|
Alevi sorunu: Kritik eşik...
Siyasi partilerin seçim beyannameleri arka arkaya açıklandı. Beyannameler partilerin iktidara gelmeleri halinde yapacaklarını vaat ettikleri hususlardan oluşur. Kritik meselelere bakışlarının en somut olarak ifade edildiği metinler olarak kabul edilebilir.

Kasım seçimleri sonrası AK Parti iktidarını mı yoksa bir koalisyon hükümetini mi (muhtemelen yine AK Parti önderliğinde) çıkaracağını bilmiyoruz. Bunu kestirmek şu aşamada mümkün değil, doğru da...

Bu ihtimaller karşısında mevcut iktidarın, AK Parti'nin seçim beyannamesi görece olarak diğer siyasi partilerinkinden daha önemli bir metin haline gelmektedir.

AK Parti'nin seçim beyannamesinde özellikle bugünün tartışmalarına, eleştirilerine, beklentilerine değen üç husus var.

Bunlardan ilki çözüm süreciyle, ikincisi üçüncüsü partiler yasasıyla ilgili.

Çözüm sürecine dair AK Parti'nin bildirgesinde yeni bir söz yok. Süreçle ilgili satırlar hükümetin bugün geldiği ve durduğu noktayı tarif ediyor. Kamu güvenliğinin sağlanması, silah ve şiddetin devre dışı bırakılması, çözüm sürecinin devamının ön koşulu olarak tanımlanıyor. Sonuçta, PKK fiili özerklik ve alan hakimiyeti politikasından vazgeçmedikçe şu aşamada hükümetin siyasete kapıları kapattığı söylenebilir.

AK Parti'nin siyasi partiler yasasıyla ilgili verdiği sözü de önemsemek gerekir diye düşünüyorum. Tek adamlık, kişilerin kurumlar üzerindeki hakimiyeti dilden hiç bir zaman düşmeyen, bugün ise doruğa ulaşan mesele ve eleştiriler arasında yer alır. Bu durumda, bildirgede “… siyasi partiler kanununu kaldırarak, yerine siyaset kurumunu güçlendirmek üzere siyasi parti özgürlüğünü güvence altına alacak, parti içi demokrasiyi güçlendirecek, siyasete katılımı teşvik edecek yeni bir siyasi partiler kanununu ivedilikle çıkaracağız…” ifadeleri sadece AK Parti için değil, Türk demokrasisi için önem taşır ve umut verir.

Üçüncü husus ise AK Parti'nin Alevi talepleri konusunda verdiği sözlere ilişkin.

Alevi meselesi Türkiye'nin en önemli kültürel kırılma fay hatlarından birisidir. Ayrımcılık söz konusu olduğunda ya da farklı dokular arasında geçişler, köprüler, bağlantılar kurmak gibi kucaklayıcı demokrat adımlar akla geldiğinde, Kürt meselesiyle birlikte öne çıkan temel sorunlarındandır.

AK Parti'nin çeşitli açılım hamleleriyle buradan kaynaklanan sorunları çözmek, ortadan kaldırmak istediği biliniyor.

Bu tür adımlar özellikle Davutoğlu döneminde yoğunlaşmıştı. Cem evlerinin statüsü, camilere sağlanan imkanların buralara da sağlanması ve din dersi konusunda seçmeli ders ilkesi bu sorunların önde gelenleriydi. Davutoğlu hükümeti bu konuda iki kez adım atmaya statü ve hizmet konusu eşitlikçi bir karara bağlama hamlesi yapmıştı. Ancak hatırlanacağı gibi bunlar Cumhurbaşkanına takılmış ve yol alınamamıştı.

Ardından 2014 sonunda AİHM'in kararı geldi. AİHM Cem Vakfı'nın (Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı) camilere, kiliselere, sinagoglara uygulanan elektrik faturasından muaf tutulma talebinin Türk mahkemeleri tarafından olumsuz karşılanması üzerine yaptığı başvuruyu karara bağladı.

AK Parti'nin son bildirgesinde şunlar söyleniyor:

“Alevi toplum kesimlerimizin, kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için gereken her türlü adımı atacağız. Bu noktada Geleneksel İrfan Merkezleri ile cem evlerine hukuki statü tanıyacağız. Aynı şekilde ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediyeler Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda gerekli değişiklikleri yapacağız...”

Bu sevindirici taahhüttür.

Hem bu sorunun halli açısından, hem Davutoğlu'nun özerk alanını inşası açısından...
#çözüm süreci
#Cem Vakf
#ak parti
#seçim beyannameleri
9 years ago
Alevi sorunu: Kritik eşik...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset