|
Hâlâ İsrail’den ‘kanıt’ bekliyorlar!

“BM-Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı(UNRWA)”
yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye 1950’den itibaren insanî yardım sağlıyor. Ajansın 13 bini Gazze’de olmak üzere bölgede 30 bin civarında çalışanı bulunuyor. İsrail ise öteden beri Ajansın kapatılması için çalışıyor.

İsrail, Ajansın 12 çalışanın Hamas’ın 7 Ekim 2023’te gerçekleştirdiği operasyonlara katıldığı iddiasıyla, Batılı ülkelerden Ajansa malî katkılarını kesmelerini istemişti. ABD ve çoğu Avrupa’dan 18 ülke, İsrail’in düzmece iddialarına dayanarak katkılarını derhal askıya almıştı. Ajans yönetimi de kanıt beklemeden ikisi hayatta olmayan 12 çalışandan 9’unu kovmuştu.

Yüzde 70’i çocuk ve kadın 30 binden fazla insanı katleden İsrail’e “dur” diyemeyen ABD ve Batı yönetimleri milyonlarca mültecinin yaşamlarını tehlikeye atan böyle bir kararı rahatlıkla alabildiler. Dünyaya insan hakları, adalet ve hukuk vazeden Batı yönetimleri suç ve cezanın şahsiliği gibi evrensel bir hukuk kuralını bile çiğneyerek, dört yandan abluka altındaki daracık alana sıkıştırılan milyonlarca sivili cezalandırma yoluna gittiler. İsrail Gazze’yi bombardıman ederken Avrupalı ülkeler Ajans’ın boğazını sıkarak durumu çok daha fecî bir hale getirdiler. .

ABD Savunma Bakanı
Lloyd Austin
ABD Kongresi’ndeki bir oturumda İsrail’in saldırılarında 25 binden fazla kadın ve çocuğun öldürüldüğünü itiraf etmişti. 25 binden fazla kadın ve çocuğu katleden İsrail’e hassas güdümlü mühimmat dahil silah ve cephane gönderen de ABD idi.
İsrail’in arkasında duran ABD ve Batı yönetimleri, sadece Gazze’ye değil, tüm Filistinli mültecilere yardım ulaştırmada hayatî rol oynayan “Yardım Ajansı’na(UNRWA)” ödenekleri durdurdular. ABD Dış İşleri Bakanı
Antony Blinken
ise İsrail’in Ajans ile ilgili iddiaları için
“Kendimiz araştırma imkânımız olmadı. Ancak bu iddialar son derece inandırıcı”
diyebildi.
21 Şubat tarihli “
Wall Street Journal
” gazetesinde yayınlanan bir haberdeyse “
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi
”nin dört sayfalık bir raporuna dikkat çekiliyordu. Raporda Ajans’ın 12 çalışanının 7 Ekim saldırılarına katılması muhtemel görülüyor, ancak bu ihtimalin bağımsız olarak doğrulanamadığı belirtiliyor imiş. Rapora göre İsrail’in suçlamaları “
düşük güven
” kategorisinde. Haberde İsrail’in ham istihbarat verilerini paylaşmadığı da belirtiliyordu.
27 Şubatta Strazburg’daki “
Avrupa Parlamentosu
” genel kurulunda Ajans fonlarıyla ilgili tartışmalar yaşandı. “
Avrupa Birliği Komisyonu
”nun kriz yönetimi ve insani yardımlardan sorumlu üyesi
Janez Lenarcic
İsrail’in AB üyesi ülkelere 12 Ajans personelinin 7 Ekim saldırılarına karıştığı yönündeki iddialarını destekleyen kanıtlar sunmadığını vurguluyordu.
İsrail’in iddiaları üzere BM bünyesinde soruşturma başlatılmıştı.
BM sözcüsü Stephane Dujarric
29 Şubat’ta yaptığı açıklamada İsrail’in “Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı”nın 12 çalışanıyla ilgili ‘kanıtları’ paylaşmadığını vurguluyordu.
Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland
da 29 Şubatta “
Financial Times”
da yayınlanan yazısında İsrail’in hiçbir kanıt sunmadığını dikkat çekiyordu. Yardım Ajansı’na mali katkıları askıya alan ülkeleri eleştiren Egeland,
” bu iddiaları ortaya atan İsrail hükümeti, tüm UNRWA personelinin isimlerine ve özgeçmiş bilgilerine tam erişime sahiptir. Bu suçlamaların, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’i soykırım konusunda uluslararası hukuka uymaya çağıran kararından sonra ortaya çıkması tesadüf müdür?”
diyordu. Egeland Gazze’nin yaşam destek ünitesine bağlı bırakıldığını ve bu yaşam destek ünitesininse “UNRWA” olduğuna dikkat çekiyordu
Belirli bir nüfusun tamamının ya da bir kısmının hayatta kalmasını tehdit eden koşullara yol açmak uluslararası hukuka göre “
soykırım
” tanımının unsurlarından biridir. Gazze’de yaşananlar çok daha fazlasını içeriyor. Dört yandan abluka altındaki sivillerin, kadınların, bebeklerin, çocukların can güvenlikleri, gıda, su, ilaç, barınma ve sağlık kuruluşlarına erişimleri saldırı altında. İsrail’in en büyük destekçisi ve silah tedarikçisi ABD ise havadan gıda paketi atmak gibi son derece utanç verici, “göstermelik” kabilinden girişimlerde bulunuyor.

İsrail’in ABD ve Batı’lı destekçilerinin sözde kurallara dayanan uluslararası düzenin en önemli unsuru olan BM’nin “Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı”nı cezalandırarak aslında milyonlarca insanın canına kastettiklerini elbette ne insanlık vicdanı, ne de tarih, asla unutmayacaktır.


#Politika
#İsrail
#Avrupa Parlamentosu
#Abdullah Muradoğlu
2 ay önce
Hâlâ İsrail’den ‘kanıt’ bekliyorlar!
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet