|

Gözü sinemanın parasında değil pulunda

Şerif Antepli’nin afiş, plak, kartpostal ve özellikle pul gibi materyallerden oluşan ‘Sinemanın 120 Yıllık Serüveni’ sergisi, ziyaretçilerini sinemanın icadından itibaren bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Sergi, Lumière Kardeşler’den bugüne sinemayı koleksiyon parçaları üzerinden görmeye imkân veriyor. Antepli, “Pulu, insanlara yeniden sevdirmek istiyorum” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/04/2015 Pazar
Güncelleme: 14:40 - 6/04/2015 Pazartesi
Yeni Şafak

Ülkemizin önde gelen koleksiyonerlerinden Şerif Antepli'nin 10 Nisan'a kadar Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde ziyaret edilebilecek olan Sinemanın 120 Yıllık Serüveni sergisi, ünlü koleksiyonerin çeyrek yüzyıldır topladığı pul ve sinema koleksiyonunun sadece bir bölümünden oluşuyor. Konu sinema olunca, sinemamızın önemli isimleri İzzet Günay, Ediz Hun, Engin Çağlar, Süleyman Turan ve Yeşilçam'ın emektar yönetmeni Aram Gülyüz gibi isimlerin de katıldığı sergi, afişlerden pullara, telefon kartlarından madalyalara, hatıra paralardan biletlere, fotoğraflardan plaklara kadar dünya sinemasının tarihini yansıtan yüzlerce objeyi bir arada gösteriyor.



* Pul ve sinema… Doğrusu biraz ilginç?

Çocukluğumdan itibaren başlayan ve hiç duraklamayan bir tutku bu… Ta ilkokul yıllarından beri pul toplamaya merakım vardır. Pulu seviyordum, pulla birlikte sinemayı da çok seviyordum. Bugüne kadar sinema ile pulu birlikte yürüttüm. Sinemayla ilgili dünyanın çeşitli yerlerinde çıkan sinema pullarını, zarflarını ve damgalarını toplamaya başladım.Yaklaşık yirmi yıl boyunca. Bu koleksiyonumu geliştirirken 1995 yılında o zaman sinemanın 100. yılı idi, Türkiye'de ilk sinema pulları ile ilgili kişisel sergiyi açtım.



AMACIM PULU TANITMAK VE YENİDEN SEVDİRMEK


* Tabi 'Sinema pulu' o zaman bilinen bir şey değildi.

Elbette ama yeni yeni başlamıştı o tarihlerde. Ondan sonra giderek dünyada da sinema temalı pullar artmaya başladı. Ben de mümkün olduğu kadar hepsini toplamaya çalıştım. 2010 yılında kişisel bir sergi açtım. Şimdi de sinemanın 120. yılı dolayısıyla, mevcut koleksiyonumdaki pulların ancak bir kısmını sergileyebiliyorum. Sadece pul da değil, sinemayla ilgili afiş, zarf, takvim, mektup, belge ve yine sinemayla alakalı objeler de sergide yer alıyor. Benim özellikle bu sergileri yapmamın en önemli gayesi, insanlara pulu ve koleksiyonculuğu tanıtmak ve sevdirmek. Bu sebeple 12-13 yıl önce bir kulüp kurduk, kişisel sergiler açarak koleksiyonculuğu tanıtıyoruz. Bu serginin en önemli gayesi de insanlara sadece pulu göstermek değil, beraberinde sinemayı da göstererek sevdirmek.



* Kaç parça var? Koleksiyoncuya bu soru sorulmaz ama…

Sorulmaz. Bu vesileyle herkese söylemiş olalım, hiçbir koleksiyonere “kaç parçanız var" ve “en önemlisi sizin için hangisi" diye soru sorulmaz. Bu tabi her yerde karşımıza çıkan bir soru. Şimdi şu kadarını söyleyeyim, benim için en kıymetli pullar, ilkokul yıllarımda postaneden harçlığımla aldığım pullardır.



FAVORİM HER ZAMAN SİNEMA PULLARI OLDU


* Peki, şunu sorabilirim sanırım, sinema pulları ve zarfları var bu sergide. Film ya da oyuncusu sebebiyle sizin için 'özel' olan parçalar vardır.

Greta Garbo. (gülüyor) Onun özel bölümü var zaten gördüğünüz gibi. Ona ilişkin her şeyi toplamaya gayret ediyorum.



* Sizin kuşağınızdaki pek çok kişi için bir efsane…

Onun olduğu parçaların ayrı bir kıymeti var tabi benim için.



* Sadece pul ya da sinema pulları koleksiyonu yapmıyorsunuz, Türkiye'de koleksiyon denilince akla gelen isimlerden birisisiniz.

Evet, önemli bir koleksiyoner olduğumu söylüyorlar. Tematik çalışıyorum, mesela 1922'den günümüze kadar gelen sürede basılan Cumhuriyet pullarını topluyorum mesela. Futbol ve iletişim konulu pullar da topluyorum. Ama benim favorim sinema koleksiyonu.



PUL, DİĞER KOLEKSİYON PARÇALARINDAN ÇOK DAHA ŞANSLI


* Pulla ilgili son zamanlarda bir geri gidiş söz konusu değil mi?

Pul aslında çok uzun yıllardır kendini taşıyabiliyor. Koleksiyonda önemli olan katalog çıkarılmış olmasıdır. Bir şeyin kataloğu yoksa o şey zor ilerler. Ama dünyada çıkan bütün pullar, kataloglarla kayıt altındadır. Bu yönüyle pul diğer pek çok koleksiyon parçasından daha şanslıdır.



* Ama pula itibarını geri kazandırıyorsunuz diyebiliriz sanırım.

Ben elimden geldiği kadar bunu yapıyorum, Türkiye'de PTT de buna katkı sağlıyor. Pula olan ilgi son yıllarda artıyor evet. PTT, her yıl ulusal pul sergileri açar. Geçtiğimiz yıl altın madalyayı da sağ olsunlar bana verdiler.



Türkiye'nin tek koleksiyon dergisi


* Bir koleksiyon dergisi çıkarıyorsunuz. Serginiz vesilesiyle onu da konuşalım istiyorum.

Dediğim gibi çocukluğumdan beri bu konuya meraklıydım. Tabi yıllar sonra bu sahayla ilgili bir dergi olmadığını gördüm. 1995 öncesi bir tane vardı ama kapandı. Ben de 2000 yılında bir dergi çıkarayım ve Türkiye'de koleksiyonculuğu tanıtayım, her şeyin koleksiyonunun yapılabileceğini göstereyim istedim. Herkes her şeyin koleksiyonunu yapabilir, önemli olan başlamaktır. Ben mesela çocuklara hediye alacaksam bir koleksiyon parçası alırım, devam ettirebilsin diye.



* Tabi maliyet muhasebesi dersleri de devreye giriyor burada.

Ben pek çok okulda konferans verdim, genelde duyduğumuz şey bu oluyor “paramız yok." Gidin ağaç yapraklarının koleksiyonunu yapın o zaman diyorum. Defterinizin arasına koyun, hangi ağacın yaprağı olduğunu yazın, bilgileri yazın saklayın. Paralı mı bu şimdi? Parasız.



Benim için iki kere anlamlı bir sergi


*Sergiyi ziyaret eden oyuncu İzzet Günay düşüncelerini şöyle anlatıyor: "Böyle bir serginin varlık bulması hem sinema adına hem de filateli (pulculuk) adına tabi kıymetli bir şey. Türkiye'den Şerif Bey'den başka filatelist var mı bilmiyorum, belki vardır ama bu derece zengin olduğunu sanmıyorum. Sinemanın 120. yılı dolayısıyla yapılmış olması büyük anlam taşıyor. Çok renkli, çok emek verilmiş, dikkatle hazırlanmış. Tabi bu tür koleksiyonları yapmak çok zordur çünkü sonu yoktur. Filateli Türkiye'de çok geriledi. Bu sergiyle bu biraz daha canlanacaktır. Bu vesileyle Şerif Antepli'yi çok tebrik etmek gerekiyor. Benim için anlamı daha ayrı tabi bunun, ben hem sinemacıyım hem de filatelistim, çok büyük keyif alarak dolaşıyorum haliyle"



Çocukluğumuzun kahramanları burada


*Kendisi de koleksiyoner olan Ediz Hun, koleksiyon yapmanın önemine değiniyor ve şunları söylüyor: "Koleksiyon tabi önce bir hobidir. Bizim insanımızda iki eksik var, birincisi hareketimiz çok az. Biraz içtimai durumumuz yükseldiği zaman işe arabayla, eve arabayla, televizyon karşısında yemek ve uyku. Rutin bir hayatımız var. Mutlaka hareket olması lazım. İkincisi, ne yazık ki hobimiz yok. Seratonin diye bir mutluluk hormonumuz var. Biliyorsunuz ben biyoloğum, üniversitede hocayım. İnsanın huzur içinde, güzellikler içinde yaşaması için gerekli salgıları vücuda saçıyor. Başta kanser olmak üzere bir takım hastalıklardan koruyor. Hobi, bu anlamda insanları mutlu ediyor. Bu sergi bu anlamıyla da önemli. Sinemacı ve koleksiyoner olarak benim de çok hoşuma gitti. Bu sergide benim on yaşında, on beş yaşında izlediğim filmlerin sanatçıları var. O yaşlarda her akşam filmlerini izleyip, onlarla beraber yaşadığımız zamanlardı. Şimdi o sanatçıları burada görünce çok mutlu oldum ama o da buruk bir mutluluk çünkü yüzde doksan dokuzu hayatta değil artık. "


#Şerif Antepli’
#Lumière Kardeşler
9 yıl önce