|

Genç Mimar Sinanlılar ödüllendirildi: Hayalleri ödüle götürdü

28. Sakıp Sabancı Ödülleri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni dereceyle bitiren birbirinden yetenekli öğrencilere verildi. Resim ödülü emekli olduktan sonra Mimar Sinan’a giren Sema Balaban’a verildi. Sema Balaban, “Lisede çok güzel resim yapardım ben ve lise birincisiydim. Kendimi İTÜ’de buldum. Ardından özel sektörde çalıştım ve emekli oldum ve yeniden sınava girip resim bölümünü kazandım” diyor. Geleneksel Türk Sanatları Bölümü birincisi Şule Gül Bektaş ise Levni’den ilhamla eserini hazırladığını dile getiriyor.

04:00 - 21/11/2021 Pazar
Güncelleme: 01:48 - 21/11/2021 Pazar
Yeni Şafak
Dereceye girenler ödüllerini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Handan İnci’nin elinden aldı.
Dereceye girenler ödüllerini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Handan İnci’nin elinden aldı.
LATİFE BEYZA TURGUT

Merhum Sakıp Sabancı’nın kariyerlerinin başındaki genç sanatçıları desteklemek amacıyla 1994 yılında başlattığı ve Sabancı Vakfı’nın devam ettirdiği “Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri”, 28. kez sahipleriyle buluştu. Sakıp Sabancı Müzesi’nde yer alan The SEED’de düzenlenen ödül töreninde; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim, Heykel ve Geleneksel Türk Sanatları bölümlerinden derece ile mezun olan genç sanatçılara ödülleri takdim edildi.


  • Resim Bölümü birincisi Sema Balaban, Heykel Bölümü birincisi Esra Ekşi ve Geleneksel Türk Sanatları Bölümü birincisi Şulegül Bektaş oldu. Naz Tansel, Yiğit Özboran, Elif İlke Bultan, İrem Kopuz, Berfin Kartal ve İlayda Melike Ergene ise 2021 yılının ödül alan diğer isimleri oldu. Dereceye giren 9 başarılı öğrenciye sanat yaşamlarına destek için toplam 240 Cumhuriyet Altını ödülü, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan tarafından takdim edildi.


MÜHENDİSLİKTEN EMEKLİ RESİM ÖĞRENCİSİ

Resim Bölümü birincisi Sema Balaban, 1984 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun bir makine mühendisi. 2010 yılında otomobil sektöründen emekli olmuş. İTÜ’ye girişinden tam 33 sene sonra kendini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi sıralarında bulmasını şöyle anlatıyor: “Lisede çok güzel resim yapardım ben ve lise birincisiydim. Lisede yüksek puan alınca kendimi İTÜ’de buldum. Kendiliğinden gelişti bu. Ardından özel sektörde çalıştım ve emekli oldum. Emekli olduktan sonra o zamana kadar hiç boş durmadığım için bir hobi kursuna gittim bir sene kadar ancak tatmin olmadım. Farklı bir kursa devam ettim, oradaki hocam yeteneklisin güzel sanatlar fakültesine girebilirsin diyince çalışmaya başladım. 10 ay gibi bir sürede hazırlandım ve Mimar Sinan’ı kazandım.”


RESİM KENDİMİ BULMAMI SAĞLADI

  • Resim yapmanın başta güzel ve nispeten kolay olduğunu düşünen Sema Balaban, işin içine girdikçe mühendislikten çok daha zor ve karmaşık olduğunu görmüş. Balaban, “Beni zorlasa da daha öğrenecek çok şeyim var. 2013’te girdim biraz okulu uzattım ama okulda hocalarla o ortamda olmak çok keyifliydi. Bana kalsa ölene kadar öğrenci kalabilirdim ama pandemi araya girince 58 yaşında mezun olmaya karar verdim” diyor. Evinde iki odasını birleştirerek kendisine kurduğu ufak atölyesinde çalışmalar yaparken şimdi kendisine tamamen atölye olarak kullanabileceği bir yer açmak istiyor. “Resim benim kendimi bulmamamı ve tamamlanmamı sağladı artık tamamen resimde devam edeceğim. Ömrümün sonuna kadar bana bir sürü kapı açtı” diyen Balaban’ın, yarışmadan aldığı ödül de buna katkı sağlayacak.

BİR NEVİ LEVNÎ

Geleneksel Türk Sanatları Bölümü birincisi Şule Gül Bektaş, 18. yüzyıl minyatür sanatçısı nakkaş Levnî’nin eserlerinden yola çıkarak hazırladığı bitirme projesi ile ödüle layık görüldü. Halı Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Anasanat dalı öğrencisi olan Bektaş, Levnî minyatürlerinden aldığı ilhamı dokuma ile birleştirmiş. “Levnî’nin karakterini de anlatmak istedim. Levnî, kelime olarak ‘çok renkli’ demek. Kendisi de çok renkli bir kişiliğe sahip bir sanatçı. Hem de yaptığı çalışmalarda diğer minyatür çalışmalarından çok farklı” diyen genç sanatçının eserinin ismi “Bir Nevi Levnî”.

Mezun olduktan sonra asıl isteği akademinin içerisinde olmak olan Bektaş, yaptığı çalışmalarla farklı sergilerde de yer almak istediğini söyledi.

DOĞAYI TAHRİP ÇIKIŞ NOKTAM

  • Esra Ekşi, doğa ve insan ilişkisini anlatan bir çalışma ile Heykel Bölümü birincilik ödülünü kazandı. Eseri ile ilgili, “İnsanın doğayı tahrip etmesi, doğaya zarar vermesi ve bunun karşısında doğanın durağan fon oluşturması çalışmamın çıkış noktasıydı” diyen Ekşi, çalışmalarında genellikle hayvan formaları üzerinden gittiğini ifade ediyor. Heykel bölümü birincisi Esra Ekşi, artık yüksek lisans öğrencisi olarak çalışmalarına devam edecek.

Sabancı sanat fonu

1994 yılında kendi adını taşıyan Sanat Ödülleri’ni başlatan Sakıp Sabancı, tüm hayır işleri ile ödül programlarının devamını sağlamak için Sabancı Vakfı bünyesinde Sakıp Sabancı Fonu’nu oluşturdu. Sabancı Vakfı tarafından devam ettirilen Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri ile 28 yılda 250’den fazla genç sanatçı toplam 6.720 Cumhuriyet Altını ile ödüllendirildi.

#Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
#Sakıp Sabancı Ödülleri
#İTÜ
#Şule Gül Bektaş
#Sema Balaban
2 yıl önce