|
İletişim eksikliği kaosu tetikler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Gezi olayları sürecinde göz altına alınan kişi sayısını, kaçının mahkemeye sevk edildiğini ve neticede kaç kişinin tutuklandığını açıklamış. Bu açıklamanın gerekçesi olarak, medyada bu konuda ileri sürülen gerçeğe uygun olmayan iddiaları göstermiş…

Bizce Savcılık çok geç kalmış. Hele de "reaktif" bir açıklama hiçbir zaman düzenli, sistematik ve stratejik olarak yürütülecek bir iletişim yaklaşımının yerini tutamaz. Yanlış algılama oluştuktan sonra düzeltmeye kalkmak kadar yanlış bir uygulama olamaz… "Düzenli, sistematik ve stratejik" yaklaşım ortadan kalkınca, istenmeyen algı oluştuktan sonra düzeltmeye kalkışıldığı zaman CHP Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu da Türkiye"nin bir tür "Açık Hapishane" haline "getirildiğini" ifade etme fırsatını kullanma şansını kaçırmaz tabii.

Devletin adalet sistemi ve yargı mekanizması kendini gerektiği gibi ifade etmezse, çelişkilerin tamamı pek çok konuda olduğu gibi Başbakan"ın kucağına düşecektir… Sonra da Başbakan"ı fazla detaya karışıyor diye eleştiriyorlar…

Benzer bir durum da Güney sınırlarımızda olan bitenle ilgilidir. Genel Kurmay çok iyi bir açıklama yayınlayıp pek çoğumuzun tam olarak anlamakta zorlandığı "Angajman kuralları" çerçevesinde aldıkları önlemleri anlattı. İnşallah devamı gelir. Ancak yetmez… Orada bir kriz durumu var. Böylesi gelişmelerde insanlarımızın gerçekleri, köşe yazarlarından, TV tartışma programlarından değil, birinci elden ve en önemlisi "düzenli" bilgilendirme ile öğrenmeleri gerekir…

Gündelik hayat içinde "Ne olacak bu Suriye meselesi?" ya da "Bağımsız Kürt devleti kurulacak mı?" düzeyinde sorularla karşılaşma oranında ciddi bir artış oluyorsa, burada bir sorun var demektir…

Türkiye"nin içeri ve dışarıya yönelik "kamu diplomasisi" stratejilerindeki iletişim açığı giderek artmakta… Sarı ışık kırmızıya dönmek üzere…

Bizden uyarması…

Bir de ne kadar sattığımızı bilsek…

Ülkemizde bir kitabın gerçekte kaç adet basıldığı, 8 Kasım 2001"deki bandrol uygulamasının resmen başlamasından sonra bilinir hale gelmiş. Bir kitabın baskı sayısını yayınevi sahipleri ve matbaalar dışında bilen iki kurum varmış: Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve bandrol satışı yapan Yayıncılar Federasyonu. 2012 yılında 293.257.824 adet bandrol kullanılmış ve bunların 63.015.607 adedi edebiyat eserlerine yapıştırılmış.

Bu bilgiler, şair ve yazar arkadaşımız Metin Celâl"in Cumhuriyet gazetesindeki "Köşemen" adlı köşesinden... Telif Hakları Genel Müdürlüğü"nün web sitesinde de bu rakamlara ulaşmak mümkün tabii ama asıl soru, okurların da yazarların da bir kitabın kaç adet bastığı ve hatta ne kadar sattığı bilgisine ulaşma imkânının henüz olmaması.

Yazarlar için bu sorunun cevabı kolay. Sözleşme imzaladıkları yayınevlerinin sorumlu kişileriyle bu konuları herhalde rahatlıkla konuşuyorlardır. Hatta henüz haberimiz olmasa da yazarlara aylık raporlar halinde, kitaplarınız bu ay şu kadar sattı, bilgisini de veren yayınevlerimiz bile vardır.

Ancak asıl soruyu okur cephesinden bakarak soralım:

Örneğin satışı bir haftada 300 bine ulaştığını reklamları aracılığıyla işittiği bir kitap hakkında kesin ve doğru bilgiyi öğrenme ihtiyacı içinde olan meraklı okur ne yapacak? Ya da okuyup da beğendiği bir kitabın (yerli ya da yabancı fark etmez) kaç satmış olduğunu merak etme hakkına sahip değil miyiz?

