|

Çocuklarda din ve ahlak eğitimi: Ailenin en önemli görevi rol model olmak

Çocuklarda din eğitimi ebeveynlerin en çok zorlandıkları konulardan biri. Hangi yaşta başlamalı, nasıl bir yöntem kullanılmalı gibi sorular anne ve babalar tarafından oldukça merak ediliyor. Psikolojik Danışman ve Oyun Terapisti Hürrem Irmak, dikkat edilmesi gerekenleri sizler için yazdı.

00:00 - 20/08/2021 Cuma
Güncelleme: 02:52 - 20/08/2021 Cuma
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv
HAZIRLAYAN: ZEYNEP BETÜL ERHUN
Çevresinden hiçbir yönlendirme almayan bir çocuk dahi yeterli zihinsel olgunluğa eriştiğinde evrenin yaratılışını, varoluşun sebebini merak edip içsel sorgulamalara başlar. Hz. Muhammed
“Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar”
sözleriyle insanların dini inanca elverişli olarak dünyaya geldiğini işaret eder. Hatalardan arınmış doğru bir din eğitimi ile çocuk fıtratı doğrultusunda yönelir.

DİN EĞİTİMİNDE KARŞILAŞILAN HATALAR

  • Korku ile eğitimin yaygın olduğu toplumlarda din eğitimi baskı, zorlama hatta şiddetle, ahlaki değerlerin üzerine temellendirilmeyip ezbere ve şekil kalıplarına indirgenmiş bir şekilde verilmeye çalışılır. Bu şekilde dayatılarak verilmiş bir din eğitimi ise geri dönüşü güç hasarlar oluşturabilir.

Karşılaşılan bir diğer hata ise temel inanç eğitimini verme sorumluluğunu anne-babanın üzerinden atıp üçüncü şahıslara yüklemeye çalışmasıdır. Yapılan araştırmalar çocuğun dini tutum ve inanç sisteminin gelişmesinde en etkili kurumu aile olarak gösterir. Bu gerçek ise inanç eğitimi verme sorumluluğunu birincil olarak aileye yükler.

Peki aileler bu hatalara düşmeden çocuklarına din eğitimi vermek için nelere dikkat etmelidir?

BİR HAYAT ŞEKLİ OLARAK DİN EĞİTİMİ

Din eğitimi çocuğun hayatında belli bir dönem verilen, saatlere bölünmüş, müfredata indirgenmiş bir eğitim değildir. Din eğitimi temelinde ailede kazandırılan, evin doğal atmosferi ile hayatın her aşamasına yerleşmiş olan Nurettin Topçu’nun da dediği gibi “her şeyden önce bir kalp eğitimidir.”

  • Ebeveyn olarak çocuğa rol model olabilmek her konuda olduğu gibi din eğitiminde ailenin birincil görevidir. Çünkü çocuk kulağından değil gözünden öğrenen bir varlıktır. Anne babalar çocuklarında görmek istedikleri davranışları kendi hayatlarına yerleştirmeli, kal dilindense hal dilini tercih etmelidirler.

YAŞA GÖRE MUAMELE….

Doğru din eğitimi için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çocuğa yaşına uygun olarak davranabilmektir. Nasıl ki bir çiçek çok sulandığında ölürse çocuklara da yaşlarına uygun olan bilgiden fazlası verilmeye çalışıldığında netice alınamaz. Çocuğa din ve ahlak eğitimi vermek için en uygun yaş çocuğun kişiliğinin oluştuğu 0-6 yaş ve öğrendiği bilgileri içselleştirmeye başladığı 6-11 yaş aralığıdır.

İLK ÇOCUKLUK EVRESİ (2-6 YAŞ)

  • İlk çocukluk evresi din eğitimi için en kritik zamandır. Bu evrede dikkat çeken özellik taklitçiliktir. Çocuk adeta bir fotoğraf makinası gibi çevresindeki her şeyi kaydedip etrafındaki kişileri taklit eder. Bu sebeple ebeveynler çocuklarını kendi ahlak gelişimleri için bir tekamül vesilesi olarak görüp onlara doğru şekilde rol model olabilmelidirler. Malcolm X’in dediği gibi
    “En iyi nasihat örnek olmaktır”.

Bu yaş döneminde “Bu ne, bu kim, niçin, neden, nerede?” gibi çocuğun zihinsel gelişimini güçlendiren soruların ardı arkası gelmez, dünyayı tanımaya çalışan çocuk anne ve babasını adeta bir soru yağmuruna tutar. Verilen cevaplara ise itiraz etmeden inanır. Bu noktada çocuğun sorularını sabırlı bir şekilde cevaplamak; cevaplarda ise açık ve anlaşılır bir dil kullanmak önemlidir.

  • Bu yaş grubundaki çocuk henüz soyut konuları algılayamaz. Soyut düşünme yetisi gelişmediği için Allah’ı antropomorfik yani insani özelliklerle hayal eder. Ona göre Allah büyük güçlü devasa bir insandır. Çocuğun bu tasvirleri ise aileleri rahatsız edebilir; çocuğun söylemlerinden rahatsız olan ebeveyn çocuğu azarlayıp kızabilir. Fakat yanlış bildiği konularda azarlanan çocuk dini konulara olan ilgisini yitirebilir. Bu noktada çocuğun bilişsel gelişiminin soyut konuları idrak etmede yetersiz kalacağı gerçeğini göz önünde bulundurarak çocuğa anlayışla yaklaşmak gerekir.

Bu dönemde çocuğun duygu dünyasına girmeye çalışmak; çocuğa dini kavramları öğretmekten ziyade sevdirmek asıl gaye olmalıdır. Bu sevgiyi oluşturmanın en pratik yolu ise oyundur; çocuğa dini öğretiler oyunlaştırılarak verilmelidir.

  • Oyunlarla beraber hikâye ve öykülerle temel ahlaki değerlerin içselleştirilmesi sağlamak gerekir. Din büyükleri ve örnek şahsiyetlerin hayatlarının çocuğa hitap edecek hikâyelerle verilmesi halinde çocuk bu kişilerle daha kolay özdeşim kurar.

SON ÇOCUKLUK EVRESİ (6-12 YAŞ)

Zihin kapasitesi yavaş yavaş gelişen çocuk bu evrenin sonuna doğru soyut konuları anlamlandırmaya başlar. İtiraz etmeden kabul ettiği dini bilgileri sorgular, kavrayış aşamasına geçer. Bu açıdan bu evre taklidi imandan tahkiki imana geçişin ilk basamağı kabul edilebilinir.

  • Çocuğun evden çıkarak topluma karıştığı, sosyo- kültürel doğumunu gerçekleştirdiği bu dönemde cemaatle gerçekleştirilen ibadetler ayrıca önem arz eder. Cuma namazları, bayram namazları gibi ibadetlerle cemiyet duygusu güçlenir.

Çocuk evrenin başında otorite olarak aileyi kabul ederken dönemin sonlarına doğru ise öğretmenlerini, arkadaşlarını otorite kabul etmeye başlar. Bu sebeple çocuğun arkadaş çevresi tanınmalı; nezih sosyal çevrelere dâhil olması için çocuk yönlendirilmelidir.

Bu evrede dini ve ahlaki değerler edebiyat ve tarih vasıtasıyla da aktarılabilir.

  • Ebeveynler tüm bunlara dikkat ettiklerinde inançlı örnek nesillerin temellerini inşa edecek ve Peygamberimiz’in “Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en hayırlısı, kendisine dua eden sâlih bir evlâttır…” hadisine nail olma şerefine Biiznillah ulaşacaktır.
#Hürrem Irmak
#Hz. Muhammed
#İslâm
3 yıl önce