
LGBT Dosyası
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman, Yenisafak.com'a özel verdikleri röportajlarında, LGBT aktivizminin propagandalarına karşı meslektaşlarının konuşmaktan korktuklarını ve Tıp dünyasında eşcinselliğe verilen desteği açıkladı.
Dünya Çocuk ve Aileyi Koruma Platformu altında bir araya gelen alanında uzman 21 ismin öncülüğünde Dr. Joseph Nicolosi’nin “Eşcinsel Hayat Tarzının Sağlık Tehlikeleri” isimli kitabı Türkçe’ye çevirildi.
Bu kitap, gey, lezbiyen veya biseksüel kimliği benimsemenin doğasında bulunan ciddi somatik ve psikolojik sağlık tehlikeleri konusunda halka, özellikle gençlere ve ebeveynlere uyarılarda bulunuyor.
Bu hastalıklar nasıl meydana geliyor?
Bu bütünlük iki celal bir araya geldiği zaman yaşanmaz, veyahut dinleyicilerimizin daha kolay anlayacakları gibi herkes yin yang sembolünü bilir. Yin yang sembolünde yin dişiliği temsil eder, yang da erkeği. Yin yang sembolü evrendeki bir dengeyi anlatır. Bakın milattan evvel 600'ler Lao Tzu bile bunu anlamış. Bir denge var, birbirlerini tamamlarlarsa erkek ve kadın, biz buna İslami tasavvufi açısından bakarsak tevhid diyoruz ama öbür türlü de ifade edersek bir tamamlanmışlık, bir doyum yaşanıyor. Eğer o yaşanmazsa bu sefer inanılmaz oranlarda çok ilişkiler başlıyor. Bu çok ilişkilerin getirdiği en büyük sakıncalardan bir tanesi de 500, 1000, 1500 ilişki yaşandığı zaman bütün bunun getirdiği hastalıklar, zührevi hastalıklar, AIDS buradan çıktı, başka kanser türleri vs. yani fıtri temel denge bozulduğu zaman bu bedene de yansıyor.
Akademisyenler/uzmanlar bu konuda konuşmaktan korkuyorlar mı? Yahut Tıp dünyasında eşcinselliğe teşvik var mı?
Şunu demeyecek miyiz bu çağda? Bir çocuğumuz daha ölsün mü diyeceğiz? Bir kardeşimiz daha yönlendirilerek cinsiyetini mi değiştirsin diyeceğiz? Veya birisi daha inancını yitirip bir girdabın içine çekilsin hazları ile yaşasın iç güdüleri ile yaşasın ve bir hayvandan farkı kalmasın mı diyeceğiz? Bir değeri olmasın mı diyeceğiz? O çocuğa 'Hayvandan farkın nedir?' diye bize verebileceği 5 tane cevap olmasın mı diyeceğiz? Ne diyor şair, "Adına yaşamak diyoruz, düşmana inat bir gün fazla yaşamak." Bunu fark eden her şeyin herkesin aslında ne makamından hayır görür ne mevkiinden, yarın öbür gün çocuğunu da bana getirdiğinde ben asla onun yüzüne bakmam. Bundan korkacak bir şey yok. Kimin listesinde olduğun önemli. Ben gurur duyarım. İnsanlığa karşı bir savaş varsa ben bunun bir tarafı olamıyorsam yazıklar olsun bana. Kaç yıl yaşayacağız ki... Ya da unvanların ne önemi var ki?
Hiç tehdit edildiniz mi?
Edilmez miyim? Neler yaptılar.
Neler yaşadınız?
Aileme direkt saldırdılar, direkt aileme saldırdılar. Yani gazeteler üzerinden aileme saldırdılar. Tek ben değilim, akademide bunu yaptığınız zaman hemen diskredite ediliyorsunuz yani bir mobbing dedikleri bir terör uyguluyorlar. Hocaların çoğu konuşmaktan korkuyor. Siz biliyorsunuz, "Aman ne olur benim adım geçmesin, aman ben konuşmayayım." İslami açıdan bakarsak buna, Ayet-i Kerime de buyuruyor ki, "لاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ" yani Müslümanın belirtilerinden bir tanesi de korkmamasıdır. Yani Ayet-i Kerime şöyle, "أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ" yani Müslümanlar birbirlerine karşı tevazu içindedir, "أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ" izzet sahibiler "لاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ" yani onu onları yerenler onlara tehdit eden onlara şantaj yapanlardan korkmazlar diye geçiyor Ayet-i Kerime'de. Söylüyorum burada o mübarek kardeşlerimize konuşmayanlara, bunun cevabını nasıl vereceğiz yarın öbür gün yukarıda?
Demek korkutulduk, demek terör estiriliyor Türkiye'de, bu terör yurt dışında da var. O hale geldi ki Avrupa Amerika, Avrupa özellikle artık. Biraz evvel size örneğini verdim ya o çocukcağız bana geldi, öyle bir çocuğa benim terapi yapmam kendi isteği ile gelen bir çocuğa cezası hapis cezası ve yüksek para cezası Almanya'da İsviçre'de.
Ben bu çocuğa tedavi yaparsam İsviçre'de hapis cezası alacağım. Anlatabiliyor muyum? Nasıl ayarı kaçmış bir medeniyetin varoşlarında yaşıyoruz ve bunu bize de empoze etmek istiyorlar bizi de bu hale getirmek istiyorlar. Bazen biliyor musunuz? İmdat diyesim geliyor. Şöyle bir imdat diyebilir miyim? Şöyle içimden gele gele imdat diyebilir miyim? Deli derler...
