Kanal İstanbul, Türkiye’nin ana gündem maddelerinden birisi olmaya devam ediyor. CHP ve yandaşları ‘manda sayısı azalacak’, ‘canlıların barındığı bataklıklar kuruyacak’, ‘sığ fay hatlarında depremi tetikleyecek’ gibi gerekçeler öne sürerek toplumsal muhalefet oluşturmaya çalışıyor. Geçmiş yıllarda da kimi zaman ucuz, kimi zaman da kişisel sorunları nedeniyle toplumsal muhafet başlatmıştı.
Bunlardan birisi bugün adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü’nün inşasından önce 1969 yılında yaşanmıştı. Milliyet gazetesi “köprüye hayır” kampanyası başlatmış, dönemin hızlı solcuları, sivil toplum kuruluşları da kampanyaya destek vermişti. Ancak yıllar sonra kampanya ile ilgili ilginç bir iddia ortaya atılmıştı. Gazetenin sahibi Ercüment Karacan’ın Boğaz kıyısında evi bulunduğu, karısı Semiramis Pekkan’ın, ‘evin manzarasını bozulacak’ diye sitem ettiği için böyle bir kampanya başlatıldığı öne sürülmüştü.
ENERJİYİ TOPRAĞA MI VERECEĞİZ
Muhalefetin itirazlarından birisi de Süleyman Demirel’in 12 Mayıs 1971 muhtırasından sonra önem verdiği projelerden biri olan Keban Barajı olmuştu. CHP’liler bu projeye de ilginç bir gerekçe ile karşı çıkmıştı. Askeri muhtıradan sonra Başbakan olan CHP’li Nihat Erim’in kurduğu hükümetin ilk açıklamalarından birisi “Bu barajlara, enerji yatırımlarına gerek yok. Türkiye'nin bu kadar elektrik enerjisine ihtiyacı hiç yok. Enerjiyi toprağa mı vereceğiz? Enerji yatırımları durdurulsun” olmuştu. Bu söylemlerden sonra Keban Barajı'nın inşaatı yavaşlatıldı.
İNÖNÜ DE KARŞI ÇIKMIŞTI
- Atatürk'ün talimatıyla başlayan Boğaz'a asma köprü çalışması yine CHP'nin muhalefetine takıldı. Menderes, İstanbul Boğazı'na ilk köprüyü yapmak için çalışmaya başladığında, İsmet İnönü 'yıkılır' diyerek çalışmalara engel olmak istemişti. CHP liderliğini devralan Bülent Ecevit de "Hiç gereği yokken İstanbul'a asma köprü yapıyorlar. Bu köprüden mutlu azınlık, zenginler geçecektir" diyerek tepki göstermişti.
