|
Şi Cinping, Biden’a hangi mesajı gönderdi?
Çin Devlet Başkanı Şi
Cinping
’in ABD Dış İşleri Bakanı
Antony Blinken
’ı kabul edip etmeyeceği merak ediliyordu. Zira Blinken’ın Pekin ziyaretinde Cinping ile görüşeceği teyit edilmemişti. Çin tarafı son ana kadar Şi’ Cinping’in Blinken ile görüşeceğine dair bir renk vermedi. Bu görüşme dün gerçekleşti. Cinping ile Blinken yaklaşık “
35 dakika
” süren bir görüşme yaptılar.
Bu görüşmeden önce Blinken Pazar günü mevkidaşı
Qin Gang
ile beş buçuk saatten fazla süren bir görüşme yaptı. Blinken ile Gang’ın iki ülke arasında “
özel konular
” dahil olmak üzere geniş bir dosya üzerinde konuştukları tahmin ediliyor. Görüşmenin sonuçlarına ilişkin olarak dosyada yer alan başlıklarda bir mesafe kaydedilip kaydedilmediğiyse, henüz belirsiz.
Hiç kuşkusuz, ABD ve Çin arasındaki
“Büyük Güç Rekabeti”
nin parlama noktası,”
Tayvan
”. Pekin “Tayvan”ı aşılması ciddi sonuçlar doğurabilecek nitelikte bir “
kırmızı çizgi
” olarak niteliyor. Nitekim Çin medyasında yer alan haberlerde Gang’ın Blinken’a Tayvan meselesinin Çin’in temel çıkarlarının özü, Çin-ABD ilişkilerindeki en önemli mesele ve en büyük risk olduğuna işaret ettiği belirtiliyordu. Hemen söylemek gerekirse, ABD’nin halihazırdaki Tayvan politikasının değişeceğine dair bir beklenti “
iyimserlik
” olur. Joe Biden Çin’in Tayvan’a askerî müdahalesi durumunda ABD’nin Tayvan’ı savunacağını defalarca ağzından kaçırdı. “
Beyaz Saray”
ABD’nin “
Tek Çin
” politikasından sapmadığı yönünde açıklamalar yapmış olsa bile analizciler, Biden’ın ‘
gaf
‘olarak nitelenen bu sözlerini Çin’e “
mesaj
” olarak görüyorlar.
Trump
Dönemi”nde başlayan ve
“Biden Yönetimi”
tarafından da devam ettirilen “
Ticaret savaşları
” bir yana, ABD’nin “
Hint-Pasifik
” politikası Çin’i ziyadesiyle rahatsız edecek boyutlar taşıyor. Pekin ABD’nin “Hint-Pasifik” politikasını “
askerî bir çevreleme
” olarak niteliyor.
Blinken’ın Pekin seyahati iki ülke arasındaki “
stratejik güvensizliğin
” gölgesinde gerçekleşti. Ancak “İklim
Değişikliği
”yle mücadele dahil olmak üzere, ABD ve Çin’in görüşmesi gereken küresel nitelikli birçok başlık var. ABD ve Çin Dünyanın en büyük iki ekonomisi. Öte yandan “Küresel ısınma”da iki ülkenin rolü diğer bütün ülkelerden çok daha fazla. Dolayısıyla ABD ve Çin’in işbirliği olmadan “İklim
Değişikliği
”yle mücadelenin sonuç alması mümkün değil.
Çin “
Ekonomik büyüme
”ye neredeyse bir ‘
kutsallık
’ atfediyor. Bu yüzden Pekin ABD’nin “
Yeni Soğuk Savaşı
”nın kendisine vereceği ekonomik zararlardan kaçınmak istiyor. ABD’nin Avrupa dahil tüm müttefiklerini “Yeni Soğuk Savaş”ın cephesi haline getirme girişimleri Çin’i bir hayli tedirgin ediyor. Çin hem ABD, hem de Avrupa ile ekonomik-ticari ilişkilerinden kolayca vazgeçemez. Dolayısıyla Çin, ABD’nin “
cephe siyaseti
”nin başarısız olmasını istiyor.
Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı
Emmanuel Macron
’un “
Avrupa’nın Stratejik Özerkliği
” bağlamında yaptığı açıklamalar Amerikalılar’ı rahatsız ederken Çin’i pek mutlu ediyor. Amerikalılar “Stratejik özerkliği” Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığını zayıflatan bir politika olarak görüyorlar. Macron’un Cinping ile görüştüğü Pekin’de coşkuyla karşılandığını hatırlatalım.

Nihayetinde Blinken, Şi Cinping ile görüştü. Blinken son beş yıl içinde Çin’i ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı ve Biden Yönetimi’nin bu tür bir diplomatik seyahat gerçekleştiren en üst düzey yetkilisi oldu. Sadece bu bile ABD ve Çin arasındaki ilişkinin geldiği düzeyi anlatıyor.

“Şi
Cinping -Blinken buluşması”
, önceki yazımda da belirttiğim gibi, daha çok ileriye dönük “
istikşafi
” bir görüşme oldu. Nitekim bu görüşmeye ilişkin resmî açıklamalar, iki ülke arasında en üst düzeylerde görüşme kanallarının önünün açılması olarak yorumlanıyor. Önümüzdeki aylarda ABD Hazine Bakanı
Janet Yellen
ve ABD Ticaret Bakanı
Gina Raimondo
’nun Pekin’i ziyaret etmeleri bekleniyor. Kasım ayındaysa ABD’de “
APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği) Toplantısı
” yapılacak. Şi Cinping için bu toplantı “diplomatik” açıdan çok çok önemli. Zirvede ABD Başkanı Joe Biden ve Şi Cinping’in bir araya gelerek ikili görüşme yapmaları bekleniyor.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, ABD ve Çin, ringlerde kıyasıya dövüşen, ancak ring dışında medenî ilişki yürüten iki boksör gibi, hem “
sert
”, hem de “
yumuşak
” bir çizgide yürüyecekler. Ringde ve ring dışında ilişkilerin sert bir çizgide yürümesi halindeyse ortalık kan revan olabilir.
#politika
#ABD
#Donald Trump
#Joe Biden
#Abdullah Muradoğlu
1 yıl önce
Şi Cinping, Biden’a hangi mesajı gönderdi?
Nereye dalıp gittin?
Târihin doğru yerinde durmak
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek