gazze’de ve Filistin’in tamamında önce ateşkese, sonra da kalıcı barışa nasıl ulaşılabileceğini anlattık. Orada bir anlayış birliği oluştu.”
TEMEL HEDEF KATLİAMLARIN DURMASI
“Beyaz Saray’daki görüşmemiz, New York’taki toplantımızın devamı niteliğindeydi. İki devletli çözümün bölgede kalıcı barışı sağlayacak formül olduğunu, mevcut durumun sürdürülemeyeceğini ifade ettik. Sayın Trump da mevcut durumun böyle devam edemeyeceğinin farkında. Türkiye olarak temel hedefimiz, Gazze’deki katliamların bir an önce sona ermesidir. Masum sivillerin hayatını kaybettiği bir tabloyu güvenlik gerekçesiyle açıklamak mümkün değildir.”
Ada'da federasyon defteri kapanmıştır
Kıbrıs Türklerini asla yalnız bırakmayacaklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: “Federasyon defteri bizim için artık kapanmıştır. Kimse kelime oyunlarıyla bizi yeniden federasyon tartışmalarına çekemez. Kıbrıs Türkü Ada’da azınlık olmayı asla kabul etmeyecektir. Tek gerçekçi çözüm Ada’da iki ayrı devletin varlığının kabulüdür. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitabımızda bunu zaten açık açık dile getirdik. Tavrımızı orada bir kez daha ortaya koyduk, tüm dünyaya ilan ettik. Bu duruşumuzun değişmesini beklemek yanlış olur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimleri hayırlara vesile olsun istiyoruz. İnanıyoruz ki Kıbrıs Türk halkı en doğru, en isabetli tercihi yapacaktır. Anavatan ve garantör olarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayız.”