Meraklı sinemasever, filmlerin kaç kişi tarafından izlendiğini internette anında öğrenme olanağına sahipken, edebiyatseverler ya da müzikseverlere bu bilgilerin kapalı olmasında sizce de bir tuhaflık yok mudur?

"Tut ki öğrendin; ne işine yarayacak?" diye soranlar bu durumdan memnun olduğu sürece "bilginin istenildiği anda ulaşılabilir olması" konusunda talepleri olanlar bekleyecek demektir. Baksanıza bir kitabın kaç adet basıldığı yolundaki basitin de basiti bir bilgiye ancak 2001 yılı Kasım ayında "ulaşılabilir" olmuş. Hem de "bilgi"nin en iyi kaynaklarından biri olan "kitap" konusundaki "bilgi"ye...

UFUK TURU

Trend Micro, internet saldırganları tarafından hazırlanan sahte e-posta ile kamu kurumlarının kritik bilgilerinin çalınmaya çalışıldığını ortaya çıkardı. (Hülya Düztas - Nomplus)

Akfen GYO, 2014 yılında sonuçlanacak "Avrupa İş Ödülleri"nde Türkiye"deki en başarılı şirketler arasında yer alarak, ülkemizi uluslararası arenada temsil etme hakkı kazandı. Akfen GYO, "Ulusal Şampiyon" olarak Avrupa İş Ödülleri"nin bir üst elemesine katılacak. (Şener Aslıbay - Medyaevi)

PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi, 5-6 Kasım 2013"te İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı"nda düzenleniyor. Kongreye katılan konuşmacılar arasında Jim Lawless, Prof. Heike Bruch, Douglas Miller, Kevin Sheridan ve Ravin Jesuthasan gibi dünyaca ünlü yönetim otoriteleri yer alıyor. (Aydan Öz - Mineral Medya)

Novartis, ilaç sektöründe bir ilke imza atarak "iMag"i tablet kullanıcılarına sundu. Bir tablet uygulaması olan "Novartis iMag" her sayıda yepyeni konular ve hastalıklarla ilgili merak edilenler hakkında detaylı ve kapsamlı bir bilgi aktarımı sağlamayı hedefliyor. (Mert Aybars- Mese İletişim Danışmanlığı)

Geçtiğimiz sene ilk kez Türkiye"de gerçekleştirilen küresel internet teknolojileri etkinliği Webit bu yıl 2. Kez Türkiye"de düzenleniyor. Ebru Kohen etkinliğin ulusal ve uluslararası kurumlarla ilişkilerini üstlendi. (Deniz Ertem - Effect PR)

Vodafone Türkiye, gençlerin iş dünyası dinamiklerini ve kariyer fırsatlarını keşfetmelerine olanak sağlamak için Reklamcılık Vakfı"nın "Çaylak Kampı" programına sponsor oldu ve Reklamcılık Vakfı ile birlikte tam burslu olarak 61 katılımcıyı eğitti. (Uğur Sayın – RedUnit Haber Merkezi)

Memorial Sağlık Grubu"nun katkılarıyla Organ Nakli Bilinçlendirme Platformu tarafından gerçekleştirilen, aralarında Yıldız Kenter, Hülya Koçyiğit, Keremcem, Bengü, İsmail Hacıoğlu, Derya Büyükuncu, Selda Alkor"un da bulunduğu 25 ünlü ismin fotoğraflarından oluşan Hayat Ver Sosyal Sorumluluk Projesi Sergisi, 19-28 Temmuz arasında Marmara Forum"da. (Hülya Okatan – Ünite İletişim)

BIC Angel Investments, Türkiye"deki girişimcileri daha iyi anlamak amacıyla online bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmanın sonuçlarına göre girişimcilerin yaşadıkları en büyük zorluk sermaye bulmak olurken aradıkları yatırım tutarı ağırlıkla 50 bin ile 250 bin TL arasında değişiyor. Erkekler girişimciliğe 27 yaşında, kadınlar 31 yaşında başlıyor. (Serhat Özkütükçü – Denove PR)

11 yıl önce
İletişim eksikliği kaosu tetikler
Vay canına sonunda kafayı buldu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir