Post darbeden post yalana: Darbelerin yolu böyle döşendi

Adnan Menderes

Muhalefet ve yabancı fonlu medyanın bugünlerde öne sürdüğü kısa ömürlü ancak yıkıcı etkiler yaratabilecek ‘post truht’ yalanlar, geçmişte darbecilerin sıkça başvurduğu bir yöntem oldu.

27 Mayıs’ta Adnan Menderes ve arkadaşlarını idama götüren süreç yalanlarla örüldü. 12 Mart ve 12 Eylül’e psikolojik harbin tüm teknikleri kullanılarak zemin hazırlandı.

28 Şubat post modern darbe sürecinde iktidara el koymak yerine yalan haberler ve medya tehditleriyle hükümeti istifaya zorlayan psikolojik harpçiler, Gezi olaylarında sokakları ‘post truht’ yalanlarla hareketlendirdi. İşte Türk demokrasine kast eden tarihi yalanlar:

ATATÜRK’ÜN EVİ BOMBALANDI:

-Cumhuriyet tarihi boyunca en çok yalan habere maruz kalınan dönem Adnan Menderes’in dönemi oldu. En yıkıcı yalan 1955 yılında ortaya atıldı.

6 Eylül’de İstanbul’daki bazı gazeteler ve radyolar Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalandığını haberini servis etti. Haberler İstanbul’da büyük olaylara neden oldu.

Haberin yalan olduğu ortaya çıksa da tarihe 6-7 Eylül olayları olarak geçen kalkışmada 5 binden fazla taşınmaz tahrip edildi, en az 15 kişi hayatını kaybetti.

UŞAK PROVOKASYONU:

-CHP medyası ülkede baskıcı bir rejim olduğu havası estirmek için aslı astarı olmayan saldırı haberlerini sık sık yineledi.

Bunlardan birisi de Nisan 1959’da Uşak’ta düzenlendiği ve İsmet İnönü’nün başından yaralandığı öne sürülen saldırı oldu.

O günün görgü tanıkları öyle bir saldırı iddialarını yalanlasa da darbe mahkemesinde konu gündeme geldi.

12 UÇAK DOLUSU ALTIN:

-Yokluk, yoksulluk, yolsuzluk haberleri de Adnan Menderes’i hedefe koymak için kullanılan yalanlardan oldu. CHP medyası devreye sokuldu ve aslı olmayan yolsuzluk haberleri servis edildi. Gazetelere

“Menderes’in kasası yolsuzluk evrakı ve vesikalarla dolu”, “Polatkan’ın zimmetinde 4 milyon lira çıktı”, “Polatkan’a ait yolsuzluklar açıklandı”

manşetleri attırıldı. Darbe sonrasında da bu haberler sürdü. Menderes ve parti yöneticilerinin, darbe günü 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayla kaçmaya çalışırken yakalandığı yalanı ortaya atıldı.

ÖĞRENCİLER KIYMA MAKİNESİNDEN GEÇİRİLDİ:

-Demokrasi dışı yollara başvuran CHP ve tetikçi medyası yalanlarına öğrencileri de alet etti.

“Yüzlerce öğrencinin öldüğü, kuyulara atıldığı, yakıldığı ve kıyma makinelerinden geçirildiği”

yalanlarıyla gösterilerin şiddetlenmesi sağlandı. Daha sonra kurulan bir komisyon bu iddiaların tamamının yalan olduğu sonucuna varsa da, bu rapor İsmet İnönü engel olduğu için açıklanmadı.

EDEP DIŞI İFTİRALAR:

-Adnan Menderes, devletin kilitli kasasında erotik resimler ve kadın külodu bulundurmakla suçlandı.

Menderes’e sanatçı Ayhan Aydan’ın karnındaki bebeği öldürttüğü iftirası atıldı. Bebeğin doğum sırasında eceliyle öldüğü tespit edilince dava düştü.

Menderes’in örtülü ödenekten usulsüz harcamalar yaptığı iftiraları da medyada çarşaf çarşaf işlendi.

DEMİREL’E CİNAYET SUÇLAMASI:

-Darbeciler Süleyman Demirel’i de benzer iddialarla hedefe koydu. 1969 Eylül’de bir kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasının kasıtlı cinayet olduğu iddia edildi.

Kazada hayatını kaybeden kişi ile Nazmiye Hanım’ın gönül ilişkisi yaşadığı ve bu nedenle öldürüldüğü haberleri yayıldı

. Bu haberin yalan olduğu da tahkikatlarla ortaya konuldu.

12 Eylül’de de aynı oyun

12 Eylül darbesine zemin hazırlamak isteyenlerin ana yöntemi de yalanlar oldu.

MARAŞ VE ÇORUM’U KARIŞTIRDILAR:

-22 Aralık 1978’de Maraş’ta “Aleviler cuma namazını bombalayacak” yalanlarıyla halk galeyana getirildi. Ardından başlayan olaylar 26 Aralık’ta 13 ilde sıkıyönetim ilan edilene kadar devam etti.

Tahrikin bilançosu ağır oldu. 120’ye insan hayatını kaybetti, 552 ev 289 işyeri yakıldı. Benzer yalanlar 12 Eylül darbesinden 2 ay önce Çorum’da ortaya atıldı.

4 Temmuz’da ‘Komünistler Alaaddin Camii’yi bombaladı’ haberleri ile başlayan ayaklanma infiale dönüştü. Haberin yalan olduğu kısa süre sonda ortaya çıksa da geride 57 kişinin öldüğü bir yıkım bıraktı.

ERBAKAN’A UYUŞTURUCU İFTİRASI:

-Türk demokrasi mücadelesinin önemli isimlerinden birisi olan Necmettin Erbakan da darbelerden önce haberlerle hedef yapıldı.

12 Eylül öncesinde Erbakan, düzmece bir ifadeyle ‘uyuşturucu’ kaçakçılığı ile suçlandı.

Tetikçi medyanın aylarca manşetlerinden düşürmediği yalan Halit Kahraman’ın

“Erbakan’a iftira attım”

ifadesiyle çürüdü.

Kumpasta sınır tanımadılar

28 Şubatçılar da ‘irtica geliyor’ algısı oluşturmak için yine kumpaslara ve yalanlara başvurdu.

FADİME ŞAHİN- ALİ KALKANCI KUMPASI:

Çakma şeyhler Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz ile karanlık bir kimliğe sahip mürit Fadime Şahin’le çarpık ilişkileri basında günlerce konuşuldu. Bu haberlerle hem 28 Şubatçıların Müslümanlara baskısı meşrulaştırıldı, hem de Refahyol hükümeti altına alınmıştı.

PES DEDİRTEN LUNAPARK YALANI:

Bugün yalan ve abartılı haberlere öncülük eden Cumhuriyet gazetesi 28 Şubat’ta aktifti. O dönem Fatih’e taşınan bir lunaparktaki kadın figürlü dönme dolabın üzerinin brandayla örtülmesini aynen şu başlıkla manşet yaptı:

‘İslamcılar dönme dolaptaki etekli kadına tahammül edemediler.”

Gezi’cilerden uydurma rekoru!

CHP ve medyası Gezi olaylarında yalan haber üretimi rekoru kırdı. CHP’nin sosyal medya hesabından Avrasya Maratonu’na ait bir resim paylaşılarak,

“Gezi Parkı Kıtaları aştı, on binler Köprü’ye akın etti!”

mesajı atıldı.

“Yaralıları tedavi eden doktorlar göz altına alınıyor”

“Polis saldırısı sonucu kadın bebeğini düşürdü”, “Polis Taksim’de göstericilere kurşun yağdırıyor”, “Taksim’de çok sayıda ölü var”

gibi yalanlar hafızalardaki tazeliğini hala koruyor.

#Darbe

#Muhalefet

#Medya

#27 Mayıs

#12 Mart

#12 Eylül

#Gezi