|

Contemporary’nin neresindeyiz?

Dünyanın dört bir yanından sanatçıları bir araya getiren Contemporary İstanbul, Türkiye’den geleneksel sanatçılara yer vermedi. Tezhip sanatçısı Prof. Dr. Münevver Üçer’le fuarı gezerken, gelenekli sanatçıların bu tarz etkinliklerde yer almama sebebini sorguladık. Üçer, eserlerini galerilere götürdüklerinde, motifleri veya Arapça harfleri gördükleri anda reddettiklerini söylüyor.

Sevda Dursun
04:00 - 28/09/2022 Çarşamba
Güncelleme: 22:06 - 27/09/2022 Salı
Yeni Şafak
Sergideki ender geleneksel
sanatlardan biri, İranlı sanatçı Arash Nazari’ye ait.
Sergideki ender geleneksel sanatlardan biri, İranlı sanatçı Arash Nazari’ye ait.

Dünyanın farklı noktalarından sanatçıları bir araya getiren Contemporary İstanbul’un (CI) 17. edisyonu, geçen hafta sanatseverlerle buluştu. 22 ülkeden toplam 193 galerinin katıldığı Haliç’teki Tersane İstanbul’da düzenlenen fuarda, 558 sanatçının 1476 eseri yer aldı. Akbank ana sponsorluğunda gerçekleşen Contemporary İstanbul’un son gününde, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi tezhip sanatçısı Prof. Dr. Münevver Üçer’le gezdik. Geleneksel ile modernin kıyaslamasını yaptığımız sohbetimizde, gelenekli sanatların bu tarz etkinliklerde yer almama sebebini sorguladık. Geleneksel sanatın birkaç yeni yorumuna rastlasak da bunların Türkiye’den değil de başka ülkelerden katılmış olduğu dikkatimizi çekti.

GALERİLERE BİLE GİREMİYORUZ

Böylesine büyük ve uluslararası katılımın yoğun olduğu bir sergide geleneksel sanatların olmamasının büyük bir kayıp olduğunu söyleyen Üçer, bunun artık aşılması gerektiğinin altını çizdi. Bu büyüklükte organizasyonlara katılmak için öncelikle eserlerin galerilerde sergilenmesi gerektiğini, fakat geleneksel sanatların büyük galerilerin kapılarından geçemediğini aktaran sanatçı, Contemporary’de gelenekselcilerin de olması gerektiğini ifade etti. Üçer, “Floransa Bienali’nde klasik eserlerimle altı yüz sanatçının içinde ikincilik aldım. Bana bu ödülü verirken ‘sen klasikçisin’ demediler. Yaptığım esere baktılar. İstanbul Modern’de de en başarılı kadın ödülü aldım. Gelenekselciyim, eserimi içeri koyamıyorum ama ödülünü alıyorum. Biz asıl Contemporary’nin neresindeyiz, ona bakalım. Bence biz burada yokuz. Dışarıdan gelenlerin bizim sanatımızı görüp esinlenmesi gerekirken, ev sahibi olduğumuz halde yine biz onlardan etkileniyoruz. Buraya giren yerli sanatçılar da Batı’nın yorumuyla varlar. Oysa bizim çok şeyimiz var, fakat bir türlü sunamıyoruz” açıklamasını yaptı.

ARAPÇA YAZI RET SEBEBİ

Tuval üzerine resim veya baskı olursa galerilere veya bu tür büyük etkinliklere kabul ettiklerini söyleyen Üçer, motiflerimizi gördükleri anda reddettiklerini belirtiyor. Usta sanatçı, “İçinde Arapça yazı gördüklerinde hemen reddediyorlar. Bir hat yazısı görüyorlar, ‘Gel keyfim gel’ yazıyor mesela, ama okuyamadıkları için Kur’an ayeti sanıyorlar. Şimdilerde biraz maddiyattan sanırım, İran veya Arap coğrafyasından sanatçıların eserleri Contemporary’ye giriyor artık. Onlar giriyorsa biz niye girmeyelim? Bu bizim köklerimiz, dünyaya sanatla kendimizi ispatlamak istiyorsak, kendi özümüzle gitmemiz lazım. Başkasının özüyle gittiğin zaman kabul etmiyor. Sen zaten onun altında kalıyorsun. Gucci benim lalemi kullanıp, bundan para kazanabiliyor” dedi.

Değişimi yakalamak önemli

Geleneksel sanatlar denilerek belli bir kalıba sokulmayı da yanlış bulduğunu söyleyen Üçer, “Çin veya Japon sanatı dediğimiz zaman yüz yıllardır yapılıyor ve hala önüne bir takı almayı gerektirmiyor. Gelenekli dendiği zaman karmaşa yaşanıyor, kelimelere takılıyoruz. Esas yapmamız gereken şey, yüzyıllardır süren ve sürekli değişime uğrayan sanatımızda bu değişimi 21. yüzyılda yakalamamız. Batı’nın o kadar muhteşem eserleri var, ama bizim yaptığımız ince işçiliği yapamıyor” dedi.


#Contemporary İstanbul
#Tezhip
#Münevver Üçer
#Arapça
2 yıl önce