- Enver Paşa'nın Günlükleri:
- 9 Ekim 1911:
- Bahtsız Trablus'u belki de şimdilik kaybettik. Kim bilir, belki de tümden kaybettik. Peki, öyleyse neden gidiyorum oraya? Bütün İslam dünyasına karşı bir vefa borcumu eda etmek, içimizde duyduğumuz bir sorumluluğun gereklerini yerine getirmek için...
Enver, Libya’nın İtalyanlar tarafından işgal edildiğini duyduğu gece uyuyamadı. İtalyanların cür'eti onu sinirlendirmiş, bir an önce askeri harekat yapılması gerektiğini düşündürmüştü. Sadrazamın bu harekata pek sıcak bakmadığını görünce işin yine başa düştüğünü fark etti.
Olağanüstü bir örgütlenme kabiliyeti vardı. Fizan da olsa vatanın her karış toprağının savunulması gerektiğine inancı onu İstanbul’daki şatafatlı hayatı yaşamaktan alıkoyuyordu.
- 24 Ekim 1911:
- Arapların morali günden güne düzeliyor. Halifenin bir akrabasının beklenmeyen gelişi üzerlerinde büyük etki yaptı, öyle görüp seziyorum ki şahsımın birlikler üzerinde de hayli etkisi var. Buradaki halkın cesarete ihtiyacı yok. Bir kaç gün önce 120 askerle bazı milisler Derne'ye saldırdılar. 24 ölü verdiler ama, 18 İtalyan topunu zaptedip, bir sürü tutsak aldılar. Yine de zaferlerine göre ucuz bir bedel.
Libya’yı alamayan İtalyanların On iki Ada’yı işgal etmesi üzerine Sadrazam subayların Anadolu’ya dönmesini istedi.
- 28 Kasım 1911:
- O gün vücudu tamamen parçalanmış kara sakallı bir subayın yanında, daha çocuk denecek yaşta bir İtalyan yatıyordu. Bir kurşun başını delip geçmişti. Daha ilerde yine bir sürü ceset üst üste uzanmış kalmışlardı. Bu zavallı insanları, niçin böyle, ölüme gönderiyorlar? "Banca di Roma" nın kasalarını doldurmak için. Bankerlerin cüzdanlarını birkaç milyon daha şişirmek için, böyle ülkenin çocuklarım Ölümün kucağına atıyorlar. Başka ülkelerin çocuklarına saldırtıyorlar, suçsuz bir sürü insanın mutluluğunu ayakları altına alıyorlar. Ve bütün bunları insanlık adına ulusal şerefleri adına yaptıklarım söylüyorlar.Bütün bunlar için asıl çarpışan biziz. Çünkü biz kendimizi savunmak zorundayız.
Yurda dönen Enver ve arkadaşları yeni bir savaşın şafağına uyanıyor kaderlerine yine vatan müdafaası için çarpışmak düşüyordu.
- 4 Ekim 1912:
- Şu anda memleketimde herhalde her şey alevler içinde, her yönden bize saldırıyorlar. Sık sık bir dünya savaşı olasılığını düşünüyorum. Eğer Avusturya ve Almanya arabulucu olarak işe karışmazsa kıza zamanda Balkanlarda savaş başlayacak.
- Ve sonucun ne olacağım kimse bilemez.
- Vatanımda en büyük tehlikenin tehdit ettiği yerde olamadığıma ne kadar üzülüyorum!
İstanbul'da doğan bir vatan evladı Libya çöllerinde de aynı motivasyonla canını vermekten korkmayıp savaştı Türkistan bozkırlarında da. Bugün Türkiye’de 50 yaşındaki politikacılardan genç diye bahsedilirken Enver Paşa 41 yaşında şehadet şerbetini içti. O 41 yılın içine de sayısız mücadele sığdırdı.